ORHAN MİROĞLU`NDAN AKPM`DE FLAŞ HDP KONUŞMASI

Ak Parti Mardin Milletvekili ve AKPM Üyesi Orhan Miroğlu, AKPM`de HDP ile ilgili çok önemli bir konuşma yaptı.

26.01.2018 16:26:44 0
ORHAN MİROĞLU`NDAN  AKPM`DE FLAŞ HDP KONUŞMASI

Ak Parti Mardin Milletvekili ve AKPM Üyesi Orhan Miroğlu, AKPM'de HDP ile ilgili çok önemli bir konuşma yaptı.

 

Ak Parti Mardin Milletvekili ve AKPM Üyesi Orhan Miroğlu, konuşmasında;

 

''Konsey içinde, HDP’yle alakalı bir tartışmayı önemli buluyorum.

Şunu sormak istiyorum:

Bir demokratik sistem, serbest seçimlere girip, halktan altı milyon oy alabilen, bir partinin, silahlı bir örgütle kurduğu ilişki ve verdiği desteği sonsuza kadar tolere edebilir mi?

Maalesef çeyrek yüzyıl bu toleransın bir şekilde varlığına şahit olduk.

Ama bugün artık, Türkiye’de yasaların güvencesi altında kurulmuş ve çeşitli isimler altında siyaset yapan Kürt Partilerin PKK’yı hiç ret etmeden, PKK’nın binlerce insanın ölümüyle sonuçlanan terör ve şiddete dayalı stratejilerini desteklemesine şu son yıllara kadar tanınan toleransın artık Türkiye’de bittiğini söylemek istiyorum.

Bu yüzden de, HDP’lilerin Konsey’de dertlerini anlatmadan önce, kendi seçmenlerine anlatmaları lazım.

Ama bunu yapamıyorlar. Çünkü geçmişte hiçbir şey olmamış gibi davranmayı, kendi seçmenleri bile anlayamıyor artık. Bu parti bugün teröre verdiği destek nedeniyle yüzde seksenlerde oy aldığı yerlerde bile siyaset yapamaz hale geldi.

Dün burada söylendi ve ben esefle karşıladım. Türkiye’de meğer terör sorunu yokmuş da hükümet terörü sorunu varmış gibi davranıp muhalifleri sindirmeye ve baskılamaya çalışıyormuş!

Kırk yıldır siyasetin içindeyim. Milletvekili olduğum il Mardin, stratejik bir şehir, Suriye’ye ve Irak’a komşu bir İl Mardin. PKK’nın hala sürdürdüğü terör ve şiddet eylemleri yüzünden, ama devletin de bilhassa doksanlı yıllarda benimsediği yanlış politikalar nedeniyle bu şehirde hala yaşamaya devam eden trajediyle, büyük acılarla uğraşıp duruyoruz. Gözyaşlarımız dinmedi hiç. Yas ve acı içindeyiz.

Sadece Diyarbakır Dürümlü’de PKK’nın patlattığı bombada hayatını kaybeden 14 kişiden geriye sadece 60 kilogram civarında doku parçacıkları kalmıştı. Dün bir meslektaşımız Avrupa’nın sadece DAİŞ terörü tehdidi altında olduğunu söylüyordu. Yani Avrupalılar, bugünlerde kendilerine zarar vermeyen terörü, terörden saymıyor ve meşru görüyorlar, bunu mu anlamamız lazım?

Elimdeki kitap, benim yazdığım bir son kitap, bir yüzyıl anlatısı, terör ve şiddet yüzünden hayatını kaybeden insanları anlatıyor. Adı Yeniyüzyıl, Kürtler ve Bağımsızlık. Dokuz yüz sayfa. Avrupa dillerine çevrilmesini çok isterdim. Çünkü AB-Türkiye ilişkilerinin normalleşmesi evet Kürt meselesi dediğimiz meseleye çok bağlı. Öyleyse fikirlerimizde bir çeşitlilik olmalı.Hakikatin sadece PKK ve HDP bültenlerinde yazılı olandan ibaret bir şey oılmadığına inanmamız ve kanaat getirmemiz gerekiyor.

HDP’nin siyasal sistem ve parlamento içinde varlığını sürdürmesinden yanayız. Bu partiyi destekleyen seçmenin siyasi tercihini de demokratik tercih olarak görürüz.

Ama bu tercihin terör eylemleri ve şiddet içeren bir takım stratejilere feda edilmesini de asla desteklemeyiz.

Fakat HDP’li politikacılar kendi siyasi misyonlarına adeta sırtlarını dönüp, PKK’yı kayıtsız şartsız desteklediler.

Şimdi bu desteğin hesabı soruluyor kendilerinden. Vaktiyle Sın-Fen ve Henri Batusunaya demokrasi, hukuk ve insan hakları adına sorulan hesap şimdi Türkiye’de HDP’ye soruluyor.

Konsey içinde, HDP’yle alakalı bir tartışmayı önemli buluyorum.

Şunu sormak istiyorum:

Bir demokratik sistem, serbest seçimlere girip, halktan altı milyon oy alabilen, bir partinin, silahlı bir örgütle kurduğu ilişki ve verdiği desteği sonsuza kadar tolere edebilir mi?

Maalesef çeyrek yüzyıl bu toleransın bir şekilde varlığına şahit olduk.

Ama bugün artık, Türkiye’de yasaların güvencesi altında kurulmuş ve çeşitli isimler altında siyaset yapan Kürt Partilerin PKK’yı hiç ret etmeden, PKK’nın binlerce insanın ölümüyle sonuçlanan terör ve şiddete dayalı stratejilerini desteklemesine şu son yıllara kadar tanınan toleransın artık Türkiye’de bittiğini söylemek istiyorum.

Bu yüzden de, HDP’lilerin Konsey’de dertlerini anlatmadan önce, kendi seçmenlerine anlatmaları lazım.

Ama bunu yapamıyorlar. Çünkü geçmişte hiçbir şey olmamış gibi davranmayı, kendi seçmenleri bile anlayamıyor artık. Bu parti bugün teröre verdiği destek nedeniyle yüzde seksenlerde oy aldığı yerlerde bile siyaset yapamaz hale geldi.

Dün burada söylendi ve ben esefle karşıladım. Türkiye’de meğer terör sorunu yokmuş da hükümet terörü sorunu varmış gibi davranıp muhalifleri sindirmeye ve baskılamaya çalışıyormuş!

Kırk yıldır siyasetin içindeyim. Milletvekili olduğum il Mardin, stratejik bir şehir, Suriye’ye ve Irak’a komşu bir İl Mardin. PKK’nın hala sürdürdüğü terör ve şiddet eylemleri yüzünden, ama devletin de bilhassa doksanlı yıllarda benimsediği yanlış politikalar nedeniyle bu şehirde hala yaşamaya devam eden trajediyle, büyük acılarla uğraşıp duruyoruz. Gözyaşlarımız dinmedi hiç. Yas ve acı içindeyiz.

Sadece Diyarbakır Dürümlü’de PKK’nın patlattığı bombada hayatını kaybeden 14 kişiden geriye sadece 60 kilogram civarında doku parçacıkları kalmıştı. Dün bir meslektaşımız Avrupa’nın sadece DAİŞ terörü tehdidi altında olduğunu söylüyordu. Yani Avrupalılar, bugünlerde kendilerine zarar vermeyen terörü, terörden saymıyor ve meşru görüyorlar, bunu mu anlamamız lazım?

Elimdeki kitap, benim yazdığım bir son kitap, bir yüzyıl anlatısı, terör ve şiddet yüzünden hayatını kaybeden insanları anlatıyor. Adı Yeniyüzyıl, Kürtler ve Bağımsızlık. Dokuz yüz sayfa. Avrupa dillerine çevrilmesini çok isterdim. Çünkü AB-Türkiye ilişkilerinin normalleşmesi evet Kürt meselesi dediğimiz meseleye çok bağlı. Öyleyse fikirlerimizde bir çeşitlilik olmalı.Hakikatin sadece PKK ve HDP bültenlerinde yazılı olandan ibaret bir şey oılmadığına inanmamız ve kanaat getirmemiz gerekiyor.

HDP’nin siyasal sistem ve parlamento içinde varlığını sürdürmesinden yanayız. Bu partiyi destekleyen seçmenin siyasi tercihini de demokratik tercih olarak görürüz.

Ama bu tercihin terör eylemleri ve şiddet içeren bir takım stratejilere feda edilmesini de asla desteklemeyiz.

Fakat HDP’li politikacılar kendi siyasi misyonlarına adeta sırtlarını dönüp, PKK’yı kayıtsız şartsız desteklediler.

Şimdi bu desteğin hesabı soruluyor kendilerinden. Vaktiyle Sın-Fen ve Henri Batusunaya demokrasi, hukuk ve insan hakları adına sorulan hesap şimdi Türkiye’de HDP’ye soruluyor.

Demirtaş 6, 7,8 Ekim olaylarında PKK’nın isteği doğrultusunda halka çağrı yaptı, insanları sokağa davet etti ve iki gün içinde 50’ye yakın insan hayatını kaybetti. Ama Demirtaş hiçbir şey olmamış gibi davrandı. PKK İlçeleri ve şehirleri işgal edip hendek ve çukur kazdığında o çukurların başına gidip halkı isyana davet etti. O çukur ve hendekler ki yedi bin insana mezar oldu.

PKK’nın yıllarca izlediği siyaset, yasal Kürt hareketlerini ve partilerini eriminalize etme siyasetidir.

HDP, PKK’nın bu tutumuna karşı çıkmadıkça, Selahattin Demirtaş ve arkadaşlarına maalesef ne Avrupa Konseyi ne Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi ve ne Türkiye Cumhuriyeti Anayasa Mahkemesi yardım edebilir.

Demirtaş 6, 7,8 Ekim olaylarında PKK’nın isteği doğrultusunda halka çağrı yaptı, insanları sokağa davet etti ve iki gün içinde 50’ye yakın insan hayatını kaybetti. Ama Demirtaş hiçbir şey olmamış gibi davrandı. PKK İlçeleri ve şehirleri işgal edip hendek ve çukur kazdığında o çukurların başına gidip halkı isyana davet etti. O çukur ve hendekler ki yedi bin insana mezar oldu.

PKK’nın yıllarca izlediği siyaset, yasal Kürt hareketlerini ve partilerini eriminalize etme siyasetidir.

HDP, PKK’nın bu tutumuna karşı çıkmadıkça, Selahattin Demirtaş ve arkadaşlarına maalesef ne Avrupa Konseyi ne Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi ve ne Türkiye Cumhuriyeti Anayasa Mahkemesi yardım edebilir.''dedi

 

 

 

ARTUKLU HABER AJANSI


Yükleniyor

Yükleniyor

Yükleniyor