Genellikle sinsice ilerleyen ve ileri evrelere kadar belirti vermeyen pankreas kanserinin görülme sıklığı son yıllarda hızla artıyor. 2030 yılında ölüme neden olan kanser türleri arasında 2. sıraya yükseleceği tahmin ediliyor.
Genellikle sinsice ilerleyen ve ileri evrelere kadar belirti vermeyen pankreas kanserinin görülme sıklığı son yıllarda hızla artıyor. 2030 yılında ölüme neden olan kanser türleri arasında 4. sıradan 2. sıraya yükseleceği tahmin ediliyor. Bu korkutucu tabloyu tersine çevirmeye çalışan tıp alanındaki yeni gelişmeler ise yüz güldürüyor. Yapay zekadan yenilikçi ilaçlara kadar umut vadeden bu gelişmeler sayesinde erken tanı imkanı yükseliyor, hastaların yaşam süresi ve kalitesi artıyor.
Pankreas kanserine karşı toplumsal farkındalığı artırmak amacıyla Acıbadem Ataşehir Hastanesi’nde hastaların ve yakınlarının kendi deneyimlerini paylaştığı, uzmanların da tedavide en yeni gelişmeleri anlattığı bir etkinlik gerçekleştirildi. Moderatörlüğünü Sunucu Merve Dinçkol’un yaptığı “Pankreas Kanserinde Doğru Takımla Umutlar Yeşeriyor’ başlıklı söyleşide konuşan Acıbadem Üniversitesi Tıp Fakültesi Genel Cerrahi Ana Bilim Dalı Öğretim Üyeleri Prof. Dr. Güralp Onur Ceyhan ve Prof. Dr. Mert Erkan pankreas kanserinde yeni tedavi yöntemlerini anlatırken, multidisipliner bir yaklaşım ve ekiple gerçekleştirilen tedavi sayesinde hastaların yaşam sürelerinin artırılarak, yaşam kalitelerinin yükseltilebildiğini vurguladılar.
Prof. Dr. Güralp Onur Ceyhan: “Yenilikçi yaklaşımlar tedavi başarısını artırıyor”
Söyleşide konuşan Prof. Dr. Güralp Onur Ceyhan, pankreas kanserinin erken evrelerde çok fazla belirti vermediği için ileri aşamalara gelene kadar sinsice ilerlediğini belirterek “Bazen de hazımsızlık ve bel ağrısı gibi yaygın belirtilerinden de başka hastalıklar sorumlu tutulduğu için uzun süre teşhis konulamamakta ve bu süreçte başka organlara sıçramaktadır. Ancak tıp teknolojisindeki gelişmeler sayesinde günümüzde hem hastalar daha uzun süre yaşama imkanı bulmakta hem de pankreas kanserinden ölüm oranında bir düşüş görülmektedir” dedi. Günümüzde pankreas kanseri için belirli bir tarama testi bulunmadığını, kanserin bu nedenle genellikle tesadüfen saptandığını belirten Prof. Dr. Ceyhan tedaviye yönelik şöyle konuştu: “20-25 yıl önce pankreas kanseri hastalarının ameliyat ve kemoterapi tedavileri sonrası 5 yıllık sağ kalım oranı yalnızca yüzde 11’di. Ancak bu oran son yıllarda çok ciddi şekilde yükseldi. Yaklaşık 10 yıl önce yaptığımız araştırmalarda, kendi uygulamalarımızda bu hastaları ameliyat edip, tümörü alıp, kemoterapi tedavileri sonrası 5 yıllık sağ kalım oranını yüzde 40’a kadar çıkarmayı başardık. En yeni gelişmelerle birlikte, yeni kemotedavi ajanları kullanılarak bu oran yüzde 54’e yükseldi. Yani artık başarılı bir ameliyat ve etkili bir kemotedavi sürecinin ardından hastalar yüzde 50’den fazla hayatta kalabiliyor.”
Prof. Dr. Mert Erkan: “Multidisipliner tedavi çok önemli”
Prof. Dr. Mert Erkan söyleşide yaptığı konuşmada; pankreas kanserinde erken teşhisin ve modern tıpla tedavinin son derece önemli olduğunu belirterek, tedavinin hastanın genel durumuna, hastalığın evresine ve kanserin yerleşimine göre belirlendiğini söyledi ve sözlerine şöyle devam etti:
“Tedavide asıl amaç; mümkünse kanseri tamamen yok etmek, mümkün değilse kontrol altında tutmaktır. Bu derece kompleks bir hastalıkta, farklı tedavi seçeneklerinden hastaya en uygun olanını seçebilmek için multidisipliner çalışmanın önemi çok büyük. Farklı branşlardaki uzmanların bir araya gelerek hastanın tedavisi konusunda kararı ortak vermesi, tedavi başarısını artıran çok önemli bir etkendir. Multidisipliner tedavilerin uygun olmadığı hasta veya hastalık durumunda ise hastanın genel hayat kalitesini artırmaya yönelik tedaviler uygulanabilmektedir”
HASTALAR TEDAVİ SÜREÇLERİNİ ANLATTI
ZAFER ALİ YAĞCIOĞULLARI;
4. evre pankreas kanseriydi, tedavi oldu!
Üst düzey bir yönetici olan 59 yaşındaki Zafer Ali Yağcıoğulları, 2016 yılında gittiği doktora “Kendimi yorgun hissediyorum. Özellikle batın bölgesinden başlayarak bir kontrol yapabilir misin?” diye sordu. Bu soru, hayatını değiştirdi. Tanı aldı; 4. evre pankreas kanseriydi. Sonraki bir hafta adeta ‘yaşamıyormuş’ gibi hissetti. Zafer Ali Yağcıoğulları o zorlu dönemi şöyle anlatıyor: “O günlerde 51 yaşındaydım. Tanıyı aldıktan sonra bir hafta sanki yaşamıyormuşum gibi oldu. Üst düzey yöneticilik yapıyordumm. Hemen ameliyat olmam gerektiği söylenince çok yoğun araştırmalara başladım ve Mert Erkan hocamızla tanıştım. Bu arada aileme de arkadaşlarıma da hiç bahsetmedim. İlk gün duvara toslamış gibi oldum. Kendi kendime 51 yaşında ölemem, mümkün değil, toparlanmam lazım. Kızım var, onun hayalleri var, onları gerçekleştirmek lazım diyordum. Ameliyattan bir önceki akşam eşime durumu anlattım. O gece sabaha kadar uyumadık. Eşim de Mert hocamıza sayısız sorular sordu. Hocamız sabırla teker teker yanıtladı. Ardından Whipple ameliyatı oldum. 12 saate yakın sürdü. Kanser ameliyatının ardından pankreatit atakları oluşmaya başladı. Bu nedenle ben ikinci kez ameliyat olmak istedim. 2018 yılında ikinci ameliyatı oldum. Şimdi yıllık takiplerim yapılıyor.” Tedavinin ardından hayata bakışının değiştiğini ve Kocaeli Kandıra’da dağın tepesinde yer aldıklarını belirten Yağcıoğlulları, artık meyve ve sebzelerini kendilerinin yetiştirdiğini ve organik beslendiklerini, sağlıklı bir yaşam tarzı edindiğini söyledi.
CEM İMREN
‘Steve Jobs’ ile aynı hastalığa yakalanmışım!
“Toplantıda konuşan Gümrük ihracatçısı Cem İmren de, 2020 yılında Covid şüphesiyle gittiği hastanede kan şekerinin çok yüksek bulunduğunu, tetkikler sonrası pankreas kanseriyle tanıştığını belirterek “İçkim yok, sigaram yok nasıl olur diye düşündüm. Bir de ‘Steve Jobs’ ile aynı hastalığa yakalanmışım, bunu duyunca çok şaşırdım. O güne dek isminden başka hiçbir şey bilmediğim pankreas kanseri de ne diye araştırmaya başladım ve aklımdaki pek çok soruya yanıt aradım. Bu süreçte çok yoğun şekilde ölüm korkusu hissettim. Ama sonrasında uzun bir ameliyat ve ardından gelen tedavi süreci ile sıkıntılı günler geride kaldı” diye konuştu. Ailesinde hiçbir kanser hastası olmadığnı belirten İmren “Ben tedavi olurken, komşumun damadının da pankreas kanseri nedeniyle tedavi gördüğünü öğrendim. Daha sonraki süreçte birçok kişinin de pankreas kanserine yakalandığına şahit oldum” dedi.
Selin Kahvecioğlu Ocak
2 yıl tanı alamadı
30 yaşındaki Klinik Psikolog Selin Kahvecioğlu Ocak da konuşmasında; dört yıl önce mide bulantısı ve şişkinlik şikayetleri yaşadığını, sık sık doktora gitmesine ve tüm tetkiklerin yapılmasına rağmen sorunun kaynağının tespit edilemediğini, “muhtemelen yediğiniz bir şeyden dolayı olmuştur” denildiğini belirtti. İlerleyen dönemde şikayetleri devam ettiğinde tekrar doktora gittiğini, ardından pankreas iltihabı dolayısıyla stent işlemi gerçekleştiğini belirten Ocak, o günlerde babasının rahatsızlığı nedeniyle tedavi görmeye başladığını ve son derece sıkıntılı günler yaşadıklarını söyledi. Prof. Dr. Mert Erkan ile tanışıp Mert hocanın tetkikler sonucu kendisine pankreas başında tümör teşhisi koyması ile tedavi sürecine başladıklarını belirten Ocak, hem teşhisin net konulması, hem de Mert hocanın insani, doğru bilgilendirici ve rahatlatıcı yaklaşımı sayesinde rahatladığını belirterek sözlerine şöyle devam etti: “2020 yılında ameliyat oldum. Ameliyat sonrası kemoterapi aldım. Hastalık tanısı konmadan eşimle tanıştım ve eşim bu zorlu süreçte hep yanımdaydı, 2023 Haziran’ında da evlendik. Sağlığım ve huzurum yerinde”
ARTUKLU HABER AJANSI
9549,89%1,94
34,47% -0,02
36,21% 0,61
2956,62% -1,61
5031,94% 0,00