Uzm. Psk. Sibel Deniz Toledo’ya özellikle son günlerde pek çok insanın ortak şikayeti olan mutsuzluk; hayattan keyif alamama hissini ve bu histen korunmanın yollarını anlattı.
Depresyon ile benzer özellikler gösterebilen mutsuzluk durumu kişinin yaşam kalitesini oldukça düşürebilmekte ve sonunda depresyona varabilmektedir. Bu bakımdan üzerinde ciddiyetle durulması önemlidir.
Uzm. Psk. Sibel Deniz Toledo genel tabloyu şöyle tanımlamaktadır, “Çağımız mutluluğu bir takım şeylerin elde edilmesi sonucu ulaşılan bir ödül gibi tanımlamaktadır. Pek çok ürün reklam teması olarak ürüne sahip olunursa mutlu olunacağını vaad etmektedir. Eğitim ve iş dünyası sürekli yeni hedefler koymakta ve mutluluğun daima bir sonraki hedefin arkasında olduğu mesajını vermektedir. Ulaşılanlar ancak çok kısa süreliğine doyum sağlamakta ardından yarışa kalınan yerden devam edilmektedir. Uzun vadede bu dışarıdan mutluluk arayışı kişiyi mutsuz etmektedir.”
Mutsuz kişinin, hayattan zevk almadığını, eskiden yapmaktan keyif aldığı şeyleri artık yapmak istemediğini, gün geçirdiğini, rutinin içinde kaybolduğunu ve genel anlamı ile iyi hmediğini tarif etmekte olduğunu belirten Uzm. Psk. Sibel Deniz Toledo, “Mutsuzluk, kişiyi bir girdap gibi içine çekebilmekte ve içinden çıkmaya çabalamak yerine daha da besleyecek davranışlara yönlendirebilmektedir. Örneğin sosyal olmaya çalışmak yerine daha fazla içine kapanmak ve daha az iletişim kurmak, mutsuz edici haberler okumak, kendine özen göstermeyi bırakmak, neşeli parçalar dinlemek yerine ağır damar şarkılara yönelmek gibi.” şeklinde konuştu.
Peki neden kişiler mutlu olmaya çabalamak yerine mutsuzluklarına tutunuyorlar? “Şöyle ki gerçek anlamda mutlu olmak içsel bir farkındalık, olanı kabul ve özsevgi gerektiyor. Kim olduğunun, güçlü ve zayıf yanlarının, kendi eşsiz ve biricik varoluşunun farkında olan, kendini ve hayatın ona sunduklarını kabul eden ve kendini gerçekten seven kişi mutlu olmayı başarıyor. Kendini hayatın kurbanı olarak görüp kendine eziyet ve sürekli şikayet etmek yerine kendi seçimlerini yapıp eyleme geçebiliyor. Ancak genel toplumsal bakış açısı bu anlamda kendini sevmeyi, seçimlerine sahip çıkmayı, zayıf yanlarını kabul etmeyi ve farklı bir eyleme geçmeyi kötü ve kabul edilemez bir şey olarak gösterdiği için bu konuda kişiler oldukça zorlanıyor ve şikayet etseler de mutsuzluğa tutunmayı tercih ediyorlar
“MUTLU OLMAK İÇİN NELER YAPILABİLİR?
“Birincisi yapmaktan keyif aldıkları şeyleri başlarda içlerinden gelmesede yapmaya çalışın. Kendinizi daha fazla mutsuz edecek, sürekli eleştiren ve şikayet eden insanlardan uzak tutun. Bunun yerine enerjilerini yükseltecek, iyi htirecek kişilerle vakit geçirin. Gelecek kaygısı içinde olmamış şeyler için üzülmeyin. Kendinize daha fazla özen gösterin. Yavaşlayın. Yemek yerken de, işinizi yaparken de, her ne yapıyorsanız yavaşlayın ve yaptığınızın farkına varın. Sizin dışınızdaki hayatı içinize çekin; bir kedinin başını okşayın, bir ağaca sarılın, güzel bir çiçeği koklayın yani yaşam ile bağ kurun. Bol bol şükür edin. Başkalarına gösterdiğiniz anlayış ve toleransı kendinize de gösterin. Hayatınıza mutlaka anlam katın.”
Uzman psikolog Sibel Deniz Toledo sözlerini şöyle bitirdi. “Mutluluk aslında kaf dağının ardında değil. Mutluluk kendi hayatınızın sorumluluğunu elinize alma cesaretindedir.”
ARTUKLU HABER AJANSI