SAKINCALI YAZAR ELİF ŞAFAK, KIBRIS SİMGELİ KİTABI İLE YENİDEN DÜNYA GÜNDEMİNDE.
Elif Şafak’ın, İngilizce, ‘The Island of Missing Trees’, Türkçe, ‘Kayıp Ağaçlar Adası’ ve Hollandaca, ‘Eiland Verdwenen bomen’ adlı kitabı ödüllere aday gösteriliyor.
Hollanda gazetesi ‘de Volkskrant’ın iki sayfa yer ayırdığı Şafak,
‘Mizah ile taşlayıcı ve yerici konuları Türkiye’de yazmak zor. Bunları İngiltere’de daha rahat yazabilirsin. Türkiye’de melankolik duyguları hiç korkmadan yazabilirsin.’ diyor.
Elif Şafak’ın, İngilizce, ‘The Island of Missing Trees’, Türkçe, ‘Kayıp Ağaçlar Adası’ ve Hollandaca, ‘Eiland Verdwenen bomen’ adlı kitabı ödüllere aday gösteriliyor.
Özellikle AK Partililer tarafından şiddetle eleştirilmiş olan Şafak, 12 yıldır ayrı kaldığı İstanbul’u çok özlediğini söylüyor.
İlhan KARAÇAY yazdı:
İngilizce, ‘The Island of Missing Trees’ , Türkçe, ‘Kayıp Ağaçlar Adası’ ve Hollandaca, ‘Eiland Verdwenen bomen’ adlı kitabı ile ödüllere aday gösterilen Türk-İngiliz vatandaşı Elif Şafak, Hollanda’nın ‘de Volkskrant’ gazetesinde iki sayfa yer kapladı.
Elif Şafak’ın, gerek ‘de Volkskrant’ta ve gerekse dünya medyasında yer alan söyleşilerinden kesitleri aşağıda bulacaksınız:
Elif Şafak’ın ödüllere aday olduğu belirtilen kitabında, gençken adada bir restoranda tanışan Kıbrıslı Rum Kostas ve Türk kızı Defne ile kızları Ada’nın hikâyesini, Kostas’ın Londra’ya giderken yanında götürdüğü bir incir ağacını da konuşturarak anlatıyor.
Kostas Hıristiyan bir Rum, Defne ise müslüman bir Türktür.
Aşklarının yasak olması nedeniyle Kostas Londra’ya göç eder. Ama bir süre sonra Kıbrıs’a geri döner ve Defne ile evlenmeyi başarır.
Çift yeni bir başlangıç yapmak üzere Londra’ya yerleşir. Kostas beraberinde bir incir fidanı götürür. Kostas incir fidanını Londra’nın soğuğundan korumak için bir süre toprağın altına gömmek zorunda kalıyor. 1974’de yerle bir olan restorandan Londra’ya getirilen küçük incir ağacı orada yaşamayı başarıyor.
Çiftin kızları ise, Londra’da doğan ve kitabın başında henüz anne ve babasının sırları ve ortak travmaları hakkında hiçbir şey anlamayan Ada.
Şafak, Ada karekteri için, ‘Her zaman acının kalıtsal olduğuna inandım. Belki bilimsel değil, ancak ailelerde kolayca konuşamayacağımız şeyler bir nesilden diğerine konuşulmadan geçiyor. Göçmen ailelerde, yaşlı nesil genellikle gençleri geçmişteki üzüntülerden korumak ister. Bu yüzden fazla bir şey söylememeyi tercih ederler ve ikinci nesil, ev sahibi ülkenin bir parçası olarak araştırma yapamayacak kadar uyum sağlamakla meşguldür. Yani hafızayı kazmak üçüncü nesle kalır. Ebeveynlerden bile eski anıları olan birçok üçüncü nesil göçmenle tanıştım. Anneleri ve babaları onlara, ‘Burası senin evin, tüm bunları boş ver’diyor. Ama onlar için kimlik önemli’ tespitini yapıyor.
Yazar kitabında, Kıbrıs yemeklerine yer ayırmasını, ‘Dinler çatışır, ancak batıl inançlar sınırların ötesine geçer. Yemek konusunda da durum aynı’ cümlesi ile açıklıyor.
Mutfakta Rum bir aile ile bir Türk’ün hayatları çok benzer olabilir. Ada’nın Londra’da ziyaretine gelen teyzesi Meryem, her yemeği bir ziyafete dönüştürüyor. Yemek, Meryem’in dünyayı kontrol etme şekli…
Şafak, ‘Meryem gibi kadınlar tarafından büyütüldüm. Büyükannem için yemek, yemekten çok daha fazlasıydı. Yemek, insanları bir araya getirmekle ilgiliydi daha çok. Masanın etrafında sorunları çözebilirsiniz. Barışa ulaşabilirsiniz. Evet, Meryem’in, üzerinde konuşmayı bilmediği şeyler var. Bazı yönleriyle modası geçmiş. Ama yemeği sevgiyle ilişkilendiriyor ve bana göre bu çok gerçek’ diyor.
Şafak kitabında, soğuktan korunması için küçük bir incir ağacının toprağa gömülmesini, Kıbrıs’ta iç savaşta kaybolanların cesetlerini bulmaya ve kayıpları tanımlamaya çalışan iki toplumlu kuruluş, Kayıp Şahıslar Komitesi tarafından yürütülen çalışmalara bağlıyor.
Yazar, Kıbrıs’ın geleceğinden umutlu olduğunu söyleyerek, kitabındaki tüm acılara rağmen, Kostas’ın dayanıklı incir ağacının, umudun korunmasını simgelediğini belirtiyor.
Şafak, ‘İyimser hissetmek istiyorum. Kayıp Şahıslar Komitesi çok değerli. Komitede çalışanların çoğu kadın ve bu genç gönüllüler bana umut veriyor. Ancak, elbette politikacılar farklı bir konudur. Politikacılar konusu daha karmaşık’ diyor.
Elif Şafak, ‘Baba ve Piç’ adlı romanında, ‘Türlüğü aşağılamakla’ suçlanması sonrası beraat etse de, 10 yıldan fazla bir süre önce, gazeteci eşi ve iki çocuğuyla birlikte Londra’ya taşındı. Yazar aynı zamanda İngiliz vatandaşıdır ve soyadını da Shafak olarak kullanıyor.
Elif Şafak, Volkskrant gazetesindeki söyleşiyi kaleme alan Hans Bouman’ın soruları üzerine genellikle şunları söylüyor: ‘Kıbrıs konusunu yazmayı çok istiyordum. Ama yaraları deşerken kırıcı olmaktan korkuyordum. Sonunda yazmaya karar verdim. İki ülke halkını çok yıpratan Kıbrıs’ı anlatabilmek için, Kosta’yı, Defne’yi ve incir ağacını konuşturdum.
Mizah ile taşlayıcı ve yerici konuları Türkiye’de yazmak zor. Bunları İngiltere’de daha rahat yazabilirsin. Türkiye’de melankolik duyguları hiç korkmadan yazabilirsin. 12 yıldır ayrı kaldığım İstanbul’u çok özledim’
ŞAFAK’IN ÖDÜLLERİ
İlk romanı Pinhan‘ı yayımladığı 1997’den beri eserler vermekte olan yazar, 2009’da yayımlanan Aşkadlı romanı ile Türk edebiyat tarihinin en kısa sürede en çok satan edebi eserinin yazarı unvanına sahip oldu. İlk romanı Pinhan ile 1998 Mevlâna Büyük Ödülü’nü aldı. Bunu Şehrin Aynaları (1999) ve Türkiye Yazarlar Birliği Ödülü’nü kazandığı Mahrem izledi.
Eserleri 50’den fazla dile çevrilen Şafak, ”Aşkın 40 Kuralı” adlı romanı ile BBC‘nin “Dünyayı Şekillendiren 100 Roman” listesine girdi. 2017’de Amerika Birleşik Devletleri merkezli Politico dergisi tarafından “Dünyayı daha iyi bir yer yapacak 12 kişi”den birisi olarak seçildi. 2021’de BBC 100 Kadın listesinde Fransa adına yer aldı. Ayrıca 2017 yılında Forbes dergisine göre Türkiye’nin en çok kazanan yazarıdır.
Britanya ve İrlanda’nın saygın edebiyat armağanlarından biri olarak kabul edilen ve bu yıl 50’nci yılını kutlayan Costa Kitap Ödülü’nün 2021 yılı kısa listesi açıklandı. Şiir, roman, ilk roman, biyografi ve çocuk olmak üzere beş farklı kategoride verilen ödüllerde, Türk yazar Elif Şafak’ın ‘The Island of Missing Trees’ (Kayıp Ağaçlar Adası) roman dalında aday gösterildi. Şafak, Ağustos 2021’de İngiltere’de Penguin tarafından yayımlanan son romanında Kıbrıs’taki kültürel farklılıkları bir incir ağacının dilinden anlatıyor.
30 bin Euro para ödülünün dağıtılacağı Costa’da kazananlar, 1 Şubat 2022’de açıklanacak. İlki 1971’de verilen ödüllerde, roman dalındaki ödülü geçen yıl Monique Roffey ‘The Mermaid of Black Conch’ adlı eseriyle kazandı.
ELİF ŞAFAK’I TANIYALIM
İngiliz -Türk yazar, akademisyen, kadın hakları ve LGBTQ+ aktivisti, 25 Ekim 1971 tarihinde Fransa’nın Strazburg kentinde doğdu. Babası Nuri Bilgin, annesi ise Şafak Atayman’dır. Küçük yaştayken ailesi boşandı ve annesi tarafından yetiştirildi. Annesinin diplomat olmasından dolayı çocukluğunu ve gençliğini farklı ülkelerde geçirdi. Öğrenimine Ankara’daki Kubilay İlkokulu’nda başlayan Şafak, ortaokulu Madrid’de okudu. Lise öğrenimini Ankara Atatürk Anadolu Lisesi’nde tamamladı. Yüksek öğrenimini ise ODTÜ Uluslararası İlişkiler Bölümü’nde yaptı. Yine aynı üniversitede yüksek lisansını ve doktorasını yaptı.
2003-2004 akademik yılı boyunca Michigan Üniversitesi`nde yardımcı doçent olarak bulundu ve ders verdi. Halen, Arizona Üniversitesi Yakın Doğu Araştırmaları bölümünde yardımcı doçent olarak görev yapmaktadır. “Edebiyat ve Sürgün”, “Bellek ve Politika”, “Müslüman Dünya`da Cinelli ve Toplumsal Cinsiyet” konulu dersler vermektedir. Türkiye`de çeşitli günlük ve aylık yayınlarda yazmaya devam etmektedir.
Referans Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Eyüp Can Sağlık ile evli olan Elif Şafak`ın Şehrazat Zelda (2006) adlı bir kızı vardır. Elif Şafak 2005-2009 senelerinde Zaman Gazetesinde yazarlık yaptı. 2005’te Med Cezir adlı kitabında kadın, kimlik, kültürel bölünme, dil ve edebiyat hakkında yazılarını bir araya getirdi. Aynı yıl Referans Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Eyüp Can Sağlık ile Berlin’de evlendi.
2006’da yayımlanan “Baba ve Piç” adlı romanını İngilizce olarak kaleme aldı. Türk-Ermeni ilişkilerini inceleyen bu roman nedeniyle hakkında Türklüğe hakaret ettiği gerekçesi ile dava açıldıysa da, suçun yasal unsurlarının oluşmadığı ve delil bulunmadığı gerekçesiyle beraat etti. Aynı yıl Şehrazat Zelda isimli kızı dünyaya geldi. Doğum sonrası yaşadığı depresyonu, İngilizce olarak kaleme aldığı Siyah Süt adlı otobiyografik romanda anlattı. İki yıl sonra oğlu Emir Zahir’i dünyaya getirerek ikinci kez anne oldu.
2009 yılının Mart ayında yayımlanan AŞK isimli roman, Türk edebiyat tarihinin en kısa sürede en çok satan edebi eseri unvanına sahip olmuştur. 2009 yılı sonunda, sekiz romanı ve ilk deneme kitabı Med Cezir‘den seçilmiş paragrafları bir araya getirdiği Kağıt Helva adlı kitabını yayımladı. 2010 Kasım ayında Firarperest adlı deneme türündeki ikinci eseri piyasaya çıktı. Eserin içindeki illüstrasyonlar M. K. Perker’e aittir.
2011 yılında Doğan Kitaptan “İskender” isimli eseri piyasaya çıkmıştır. Kitabın kapak resminde, makyajla erkek haline gelen Elif Şafak’ın kendi fotoğrafı vardır.
M.K Perker illüstrasyonlarıyla birlikte 2012 yılında Şemspare adıyla yayımlandı. Mimar Sinan’ın yanında çırak olan Cihan adında bir Hint’in gözünden Osmanlı’yı anlattığı son romanı Ustam ve Ben 2013 yılında yayımlandı.
Şafak’ın kitapları
Kem Gözlere Anadolu, Pinhan, Şehrin Aynaları, Mahrem, Bit Palas, Araf,
Beşpeşe, Med Cezir, Baba ve Piç, Siyah Süt, Aşk, Kâğıt Helva, Firarperest,
İskender, Şemspare, Ustam ve Ben.
Ünlü Türk yazar Elif Şafak’ın bu yıl yazdığı “Kayıp Ağaçlar Adası” adlı yeni kitabı, İranlı Neda Rahmani tarafından Farsça’ya çevrilerek, kitapseverlere sunuldu.
ŞAFAK’I PROTESTO EDENLER
AK Partili kadın vekiller Avrupa Konseyi‘nin bir toplantısında bazı konuşmacıların Türkiye ve Türkiye’de kadın olmak hakkında yaptıkları manipülatif yorumlara ilişkin, Avrupa Konseyi Başkanı ve üyelerine bir mektup göndermişlerdi. Yapılan yorumların Türk kadınlarını üzdüğü belirtilirken, aralarında Elif Şafak‘ın da bulunduğu bazı yorumcuların, İstanbul Sözleşmesi’yle ilgili sözlerine de sert tepki gösterilmişti. Mektupta “Hiçbir akreditasyonu olmayan veriler ile Türk kadını ve çocuklar hakkında söyledikleri bizim için yok hükmündedir” denilmişti.
TBMM Dilekçe Komisyonu Başkanı AK Parti İstanbul milletvekili Belma Satır da şunları söylemişti: ‘Elif Şafak‘ın söylediklerini şiddetle reddediyorum. Hem kendi cinsine hem de kendi varlık sebebi olan ülkesine, milletine, toprağına yabancı olan bir kadın olduğu için, Türkiye’nin gerçeklerinden malesef bihaber. Biz birçok batı ülkesinden önce 1934 yılında seçme seçilme hakkını elde etmiş bir devletin kadınlarıyız. Kadına yönelik şiddet, ayrımcılık, insan hakları ihlali ve bunun gibi tüm konularda sıfır tolerans gösterdiğimiz yasal mevzuatlar ve uygulama örnekleri ile aşikardır.’
AK Parti Genel Başkan Yardımcısı ve Konya milletvekili Leyla Şahin Usta ise şunları söylemişti:
‘Başta Elif Şafak olmak üzere, oradaki konuşmacıları,Türkiye’deki kadınlarımızın başarılarından bihaber görüyoruz. Kamusal alanda kadınların Hakları için mücadele veren bir kişi olarak bu haksız ithamları kabul etmiyoruz. Türkiye’de çok sayıda kadın akademisyen var, birçok sektörde çalışan kadınlarımız var.
Elif Şafak’ın biraz Türkiye’yi yakından görmesini ve bilgi almasını tavsiye ediyoruz.’