Yarın ABD’de ikincisi yapılacak olan “Demokrasi Zirvesi’ni Türk Çin Kültür Derneği bünyesindeki Lotus News’e değerlendiren İstanbul Aydın Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Tarık Oğuzlu “Demokrasi erozyonu yaşayan, bu alandaki karnesi parlak olmayan ABD’de düzenlenecek zirvenin, ne dünya barışı ne de kendisine bir faydası olacağını düşünmüyorum” diyor.
ABD Başkanı Joe Biden’ın göreve gelmeden önce bir seçim vaadi olarak sunduğu Global Demokrasi Zirvesi’nin ikincisinin 29-30 Mart tarihlerinde düzenleneceğini hatırlatan Prof. Dr. Oğuzlu “ABD bu zirve ile uzun süredir ihmal ettiği yumuşak gücü geri alıp, demokrasi kavramı üzerinden küresel hegemonyasını hatırlatmak istiyor. Sosyal çatışmalar, artan finansal riskler gibi birçok alanda sorunu bulunan, demokrasi erozyonu yaşayan ABD’nin bu alandaki karnesi parlak değil. Trump taraftarlarının kongre baskınıyla da ABD ciddi otorite kaybı yaşadı. Birçok ülke Joe Biden’ın kutuplaştırıcı dili ve normatif söylemlerinden de rahatsız. Bu yüzden söz konusu kongrenin ne dünya barışı ne de ABD’ye bir yararı olacağını sanmıyorum” diyor.
ABD’nin yaşamakta olduğu birçok sorundan dolayı, düzenlenen zirve sonuçlarının bir-iki gün içinde unutulmaya mahkum olduğunu belirten Prof. Dr. Oğuzlu şu bilgiyi verdi: “ABD yönetimi, dogmatik ve idolojik fay hatları üzerinden Çin ve Rusya’yı şeytanlaştırmak istiyor. Çin’in dünyayı ‘Çinlileştirmek’ gibi bir amacı yok. Oysa ABD, dünyayı Amerikalılaştırmak istiyor. ABD yönetimi bu kongreye bazı ülkeleri davet etmedi. Demokrasi karnesi parlak olmayan ABD’nin hangi ülkenin demokratik olduğunu belirlemeye hakkı yoktur. Bu yüzden bence 2.Demokrasi Zirvesi’nin sonuç üretme kapasitesi yoktur. Zirve, bazı ülkeleri ABD’ye de yakınlaştırmaz. Tam tersine ABD ile aralarındaki mesafenin, makasın daha açılmasına yol açar.”
“ABD yönetimi liberal ‘demokrasilerini’ dünyaya yaymak gibi bir görevleri olduğuna inanıyor” diyen Prof. Dr. Oğuzlu şöyle devam ediyor: “Dünyayı Amerika’ya benzetip kendilerine yönelik tehditleri azaltıp, dünyanın çeşitli ülkelerine asker göndermek zorunda kalmayacaklarını ileri sürüp, kendi kültürlerini dünyaya satmak istiyorlar. Kendilerini, hala kerameti kendinden menkul bir dünya aktörü olarak görüyorlar. ABD ekonomik olarak hala güçlü olabilir. Ancak artık böyle bir dünyada kalmadı, artık farklı bir dönemde yaşıyoruz.”
ABD’nin, normatif söylemler üzerinden sürekli Çin ve Rusya’yı ‘dövmek’ istemesinin dünyada rahatsızlık yarattığına dikkat çeken Prof. Dr. Oğuzlu açıklamalarını şöyle noktalıyor: “ABD yönetimi konuya böyle yaklaştığından; düzenlenecek zirveden olumlu bir sonuç çıkamaz. ABD yönetimi kamplaştırıcı stratejileriyle, Rusya ve Tayvan’da çatışmaları körüklüyor. Çin’in yükselişini geciktirip baskılamak istiyor. Bu durum dünyada yeni sıcak çatışmalara yol açabilir. ABD yönetimi izlediği politikalarla sürekli küresel istikrarsızlık ateşine odun taşımaya devam ediyor. Dış politikasına diğer ülkeleri kuşatma genetik kodları işlenmiş olan ABD, dünyaya demokrasi dersi veremez, dünyaya barışı da getiremez!”
ARTUKLU HABER AJANSI