NİHAT ERİ:''''6-7 EKİM OLAYLARI,BÖLGEDE UMUDU,UMUTSUZLUĞA ÇEVİRDİ''

Mardin Siyasetinin önemli isimlerinden Ak Parti Eski MARDİN Milletvekili Nihat Eri Artuklu Habere 6-7 Ekim olaylarını Değerlendirdi.

6-7 ekim olayları maalesef bölgede son bir kaç yılda biriken umudu umutsuzluğa çevirdi. Oysaki Devlet; “İnkâr ve Asimilasyon politikasından vaz geçtiğini ilan etmişti, 100 yıllık “Kürt Sorunu ”nu bitirmeğe karar vermişti, doğusuyla batısıyla kamu oyu da çözüme ikna edilmişti.

Kabul edelim ki birlikte yaşama ve barışı sağlama adına Hükümet bu proje ile siyaseten büyük risk almıştı. 30 yıllık şiddet ortamının sonlandırılması için ciddi adımlar atılmağa başlanmıştı. 12 yıllık demokratik iyileştirmelerden sonra bir umut projesi olarak ele alınan Çözüm Projesi ile bölgede herkes rahat bir nefes almıştı, kan akmıyordu, analar ağlamıyordu, ekonomi canlanmıştı, Mardin turist kaynıyordu. Yüzler gülüyordu, herkes geleceğe umutla bakıyordu. Oteller, lokantalar, hediyelik eşya satıcıları, gümüşçüler, çerezciler aklınıza kim gelirse herkes bir şekilde yararlanıyordu. Sürur garajında açılan restorandın işletmecisi  bana 2015 yılının bütün hafta sonlarının rezervasyonlarının 2014’ün başında dolduğunu söylemişti. Her şey çok iyi giderken, 6-7 ekimde özensizce, önü arkası düşünülmeden bir çağrı yapıldı, insanlar sokağa çağrıldı, bildiğiniz olaylar cereyan etti, bu olaylar demokratik bir tepkinin çok ötesinde olaylardı. Onlarca insan hayatını kaybetti, iş yerleri, araçlar tahrip edildi, en kötüsü umutlar yok edildi, geleceğe dönük iyimser bakış yerini belirsizliğe ve karamsarlığa bıraktı. Olaylardan sonra otel ve restoran rezervasyonları iptal edildi. Özellikle Nusaybin ve Kızıltepe’de yollar kesildi, çevreye ciddi zararlar verildi. Yaşam tarzına müdahaleler başladı. Geçen hafta Nusaybin’de bir tanıdığımın düğünü yapılacaktı,  Düğün sahipleri uyarılmış, siz buna tehdit te diyebilirsiniz,  denmiş ki, gelini almağa tek araba gidecek, gelin evinden tek araba ile çıkarılacak.6-7 Ekim olayları üzerine  Al-Jazeera  Kızıltepe’de bir röportaj yapıyor. Bir ay öncesine kadar çok umutlu oldukları sürecin zora girmesi nedeniyle endişelerinin arttığı tespitini yapıyor.Röportajda, Ana okulu işleten Serpil Servi Çınar:”Olaylardan sonar öğrenci sayısı düştü” diyor.47 derneğin bir araya gelerek kurduğu Kızıltepe STK Platfformu sözcüsü M.Şerif Öter: “Bu ülkenin bir saatlik huzuru siyasetçilerin ideolojisinin çok üstündedir. Halk bu huzursuzluğun hesabını sorar onlara. İnsanlarda umutsuzluk aldı yürüdü” diyor. “50 kişi çıksa bu yanlış dese işler başka türlü olur” diyor. “Devlet de meydanı biraz boş bıraktı” diye de bir sitemi var. Olayların halkı yeniden umutsuzluğa sürüklediğini, insanların tekrar  göç etmekten söz etmeğe başladığını söylüyor. “Ortaya bir fitne atıldı, o kadar can gitti, mal gitti, yazık değil mi?  Bir çağrı ile Kızıltepe’nin ekonomik olarak son bir iki yılda biriktirdiği potansiyelinin önemli bir kısmı yok oldu.  Sigorta şirketleri tahribatlara güvence vermiyoruz demeğe başladı. Kuzey Irak’tan buraya yatırım yapmağa gelenler vazgeçti”diyor.Kürtçe stand-up yapan tiyatro sanatçısı Mehmet Erbay; ekim ayından önce anlaşmalarını yaptığı gösterileri askıya aldığını söylüyor. Ez cümle diyorlar ki; hayat durdu, ekonomi durdu ve sanat durdu. Bu olaylardan sonra, taraflardan çözüm sürecinin bittiğini söyleyenler oldu, türbülansa girdiğini söyleyenler oldu, ama sonuçta 6-7 ekim olaylarına  rağmen aklı selim galip geldi, tekrar çözüm yolunda çalışmalar hızlandı. Bize düşen ne? Halkımıza, Kanaat önderlerimize, Siyasilerimize, STK’lara, Belediyelere ve Özellikle Büyük Şehir Belediyemize düşen şey çözüm sürecinin ruhuna aykırı söylem ve eylemler karşısında kararlı, cesur ve halka güven veren bir duruş sergilemeleridir. Olaylardan sonra Sayın Ahmet Türk; Mardin esnafını ziyaret ederek bu olayların bir daha tekerrür etmeyeceğini söylediğini basından okuduk, bu olumlu üslubun korunmasını ve gereğinin yapılmasını bekliyoruz. Siyasetin tüm kanallarının sonuna kadar açık olduğu bir ortamda, hak aramanın yöntemi olarak silah meşruiyetini kaybetmiştir. Barış içerisinde birlikte yaşamağı başarmak zorundayız, buna hem mecburuz hem mahkûmuz.``Dedi.

ARTUKLU HABER AJANSI-ANKARA