Mersin Gazeteciler Cemiyeti Yönetim Kurulu Üyeleriyle bir sohbet toplantısı gerçekleştiren Mersin Teknopark Genel Müdürü Özgür Durmaz gazetecileri Mersin Teknopark'ın kurulduğu günden bu yana yaptığı çalışmalar konusunda bilgilendirdi.
Mersin Gazeteciler Cemiyeti Yönetim Kurulu Üyeleriyle bir sohbet toplantısı gerçekleştiren Mersin Teknopark Genel Müdürü Özgür Durmaz gazetecileri Mersin Teknopark’ın kurulduğu günden bu yana yaptığı çalışmalar konusunda bilgilendirdi. Yerel basının kentin en önemli dinamiği olduğuna dikkat çeken Durmaz, teknoparkta yapılan çalışmalardan, kurulan firmalardan, tamamlanan projelerden ve burada sağlanan avantajlardan kentin haberdar olması gerektiğinin altını çizdi.
Teknoparkların tüm dünyada çeşitli şekilde adlandırıldığını belirten Özgür Durmaz, “Teknoparklar, teknopol, teknopolis, teknokent, bilim parkı, teknoloji parkı gibi farklı şekilde adlandırılıyor. Türkiye’de 2001 yılında yasalaşan Teknoloji Geliştime Bölgeleri Kanunundaki yasal terminolojide Teknopark denildiği için biz de böyle kullanmayı tercih ediyoruz. Bu çeşitlilikten anlaşılacağı üzere Teknoparkı tek bir kelime ya da tanımla anlatabilmek mümkün değil. Bu noktada İngiltere Bilim Parkları Birliği’nin yaptığı tanımlama en geniş kapsamlı tanımlamayı beraberinde getiriyor. Bir üniversite ile, araştırma merkeziyle ya da eğitim kurumuyla işbirliği yapılan, içinde teknoloji kökenli firmaların yapılanmasına uygun şekilde tasarlanmış ve yönetici yapının bu firmalara girişimcilik, işletmecilik becerileri, marklaşma, pazarlama, tanıtım gibi konularda destek ve danışmanlık hizmeti verdiği oluşumlardır. Aslında teknoparklar, üniversitenin, kentin ve sanayinin buluşma noktalarıdır. Üniversitedeki bilgi sanayi ile buluşuyor. İstihdam olanakları yaratılıyor. Katma değer ortaya çıkıyor. Rekabet gücü artıyor. Buradan oluşan sinerji dalga dalga tüm kesimlere yansıyor” dedi.
BİZ NELER YAPIYORUZ?
“Teknopark olarak firmalara proje danışmanlığı, şirket kurulum danışmanlığı, şirketlerini büyütmeleri için kurumsal danışmanlık, personel ihtiyaçlarına göre İK danışmanlığı, yatırım ortakları bulmaları için uygun sinerjik ortam ve firmaların ihtiyacı olabilecek her türlü konuda ek danışmanlıklar sağlıyoruz. Biz firmalarımızı ön kuluçka ve kuluçkadan başlayarak, şirket sahibi yapmaya ve onları ayakta tutmaya çalışıyoruz. Dünyaya baktığımızda birçok teknoparkın yerel yönetimler tarafından yönetildiğini görebiliriz. Ama bugünkü yapının içinde yerel yönetimler bulmak güçtür. Teknoparklar, içine siyaset girdiği andan itibaren işlevsiz hale gelir. Çünkü ARGE’yi sadece belli bir parti ya da partiler yapmıyor. ARGE’yi herkes yapıyor. Teknoparklar da siyasetten bağımsız hareket etmekten başka şansa sahip değildir. Firmalara sağladığımız danışmanlık hizmetleri bedelsizdir. Örneğin İK danışmanlığı, biz burada bir personelimizi İŞKUR’a bağladık. İŞKUR’un geniş bir istihdam havuzu var ve imzaladığımız protokolle İŞKUR’un bütün veri tabanına ulaşabilir durumdayız. İş arayanları anında görebiliyor, bize geldiklerinde onları anında İŞKUR’a kayıt edebiliyor ve iş bulmalarını sağlayabiliyoruz. Bu noktada üniversiteye de hizmet veriyoruz. İŞKUR ile sürekli işbirliği halindeyiz, yaptığımız çalışmalarla işveren hissesinin yüzde 50’sini firmalarımıza kazandırmaya çalışıyoruz. UMEM kursu ve Toros Üniversitesi ile yaptığımız Girişimcilik Eğitimi Protokolü ile sahada personel yetiştirme süreçlerini İŞKUR üzerinden gerçekleştiriyoruz. Bu sayede gençlere cep harçlığı ödüyor ve onları sahanın içinde yetiştiriyoruz. Bu protokoller sayesinde firmalarımıza personel kaynağı oluşturmaya çalışıyoruz. Firmalar büyüdüğü andan itibaren etkileri ve ulaşabilir alanları genişlemeye başlıyor. Dolayısıyla Avrupa İşletmeler Ağı (EEN) Hizmetleri ile de uluslararası alanlarla ve projelerle onların projelerini kardeş yapılarla buluşturmaya çalışıyoruz.”
FARKLI BİR TEKNOPARKIZ
Mersin Üniversitesi içinde yapılandıklarını ve yapı itibariyle tüm teknoparklardan farklı özellikler taşıdıklarını da kaydeden Durmaz, “Üniversite içinde yapılanmış durumdayız. Yapımız itibariyle diğer teknoparklardan biraz farklıyız. Kurucularımız arasında İl Özel İdaresi, MEÜ, MTOSB, MTSO, AKİB, Tarsus TSO ve Teknopark A.Ş’nin sembolik bir ortaklığı var. Şirketimizde yüzde 29 ile MTOSB en yoğun ortaklık payına sahiptir. Buna rağmen tüm ortaklar yönetim kurulunda birer üye ile temsil ediliyor. Hepsinin eşit söz hakkı var. İl Özel idaresinin yüzde 15’lik ortaklık payı ile birlikte Mersin Valisi bizim yönetim kurulu başkanımızdır. Teknoparklar Türkiye’de 4691 sayılı Teknoloji Geliştime Bölgeleri Kanunu kapsamında kuruluyor. Teknoloji Geliştirme Bölgeleri Bakanlar Kurulu kararıyla ilan ediliyor ve ilan edilen alanlar bir yıl içinde yapılanmak zorundalar. Biz 2006 yılında OSB’de faaliyetlerimize başladık fakat miladımız Teknopark’ı üniversiteye taşıdığımız 2009 yılı diyebiliriz” şeklinde konuştu.
Durmaz sözlerine şöyle devam etti:
“Teknoparkların görevlerinden biri de içinde bulunan firmaları uluslararasılaştırabilmektir. Bu anlamda uluslararası ağlara ulaşmak çok önemlidir. Biz Mersin Teknopark olarak Dünya Bilim Parkları Birliği’nin üyelerinden biriyiz ve Türkiye’deki ilk toplantıyı 2010 yılında Mersin Teknopark ev sahipliğinde gerçekleşti. Ayrıca firmalarımız için her geçen gün daha başarılı projelere imza atıyoruz. Yakın zamanda mersinde ve Türkiye’de çok büyük ses getirecek bir İnovasyon Merkezinin açılışını yapacağız. Uzun zamandır devam eden bir kalkınma ajansı projemiz sonunda tamamlandı. Yeni yılda yep yeni değişimler ve gelişimlerle kente katma değer sağlamaya devam edeceğiz” dedi.
FİRMALAR NEDEN TEKNOPARKTA YER ALMALI?
“Teknoparkların vergi cenneti olduğu iddia ediliyor, evet teknopark yapılarında birçok vergisel avantaj mevcut. Firmalarda çalışan ARGE personelinin gelir vergisi, damga vergisi, sosyal güvenlik primi, işveren hissesinin yüzde 50’si muafiyetler arasında yer alıyor. Yazılım firmaları için KDV muafiyeti gibi bir istisna daha var. Teknoparkta yer alan yazılım firmaları yürüttükleri projelerin satışında KDV’den muaf sayılıyorlar. Yabancı uyruklu personel çalışması ve yabancı firmalar için de saydıklarımızın hepsi geçerli.
Teknoparklar üniversite sanayi işbirliğini sağlamak üzere üniversitenin içindeki akademik bilgiyi ticarileştirmek için yapılanmıştır. Akademisyenler Teknopark bünyesinde şirket kurabilir, şirkete ortak olabilirler ve şirket yönetiminde görev alabilirler. Elde ettikleri kazançlar döner sermayeden muaftır. Bir akademisyen Teknoparkta yer alan bir firmaya destek verdiği zaman üniversite yönetiminden yasal görevli olarak destek verebilir. Dolayısıyla haftanın bir ya da birkaç günü akademisyen o firmanın yasal çalışanı haline gelir. Teknopark bünyesinde üniversite-sanayi işbirliği her zaman mümkündür, aksi durumda ne üniversite ne de sanayici ortak noktada buluşamaz. Üniversite-sanayi işbirliği hem sinerji yaratır, hem de katma değer sağlar.”
ARTUKLU HABER AJANSI-MERSİN