ORHAN MİROĞLU'NDAN ''BARIŞ SÜRECİ''NE İLİŞKİN ÖNEMLİ AÇIKLAMALAR

 Eski AK Parti Mardin Milletvekili ,Eski Ak Parti MKYK Üyesi Orhan Miroğlu, İmralı’ya yapılan ziyaretin ardından yaşanan tartışmalara ilişkin sosyal medya platformu X üzerinden önemli açıklamalarda  bulundu. Orhan Miroğlu X Hesabından yaptığı açıklamada;

‘’Öcalan’la devletin hangi konularda uzlaştığına-uzlaşamadığına ilişkin ama gizli kalması gereken özel- genel hiç bir bilgiye sahip değilim. Böylesi bilgileri elde etmek gibi bir arzum hiç olmadı; bildiklerim ve yaşadıklarım yetiyor bana! Gizli kalması gerekirken ifşa edilmiş bilgilerin ne olduğunu da hiç bilmiyorum ki, açıklamak suretiyle çözüm sürecine zarar vermiş olayım! Ayrıca çözüm sürecine vesile olanlara haksızlık yapmak aklımın ucundan geçmez! Silahlara adeta tapınıldığı onbeş yıl önce, Silahları Gömmek diye bir kitap yazmış yazdıktan sonra da korumalı hayata geçmiş biri Türkiye’nin Berlin Duvarı’ndan bir tuğla çeken herkese saygı duyar, çekincesiz destekler! Ama kimse kusura bakmasın, bu iş bu kadar ucuz değil, hiç olmasını dilemem, ama başarısızlık halinde kimsenin keseceği faturaya da muhatap olmam! O faturanın gerçek muhataplarını, müsebbiplerini ifşa etmekten bir adım dahi geri durmam! Bir barış, uzlaşma, silah bırakma, şiddet ve terörden arınma döneminin geride kalmasının hafızayı silmekle veya unutmayı tavsiye etmekle gerçekleşemeyeceğini biliyorum. Çözüm paranoyası benim tahminlerimin ötesinde öyle bir ilerleme sağlamış ki, neyi konuşacağız neyi konuşmayacağız, devlet adına sanki görev üstlenmiş bir üslupla konuşanlar karar veriyor, bizden de uymamız bekleniyor! 

Mesela Öcalan’ın rüyalarını bile Türkçe gördüğünü, konuşabilirsiniz, ama Öcalan’ın kendisiyle görüşen heyete üşenmeyip 1071’den başlayarak kurtuluş savaşına, cumhuriyet dönemi isyanlarına ve sonrasında PKK’nin kuruluşuna ve bugüne uzanan, benim bir yüzleşmeye davet gibi gördüğüm görüşlerini paylaşmanız, yorumlamanız çözüm karşıtlığı veya devlet projesini zora sokmak gibi sayılabilecek! Öcalan’la TBMM’den bir heyetin görüşmesini tartışmaya ben açmadım ki! Öcalan’la görüşme kararı ortadayken, görüşme yapıp görüşmemiş gibi davranmak, çözüme dair her görüşü, kanaati bir sırra dönüştürmek kurgu romanlarda olur ama bütün Türkiye hatta dünya gözünü sürece dikmişken, bu tavırın bilimsel adı paranoya olur, başka bir şey olmaz! Hiç bir şey olmamış gibi davranarak ve geçmişi hatırlatanlara kırmızı kart göstererek ve herkese unutmayı tavsiye ederek, ulusal bir uzlaşma sağlamak mümkün değildir! Mümkün olduğu düşünülüyorsa Cumartesi annelerini, şehit ve gazi ailelerini, Diyarbakır annelerini niye dinledi komisyon?! Çünkü, Çözümün başarısı için anıların ve yaşananların bastırılması gerekmiyor! Çünkü bastırma nevroza yol açar. Çünkü hiç bir barış hiçliğin üzerine inşa edilmez! Cumhuriyetin Bölünme paranoyası nasıl ki bir gerçekse, ve bu paranoyaya Türk halkı nasıl inandırıldıysa, çözüm sürecinin bölünmeye yol açacağını düşünmek ve halka yaymak da o kadar gerçektir! Uzlaşma , iyi niyetle ama kendi siyasi ve tarihi hafızasıyla masaya oturan, oturmamışsa bile kendini uzlaşmanın bir parçası gibi gören herkese anlayış ve saygı göstermek anlamına gelir; ama bağışlamak, unutmak anlamına gelmez. 

Devletin milli bir meselede çözüm için bir projeye sahip olmasını istemek başka, Türkiye’nin iki yüzyıldır devam eden bir sorununu kendi toplumsal zemininden, tarihinden, hafızasından ayırarak çözülebileceğine inanmak başka! Gençlik yıllarımızda birkaç yıl içinde devrim olacağına aklı yatmayanlara sosyal tecrit uygulanır ama herşeyi bilen ‘abilerimiz’ , olur ya, devrim gecikir veya bir kazaya uğrarsa devrime inanmayanların buna sebep olacağını vazederlerdi! “Devrim yapacağız, ama mani oluyorlar!” İki yıl sonra devrim değil, darbe oldu! Öcalan’da kendisiyle görüşen vekillere hatırlatmış nitekim! Çözüm başarısız olursa darbe dinamiği gelişir diye!  

Pardon bunu yazmamalıydım, kimse bilmiyordu ki Öcalan’ın bu yeni açıklamasını, ifşa edip çözüme öncülük eden aktörlere de haksızlık yaptım bak!!!)''Dedi.

ARTUKLU HABER AJANSI-MARDİN