MEMUR-SEN: ??ERBAKANI UNUTMADIK, UNUTMAYACAĞIZ??

Memur-Sen "Millete Vefa Yolunda 20 Yıl" konulu Ankara Arena Spor Salonu`nda Cumhurbaşkanı Erdoğan`ın katılımıyla program düzenledi.

Gündem 25.10.2015 21:07:26 0
MEMUR-SEN: ??ERBAKANI UNUTMADIK, UNUTMAYACAĞIZ??

Memur-Sen "Millete Vefa Yolunda 20 Yıl" konulu Ankara Arena Spor Salonu'nda Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın katılımıyla program düzenledi.

"Millete Vefa Yolunda 20 Yıl" programında konuşan Memur-Sen Genel Başkanı Ali Yalçın,“Ahde vefa ile çıktığımız bu yolda feda ettiklerimiz, bedel ödediklerimiz bizim için hakikat yolculuğunun sermayesidir. Memur-Sen sendikal mücadelede istikrarın adresidir. Ancak istikrar sadece Memur-Sen’e mahsus olmamalıdır. Siyasette, ekonomide,  diplomaside ve ülkede istikrar için sorumluluk almalıyız. Bu yüzden 1 Kasım seçimlerinde istiklalden taviz vermeyerek istikrar diyoruz. Mensubu olmaktan onur duyduğumuz kadim medeniyet, insan tasavvurunu insani değerler ve erdemlilik üzerine bina etmiştir” diyen Yalçın,“İnsana eşrefi mahlûkat olma hazzını yaşatan bu değerler arasında ‘vefa’, ‘vefalı olma’, ‘vefa gösterme’  şüphesiz ayrı bir öneme sahiptir. Erdemliler hareketinin öncüsü, Kudüs Şairi, Yedi Güzel Adam’ın sivil toplumcusu ve Memur-Sen’imizin kurucusu Mehmet Akif İnan ağabey de, ‘Bütün giysileri yırtsak yeridir. Yeter bana vefa elbiseleri şeklinde konuştu.

MANEVİ ÖNDERİMİZ ERBAKAN

Yalçın sözlerini şu şekilde sürdürdü: “Erdemli yolculuğa çıkarken ve bu yolda ilerlerken hep yanımızda gördüğümüz Hak-İş ve MÜSİAD yöneticilerini unutmadık, unutmayacağız. Bu kutlu yolculuğa çıkma fikrini ateşleyen ve manevi önderlik yapan Prof. Dr. Necmettin Erbakan’a, büyüme ve yükseliş dönemimizde hep yanımızda olan, yol gösteren milletin adamı Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan’ı hep hatırlayacağız, küresel ve ulusal vesayetçilerle mücadelesinde hep yanında olacağız. Konfederasyon ve sendikalarımızın kuruculuğunu yapan, genel başkanlık, genel başkan yardımcılığı, il başkanlığı, şube başkanlığı, şube yönetim kurulu üyeliği, ilçe temsilciliği ve üyelik yapmış tüm dava arkadaşlarımızı unutmadık, unutmayacağız.” şeklinde sözlerini sürdürdü.

DAVADA BULUŞANLAR DUADA BULUŞMALI

Erdemliler hareketi ve sevgi medeniyetinin mensupları olarak, öldükten sonra Rahmetle anmanın kendilerine yetmeyeceğini,  yaşarken muhabbetle buluşmanın ve kucaklaşmanın gerektiğini kaydeden Yalçın, “Kucaklaşmak, sohbetle dostluğumuzu ve kardeşliğimizi pekiştirmek yakışır bize. O zaman yaşarken, görüşelim, birbirimizi görelim, birbirimize görünelim. Hasret çekilim ama hasretle bitirmeyelim ömrümüzü. Davada buluşanlar dua da buluşmalı, duada buluşanlar yaşarken hep kucaklaşmalı dedik. Vefa buluşmaları başlattık” diye konuştu.

TEK GAYEMİZ ALLAH RIZASI

Vefa ekenlerin vefa bulacaklarını vurgulayan Yalçın, bur gerçeklerin farkında bir teşkilat olduklarını söyleyerek, bu minvalde vefa toplantıları yaptıklarını belirtti. Bunu yaparken tek gayelerinin Allah’ın rızasını kazanmak olduğunu söyleyen Yalçın, “Bugün, ömürlerini, bedenlerini ve akıllarını Allah’ın rızasını kazanmaya adamış vefalı insanlar olarak bir kez daha kucaklaşıyoruz. Bir kez daha vefayı iliklerimize kadar yaşıyoruz. Ama son kez yaşamayacağız. Bugün burada yaşanan bu sahneler biz yaşadığımız sürece Memur-Sen var olduğu sürece, yaşanmaya ve yaşatılmaya inşallah devam edecek” ifadelerini kullandı.

 MEMUR-SEN BÜTÜN DÜNYADA YARDIMA KOŞUYOR

“Vefa insanları tarafından kurulan Memur-Sen, vefa rüzgârını sadece ülke sınırları içerisinde estirmekle yetinemezdi, yetinmedi” diyen Yalçın sözlerini şu şekilde sürdürdü: “İşte bu yüzden, Filistin’e destek vermek zorundaydık, verdik. Gazze’nin acılarına ortak olmamız gerekiyordu, olduk. Çin tarafından Uygurlu kardeşlerimize yapılan mezalimi haykırmak zorundaydık, haykırdık.  Somalili çocuklara el uzatmak zorundaydık, uzattık. Kardeş ülke Pakistan halkının yardımına koşmak gerekiyordu, koştuk. Katil Esat’ın zulmünden kaçıp ülkemize sığınan Suriyeli kardeşlerimize Ensar anlayışı ile sahip çıkmamız gerekiyordu, çıktık. Ortak kültür ve medeniyet dostlarımız ve kardeşlerimizlebuluşmalar gerçekleştirdik. Ne benci olduk, ne de bencil olduk. Bütün bunları hep birlikte yaptık.  Dün, genel merkezinde çay dahi demleyecek mali gücü bulunmayan Memur-Sen, bugün dünyanın başka ülkelerinde aş evleri kuruyor, kazanlar kaynatıyor, yuvalar kuruyor, yaralar sarıyor. Bu sonucun arkasında vefa var, adanmışlık var, sendikamızı zirveye taşıma kararlılığı var.”

850 bini aşan üye sayısıyla hem genel de hem de hizmet kollarının tamamında yetkili olan Memur-Sen’in kuruluş hikâyesininfedakârlıklarlave kararlı mücadelelerle dolu olduğunu ifade eden Yalçın,  “Kutlu idealler adına başlatılan bu soylu mücadelenin başlangıcından bu yana yaşananlarıanlatmaya ne sayfalar ne de burada birlikte geçireceğimiz süre yeter. Aynı şekilde Eğitim-Bir- Sen’imiz, Sağlık-Sen’imiz, Diyanet-Sen’imiz, Bem-Bir-Sen’imiz, Büro Memur-Sen’imiz, Toç-Bir-Sen’imiz, Enerji-Bir-Sen’imiz, Bayındır Memur-Sen’imiz, Ulaştırma Memur-Sen’imiz, Birlik Haber-Sen’imiz ve Kültür Memur-Sen’imiz de zorlu yollardan geçerek, imkansızlıkları aşarak, sistemin koyduğu barikatları kaldırarak yetkili ve etkili oldular, üyelerine hizmet yolculuğunda gece gündüz yol aldılar” şeklinde konuştu.          

DİRENDİK, SEBAT ETTİK

 Konuşmasına ‘Akif’ isminin anlamına değinerek devam eden Yalçın,  “Akif direnen, sebat eden demektir.  Bu nokta da, Memur-Sen’in kurucu genel başkanının Mehmet Akif İnan ağabey olmasına büyük anlamlar yüklemek mümkün. Haksızlıklara karşı direnmek için kurulan Memur-Sen’in kurucu genel başkanının ismiyle müsemma aksiyoner bir dava adamı olduğuna hem fikiriz. Milletle resmen çekişme halinde olan, millet düşmanlığı yapan sözde sivil toplum kuruluşlarıyla mücadele etti. 28 Şubat’ta 5’li çete gazete, gazete, televizyon, televizyon dolaşarak darbe çığırtkanlığı yapıp,  generallerin brifinglerine katılmayı onur sayarken, Memur-Sen,  Mehmet Akif İnan ağabeyin öncülüğünde Nemrut’un yaktığı ateşi söndürmek için su taşıyan karınca misali, 28 Şubat sürecinin ülkenin ve milletimizin başına açacak felaketlere dikkat çekti. Sendikamız ve konfederasyonumuz, başta İstanbul teşkilatları olmak üzere, yaptığı eylemlerle 28 Şubat sürecini boykot ediyordu.  Tarih ve bu vefakâr millet; Memur-Sen’in 28 Şubat sürecindeki onurlu, soylu ve dik duruşunu, bu dik duruşun mimarı olan ve söz konusu millet iradesiyse dik başlılık yapmayı görev sayan onurlu, soylu insanları yani sizleri unutmayacaktır” ifadelerini kullandı.

DİK DURUYORUZ

 Kendilerinin de Akif İnan’ın izinden gittiğini, dik duruşlarını hiç bozmadığını vurgulayan Yalçın, şöyle devam etti:“Ayışığı, Balyoz, Sarıkız, Yakamoz, Eldiven darbe girişimleriyle başlayan, ülkemize büyük zararlar veren 367 kriziyle devam eden, 27 Nisan e-muhtırasıyla zirve yaptırılmak istenen Ergenekon darbe sürecini, ortak akıl mitingleriyle püskürten Memur-Sen oldu, sizler oldunuz.  Darbelerle vesayetlerini güçlendirmek isteyenlerin heveslerini,  ortak akıl mitingleriyle kursaklarında bıraktınız, boğazlarında düğümlediniz. 12 Eylül referandumunda taraftar değiliz milletin tarafıyız diyerek, demokrasiden yana olduk, darbecilerin hayalini kurduğu vesayet iklimine karşı birlikte mücadele verdik, yüzyıllık vesayetin kalıntılarını yüzde 58’le temizledik. Darbeciler adına sendikacılık yapanları deşifre ettik,  emeğin gücünü darbeciler adına, vesayetçiler namına kullanan sendikaların, milleti hedef alan kirli senaryolarda figüranlık yapan sendikacıların ipliğini pazara çıkardık. Vesayetin artçıları olan Gezi kalkışması, 6-8 Ekim Kobani ayaklanması, 17-25 Aralık darbe girişimiyle amansız mücadele eden Memur-Sen oldu, sizler oldunuz. 7 Haziran seçimlerinden sonra terörü devreye sokan iç ve dış güçlere karşı Diyarbakır’da yaptığınız mitingle, ‘Teröre hayır kardeşliğe evet’ eylemleriyle en güçlü sesi yükselten Memur-Sen oldu, sizler oldunuz. Millet için, milletle birlikte, milletin gücüyle ve milletin iradesiyle, millet adına sendikacılık yapmanın hazzını yaşadık, onurunu paylaştık.” dedi.

 Yalçın konuşmasının sonunda millete ve ülkeye vefa borçlarını ifa ettiklerini vurgulayarak, “Milletimizin Huzur Ve  Refaha Kavuşmasını Engelleyen, Ülkemizin Kalkınması Ve Dünyada Söz Sahibi Olması Noktasında Barikat Oluşturan Yasakların, Vesayetlerin Kalkmasında Öncülük Ettik” diye konuştu.

CUMHURBAŞKANI ERDOĞAN: MEMUR-SEN TÜM MAZLUMLARIN SESİ

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Memur-Sen tarafından Ankara Arena Spor Salonu'nda düzenlenen "Millete Vefa Yolunda 20. Yıl" programında yaptığı konuşmada, Memur-Sen'in kurucusu merhum Akif İnan'ı rahmetle anarak, sendikanın bugünlere gelmesinde emeği geçenlere teşekkür etti.

Memur-Sen Genel Başkanı Ali Yalçın konuşmasından sonra konuşan Cumhurbaşkanı Erdoğan, Akif İnan’ın Memur-Sen’i kurarak sadece çalışanların, özellikle de memurların hak mücadelesini vermek istediğini vurgulayarak, şöyle devam etti:

"Ancak öyle zannediyorum ki asıl gayesi emek mücadelesini, hak mücadelesini, bütün Türkiye’yi, bütün Ortadoğu’yu, İslam coğrafyasını, bütün dünyayı sarıp sarmalayacak bir vizyona ulaştırmaktı. Akif İnan memurların haklarını savunurken, o acısını her an yüreğinde hissettiği, Kudüs’ün, Filistin’in, mazlum, mağdur tüm insanların da haklarını savunacak bir örgüt, bir sendika tahayyül ediyordu. Hamdolsun onun hayalleri gerçekleşti. Bugün 850 binin üzerinde üyesiyle, 11 sendikasıyla Memur-Sen Türkiye’nin en büyük sivil toplum örgütlerinden biri konumuna yükseldi. Nereden nereye. Emeği geçenlerden Rabbim razı olsun. Şuanda Türkiye’nin daha ileri demokrasiye ulaşması için, daha özgür, daha büyük ve daha güçlü bir ülke olması için mücadele veren bir Memur-Sen var. Şuanda 780 bin kilometrekarede hak mücadelesi veren, bununla yetinmeyip tam da Akif Hocamızın hayal ettiği gibi Kudüs için, Filistin için, Suriye’nin, Irak’ın, Somali’nin, tüm mazlumlar için sesini yükselten bir Memur-Sen var. Perşembe günü gerçekleştirilen ’Hak-İş’in Genel Kurulu ve 40. yıl dönümü’nde de ifade ettim. Eğer bugün buradaysak, eğer bugün özgüven içinde başımız dik, alnımız ak bir şekilde geleceğe umutla bakıyorsak bunda Hak-İş gibi Memur-Sen gibi gönül hareketlerinin çok büyük payı var. Eğer Memur-Sen olmasaydı 28 Şubat’ı çok daha ağır yaşayabilirdik, eğer Memur-Sen olmasaydı Anadolu ihtilali dediğimiz, 3 Kasım 2002’de başlayan o yeni Türkiye sürecini bu kadar kolay zaferle buluşturamazdık. Buradan genç kardeşlerimize, Genç Memur-Sen’in üyelerine özellikle bir hatırlatma yapmak isterim; gençler bugünlere kolay gelmedik, bugünlerin kıymetini bilin. Ama en önemlisi bugünleri muhafaza etmek için, bu seviyeleri çok daha yukarı taşımak için her zaman özgüvenli olun, her zaman ümitvar olun."

SANCAĞI BURÇLARA DİKMEK İÇİN

Merhum Akif İnan’ın yanındaki birkaç arkadaşıyla yokluk içinde, mahrumiyet içinde tüm baskılara rağmen Memur-Sen gibi büyük bir örgütün temellerini attığını vurgulayan Erdoğan, "Menzile ulaşmak, hedefe ulaşmak, sancağı burçlara dikmek için yollara çıkmışlardı ama vazifelerinin yol yürümek olduğunu, zaferin ancak ve ancak Allah’ın takdiri olduğunu biliyorlardı. Eğer Akif İnan ve arkadaşlarının yola çıkarkenki hissiyatını, bu gönül hareketinin temel felsefesini anlayamazsanız, Allah korusun bu yolda takılıp kalırsınız, düşersiniz. Siz makam peşinde, mevki peşinde, rütbe, paye peşinde olmayacaksınız. Ne güzel sözdür, ’Gayret bizden tevfik Allah’tan.’ Mesele bu. Siz çalışacak, mücadele edecek, ter dökecek Allah’ın takdirini, Allah’ın zafer nasip etmesini bekleyeceksiniz. ’Fe iza azemte fe tevekkel alellah.’ Bütün mesele burada. Bir kere azmettin mi ondan sonra Allah’a tevekkül et yeter, ancak o zaman vazifenizi yapmış olursunuz. İşte ancak o zaman ülkeye, millete, insanlığa ve elbette merhum Akif İnan ve arkadaşlarına vefa borcunuzu ödemiş olursunuz" ifadelerini kullandı.

BİZ SADECE RÜKUDA EĞİLİRİZ

"Türkiye’nin toprakları -Allah’a hamdolsun- her anlamda bereketli topraklardır. Sadece meyvesiyle sebzesiyle tahıl ürünleriyle madenleriyle değil bu topraklar tarihe istikamet çizen, insan yetiştirme noktasında da son derece bereketli topraklardır" diyen Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü:

"Bu bereketli toprakları çoraklaştırmak için on yıllar boyunca çok büyük zulüm ve baskı politikası izlendi. Bu topraklardan ’adam yetişmesin’ diye ellerinden geleni yaptılar. Bize yıllar boyunca sahte isimler dayattılar, bir takım isimleri öne sürdüler. Dediler ki ’münevver mi istiyorsunuz, mütefekkir, şair, yazar mı istiyorsunuz. İşte o isimler bu isimlerdir’ dediler. Şunu unutmayın biz sadece rükuda eğiliriz, başka yerde asla. Ve şunu unutmayalım kula kul olmayacağız, sadece hakka kul olacağız. Hedefimiz bu olacak. Bize on yıllar boyunca küfürbazları sanatçı diye yutturmak istediler. Bize tek sesli, tek renkli, diktatörlerin karşısında el pençe divan duran medyayı, gazete budur, televizyon budur diye yutturmak istediler, bize bir takım örgütleri, sivil budur, sivil toplum örgütü budur diye yutturmak istediler. Bize sahtekarları, şaklabanları, şarlatanları, insanların hem inançlarını hem de alın terlerini sömürenleri, ’hoca budur, din alimi budur’ diye yutturmak istediler. Geçende açıkladım, tabanı ibadet, ortası ticaret, tavanı ihanet olanları bize bu şekilde anlattılar. İşte biz en başta bu kirli oyunu bozduk."

HAKKI TUTAR KALDIRIRIZ

"Bölücü terör örgütü güvenlik birimlerimize karşı alçakça, haince saldırlar düzenliyor. Bu ülkenin bir siyasi partisinin hem de Cumhuriyetle yaşıt olmakla övünen, Atatürk’ün kurmasıyla övünen bir siyasi partinin genel başkanı çıkıp ’PKK niye silah bıraksın’ diyebiliyor. Dikkat edin Pensilvanya medyası ile PKK medyası aynı dili kullanabiliyor. PKK ile DEAŞ aynı istikamet doğrultusunda hareket edebiliyor. Neden? Birbirine benzemez, acaba neden bir araya geldiler? Çünkü hedefler aynı, hepsinin de hedefi yeni Türkiye, hepsinin de hedefi güçlü, büyük, diklenmeden dik durabilen, Filistin mücadelesini yüreklice savunabilen, ’Dünya beşten büyüktür’ diyebilen bir Türkiye. Düşünebiliyor musunuz, dünyada 200’e yakın ülkenin kaderini beş ülkeden, daimi üyeden bir tanesinin dudaklarının arasından çıkacak sese mahkum eden bir anlayış. Böyle bir şey olabilir mi? Ama şuanda böyle. ’Erdoğan bunu söylüyor, seslendiriyor’ diye ’Çok ileri gidiyorsun’ diyenler olabilir, köşelerinde bunu yazanlar olabilir. Onlar ne derse desin Hakkı tutar, kaldırırız. O kadar. Sanmayın ki bunlar bana saldırıyor, sanmayın ki benim aileme, arkadaşlarıma saldırıyor. Bunların hedefi biz değiliz, bunların hedefi Türkiye’dir, millettir, bunların hedefi milli iradedir. Mısır’da da aynısını yapmadılar mı? Yüzde 52 halkın oyuyla Mursi işbaşına geldi ve işbirliği yaptılar, Mursi’yi indirdiler. Kim? Kendi kabinesine bakan yaptığı bir general. Hal bu."Şeklinde konuştu. 

 

ARTUKLU HABER AJANSI-ANKARA

YLMAZ TATLI/ÖZEL HABER


17.9° / 9.4°
  • BIST 100

    9549,89%1,94
  • DOLAR

    34,53% 0,16
  • EURO

    35,98% -0,69
  • GRAM ALTIN

    2997,66% 1,21
  • Ç. ALTIN

    5006,70% 1,01