Tarih: 27.09.2013 16:48

``Meslekte 45 Yılını Dolduran Ustalara Ödül Töreni"

Facebook Twitter Linked-in

TBMM Başkanı Cemil Çiçek, Ankara Mobilyacılar-Lakeciler Esnaf ve Sanatkarlar Odası`nın "Meslekte 45 Yılını Dolduran Ustalara Ödül Töreni" ne katıldı. 

Çiçek, törende yaptığı konuşmada, Ahilik Haftası ve bayramını kutladı. Çok şikayet eden az takdir eden bir toplum haline gelindiğini belirten Çiçek, bu toplantının kadirşinaslık örneği olduğunu dile getirdi. 

Kişilerin takdir ve teşvik edilmeleri durumunda, yaptıkları işin de bereketli olacağını vurgulayan Çiçek, "Meslekte 40 yıldır hizmet vermiş, üretim yapmış, hepimizin mutluluğuna katkı sağlamış bu insanlara teşekkür borcumuz var" diye konuştu. 

Ustalara, "41 kere maşallah" diyen Çiçek, daha uzun yıllar mesleğe katkı sağlayacaklarını kaydetti. 

Çiçek, Türkiye`nin, genç nüfusa sahip ülkeler arasında yer aldığını dile getirerek, şunları söyledi: 

"Bu genç nüfus, aslında bu ülkenin en önemli imkanıdır. En önemli zenginlik kaynağıdır. Bizim Arabistan gibi petrolümüz yok. Katar gibi gazımız yok. Filanca ülke gibi Allah vermiş yerin altından, üstünden çıkarsa ona göre hayat tarzı... Bu türlü imkanlar yok. İyi ki de yok. Çünkü olanların hepsinin de başı dertte. Bunu da görüyoruz. Nerede petrol varsa gaz varsa dert var. Ama nerede akıl varsa ve iyiye kullanılıyorsa orada mutluluk var, refah ve huzur var. Onun için genç nüfus Türkiye için önemli bir imkan. Bu insanları iyi yetiştirebilirsek, iyi eğitebilirsek, iyi sanatkar yapabilirsek, kaliteli üretim yapar hale getirirsek bu ülkemizin en büyük zenginliğidir ve öyle de olacaktır." 

Diğer ülkelerler aradaki mesafeyi kapatmak için Türkiye`nin her sene ortalama en az yüzde 7 büyümek zorunda olduğuna vurgu yapan Çiçek, "Bizim önümüzde 15-16 tane daha ülke var. Şu an üretim itibarıyla kalkınma itibarıyla dünyadaki gelişmiş ülkeler sıralamasında 16, 17. sıradayız. Bu demektir, bizden önde 15-16 tane devlet vardır. Bunlarla aramızı nasıl kapatacağız? Bunlarla aramızı kapatmanın yolu, evvela insanımızı iyi eğitmeye, yetiştirmeye bağlı. Yetişitremediğimiz takdirde o insan bir probleme dönüşüyor. Onun için de devlet olarak, hükümetler olarak, meclis olarak hiç şüphesiz eğitim konusunda her türlü çabayı gösteriyoruz. Ama ciddi açığımızın, eksiğimizin olduğu da ortadadır" değerlendirmesini yaptı. 

Çiçek, Türkiye`nin üretime dayalı kalkınması gerektiğini ifade ederek, "Neden üretime dayalı? Elden gelen öğün olmaz, o da vaktinde bulunmaz. Dışarıdan gelen yardımlarla, vesairelerle, hibelerle Türkiye`nin bir yere varabilmesi mümkün değil. Mutlaka kendisinin çalışması, gayret etmesi, ortaya üretim koyması gerekir. Bu manada da en evvel üreteceği şey bilgidir. Bu çok önemlidir. Biz halen mobilyacılık sektörü de dahil, kullandığımız alet edavatın önemli bir kısmını dışarıdan alıyoruz. Bir toplum ki bilgiyi üretmezse, başkasının ürettiği bilgi ile kendi varlığını sürdürmeye çalışıyorsa o ülkeler ikinci lig ülkelerdir. Hayatta birinci lige çıkamazlar" diye konuştu. 

Türkiye`nin 2023 hedefini anımsatan Çiçek, "Dünyanın ilk 10 ülkesinden biri olacağız. 10 ülkeden biri nasıl olacak denildiğinde hiç şüphesiz, bilgiye, bilgi üretimine, bilgi teknolojisine daha fazla ağırlık verilmesi gerekir. İkincisi, ürettiği malı kalileti üretecek. Cumartesi günü aldığın, pazartesi günü kırılıp dökülen dönem geride kaldı. Eğer kaliteli mal üretmezseniz, bir defa satış yaparsınız, ondan sonra bir daha kimse kapınızı çalmaz. Çünkü hiçbir malı dünyada sadece biz üretiyor değiliz. Aynı malı dünyada birçok ülke üretiyor. İnsanlar da hem kaliteye önem veriyor, hem de fiyata. Onun için de en son teknolojiyi, en son bilgiyi kullanıyor" dedi. 

Çiçek, Türkiye`nin büyümek için yatırım yapmak zorunda olduğunu kaydederek, sözlerini şöyle sürdürdü: 

"Yatırım yapmak içinse tasarruf yapması lazım. Biz bir israf toplumuyuz. İnancımız israfı yasaklar. `Irmaktan su alırken bile suyu tasarruflu kullan` der. 3 lamba yanıyorsa birini söndür, der. Yiyin, için, israf etmeyin, der. Bugün cuma günü. Sanki dinimiz bunların aksini telkin ediyormuş gibi, dinimizde bunların aksi varmış gibi savurgan bir israf toplumuyuz. Öyle olduğu için ki zaman zaman devletin çarkını kendi imkanlarımızla değil dışarıdan aldığımız borçlarla ödüyoruz. Ondan sonra da o niye olmuyor, bu niye olmuyor, şu niye olmuyor diye hep beraber sızlanıp duruyoruz." 

Kazanılan her 100 liradan Çin`in 52 lirasını, Hindistan`ın 33-35 lira, AB ülkelerinin 22-25 lira tasarruf ettiğine dikkati çeken Çiçek, şunları kaydetti: 

"Ama Türkiye`ye geldiğimizde bunca çabaya, gayret, bunca telkin, vaaz-ı nasihat, en fazla tasarruf yaptığımız dönem her 100 liranın 14 lirasıdır. 86 lirasını har vurup, harman savuruyoruz. Böyle olunca da açık meydana geliyor. Hem kişisel bütçelerimiz de açık meydana geliyor. Kredi kartları faciası buradan doğuyor. Ondan sonra kredi kartları ile ilgili bir sürü dram başlıyor. Öbür taraftan, herkes kendi iş yerinden baksın, kendi çevresinden baksın. Aile hayatından devlet hayatına varıncaya kadar büyük bir savurganlık ve israf içerisindeyiz. Bunu parasal maliyeti de her 100 liradan 14 lira tasarruf edilmesidir. 14 lirayı tasarruf ederseniz yapacağınız yatırım da ancak bu kadar olur. İşsize iş bulmak zorlaşır, yol yapımı zorlaşır, sağlık hizmeti vermek zorlaşır." 

Çiçek, işçilerin el emeği, göz nuru ile taştan ekmeğini çıkarmaya çalıştıklarının altını çizerek, ihracata dönük üretimi artırarak, kaliteye ve günün şartlarına uygun üretim yapmaları tavsiyesinde bulundu. 

Ankara Mobilyacılar-Lakeciler Esnaf ve Sanatkarlar Odası Başkanı Hüseyin Taklacı, Çiçek`e, üzerinde Osmanlı tuğrası bulunan tablo hediye etti. Çiçek de meslekte 45 yılını dolduran ustalara plaketleri verdi. 


ARTUKLU HABER AJANSI-ANKARA




Orjinal Habere Git
— HABER SONU —