Osmanlı tarihini milyonlara sevdiren yazar olarak tanınan Yavuz Bahadıroğlu’na göre, Osmanlı padişahlarının "devletin bekası" için kardeşlerini öldürmeleri Kuran’a uygun! Bahadıroğlu, delil olarak Bakara Suresi’nin 191. ve 217. ayetlerini gösteriyor!
Yavuz Bahadıroğlu, Tohum yayınlarından çıkan Dirilişten Kuruluşa Osman Bey isimli yeni kitabında, İslâm hukuku açısından şehzade katlinin Kuran’a göre nasıl uygun olduğunu özetle şöyle anlatıyor:
DEVLET Mİ EVLÂT MI?
“Üç türlü adalet vardır: Adalet-i Mahza, Adalet-i İzafiye ve Adalet-i Nisbi...
Adalet-i Mahza: Hiçbir kayıt ve şarta bağlı olmayan adalettir ki, en doğrusu budur...
Adalet-i İzafiye: Kişiye, yer ve zamana göre değişebilen, göreceli, değişken adalet...
Adalet-i Nisbi: Adalet-i mahzâ’nın uygulanması imkânsız olduğunda, ona göre daha alt derecede olan bir adalet uygulamasıdır.
Şehzade katli konusunda “adalet-i izafiye” uygulanmıştır.
Temel dayanağı da Bakara Suresi’nde geçen, “Fitneye sebep olmak adam öldürmekten beterdir” mealindeki “El-fitnetü eşeddü mine’l-katl” (191) ve “El-fitnetü ekberü mine’l-katl” (217) ayetleridir. İsyan ve isyan ihtimali bu âyetlerle değerlendirilmiştir.
Çünkü fitneden kargaşa doğar. Kargaşadan milyonlarca mazlum zarar görür. Hükümetin yanlış icraatlarını düzeltelim ve adaleti tesis edelim derken, daha büyük kötülüklere yol açılır.
Bu prensipler, asırlar sonra hazırlanan Osmanlı Medenî Kanunu “Mecelle-i Ahkâm-ı Adliyye”nin “Kavâid-i Külliyye” başlığı altındaki ilk yüz maddesinde yer almaktadır...
OSMANLI BÖLÜNMEMEYİ ŞEHZADE KATLİNE BORÇLU!
Fransız düşünür Fernand Grenard’ın da dediği gibi, “Osmanlı Devleti, gücünü devamlılığından alır.”
Yani uzun soluklu oluşunu, hiç bölünmeden yürümesine borçludur. Bu bölünmemeyi de ne kadar iç acıtıcı olursa olsun şehzade katline borçludur.
Nitekim Sultan I. Ahmed’le birlikte değişen bu sistem sonrasında “kudretli padişah” dönemi kapanmış, “zayıf padişahlar” dönemi başlamıştır.”
ARTUKLU HABER AJANSI-KÜLTÜR SERVİSİ