Çin’de, hem Türk lezzetleri hem de ülkemizi tanıtıyor
Kerem Köfteoğlu’nun Youtube ve Yön Radyo’da sunduğu “Doğudaki Tanıtım Elçilerimiz: Çin’deki Türkler” programına katılan Qubbe ve Bosphorus Restoranlarının Kurucu Ortağı Hüseyin Arslan, en etkili tanıtımın zengin mutfak kültürüyle olduğunu hatırlatarak “Pekin’de yeni hizmete açtığımız Qubbe Restoran’ın her odasını Kapadokya, Pamukkale, Efes gibi ülkemizin ünlü turistik merkezlerin minik bir kopyası şeklinde tasarladık. Burada yemek yiyenler hem Türk lezzetlerini tanıyor hem de ülkemizin ünlü turistik merkezlerinde kısa bir gezinti yapmış hissine kapılıyor. Böylece yeni mekanımızda Türk lezzetlerinin yanı sıra, turistik merkezlerimiz ve kültürümüzü de tanıtıyoruz” dedi.
Qubbe Restoran’da Türk lezzetlerine ek olarak Akdeniz mutfağından örnekler de sunduklarını belirten Arslan bu konuda şu bilgileri verdi: “Hizmet sektöründe özellikle de restorancılıkta en önemli mesele müşterilerle yakından ilgilenmektir. Restorana gelen tüm misafirlerimizle bizzat ilgileniyoruz. Onların karşısına yemekle ilgili merak ettikleri tüm soruların yanıtlarıyla çıkıyoruz. Müşteriyle ilgilenip sorularını samimi ve doyurucu şekilde yanıtlarsanız başarıyı yakalayacağınız gibi, müşteriyle kurduğunuz bu yakın bağ sayesinde onun sadakatini de kazanırsınız. Günümüzde özellikle de Çin’deki yeme-içme birimlerinin dijital dünyaya ayak uydurması şart. Biz de bu yönde atmamız gereken tüm adımları attık, atmaya da devam edeceğiz. Sürekli yenilik yapmak zorundayız. Bu yüzden yemeklerde büyük değişiklikler olmamakla beraber, Qubbe’deki sunumu Bosphorus’tan farklı hale getirdik.”
Arslan, kendisine yöneltilen “Yeme-içme alanında Çin’de hangi alanda boşluk var, Türk girişimciler ne tür yatırıma girmeli?” sorusunu şöyle yanıtladı: “Çinliler yoğun çalıştığında evde yemek yapmaya fazla zamanları yok. Yemeklerini ağırlıklı olarak dışarda yediklerinden, Çin’de yeme-içme sektörünün önü açıktır. Girişimciler bulundukları yerleri sadece faaliyet gösterdikleri alanla sınırlı değil, geniş olarak analiz ederlerse, oradaki boşluğu görebilir. Örneğin ilk restoranımızı açtığımız Yiwu’da hiç ilgi alanımızda olmamasına rağmen halı sahada bir boşluk olduğunu görüp, bu alanda yatırım yaptık. Çinliler sakatat ürünleri ve kokoreci seviyor, henüz bir yatırım da yapılmış değil. Bu noktadan hareketle Türk girişimciler Çin’de kokoreç işine girerlerse başarılı olacaklarına inanıyorum.”
Günümüzde para kazanmanın dünyanın hiçbir yerinde kolay olmadığının altını çizen Arslan girişimcilere önerilerini şöyle özetledi: “Yatırım yapmadan önce kılı kırk yararak bir araştırma yapsınlar. Ellerindeki sermayeye son atımlık kurşun gözüyle bakıp dikkatli harcasınlar. Acele etmesinler. Çin’de bir yatırım yapmadan önce buraya gelip bir süre yaşasınlar, insanlarla konuşunlar, gözlem yapsınlar. Çin’i tanıyıp, kurallarını ve Çinlilerin iş yapma mantığını öğrensinler. Hangi alanda, hangi şehirde ve ne yatırımı yapacaklarsa bu konuda bir araştırma yapsınlar. Ayrıca işin ehli bir danışmanlardan da profesyonel hizmet alsınlar. Tüm bunları yaptıktan sonra da pazara girme noktasında cesur olsun, çünkü artık başarılı olabilecek duruma gelmiş olacaklar.”
ARTUKLU HABER AJANSI