Memorial Ataşehir/Şişli Hastanesi Dermatoloji Bölümü’nden Doç. Dr. Ayşe Serap Karadağ, rozase konusunda dikkat edilmesi gerekenler hakkında bilgi verdi.
Yüzde kızarıklıklarla kendini belli eden ancak sık sık diğer cilt hastalıkları ile de karıştırılabilen rozase yani gül hastalığı özellikle yaz aylarında tetiklenebiliyor. Güneş, çeşitli yiyecek ve içecekler, çevresel kirlilik ve stres ataklara neden olurken, uzman takibinde gerçekleştirilen uygun cilt tedavileri ile hastalığı kontrol altına almak mümkün olabiliyor. Memorial Ataşehir/Şişli Hastanesi Dermatoloji Bölümü’nden Doç. Dr. Ayşe Serap Karadağ, rozase konusunda dikkat edilmesi gerekenler hakkında bilgi verdi.
Yüzde ortaya çıkarak fiziksel ve psikolojik etkilere neden olabiliyor
Rozase (gül hastalığı) yüzün orta hattını tutan, ataklarla seyreden farklı klinik tipleri olan kronik tekrarlayıcı bir cilt hastalığıdır ve sadece yüzü etkilemektedir. Ancak yüzde kızarıklık ve sivilcelenme yapan farklı hastalıklar da bulunmaktadır. Bu rahatsızlıklar arasında egzama, demodikozis, kortizon rozasesi, nörojenik rozase, ilaç alerjisi, lupus ve akne gibi hastalıklar bulunmaktadır. Bu hastalıkların kesin ayırımı dermatoloji uzmanı tarafından yapılabilmektedir.
Rozase hastaları bu yiyecek ve içeceklerden uzak durmalı
Yiyeceklerle rozasenin ilişkisi iyi bilinmektedir. Bu yiyecekler şöyle gruplandırılmaktadır:
- Histaminden zengin gıdalar (fermente/tütsülenmiş/hazır gıdalar, olgun peynir.)
-Niasinden zengin besinler (ciğer, hindi, ton-somon balığı, yer fıstığı vb.)
-Kapsaisin içerikli gıdalar (biber türleri, acı soslar vb.)
-Sinnamaldehit içerikli gıda ve ürünler (domates, narenciye, tarçın, çikolata vb.)
-Isısı yüksek her türlü yiyecek ve içecek rozaseyi tetikleyebilmektedir.
Ayrıca hastanın kişisel tetikleyici olarak bildirilen her türlü gıdadan uzak durması da önerilmelidir. Alkol rozase hastalarında atakları artırmaktadır, alkol içeren soslar ve bozadan da kaçınmalıdır. Kahvenin artık rozaseyi şiddetlendirmediği bilinmektedir, ancak aşırı sıcak kahve ve çay içilmemelidir.
Rozase hastaları günlük deri bakımına dikkat etmeli
Yüz oldukça hassas olduğu için hassas ve kızarık ciltler için özel geliştirilmiş krem bazlı ürünler tercih edilmelidir. Özellikle aktif dönemlerde kullandıkları ürünlerle kızarıklık, yanma ve batma gibi tahriş belirtileri tanımlamaktadır. Hastalarda rutin cilt bakımı oldukça önemlidir. Hem atakların azaltılmasında hem de uygulanan tedavilere uyumun artırılmasında yarar sağlamaktadır. Bozulmuş deri bariyerinin onarılması için hassas ciltler için geliştirilmiş alerjik olmayan dermokozmetik ürünler tercih edilmelidir.
Rutin cilt bakımı temizleyici, nemlendirici, güneşten koruyucu ve cilde uygun dermokozmetik ürünlerin kullanımını içermektedir.
İlk olarak günde 2 kez cilt sabun içermeyen, deriyi kurutmayan, nemlendirici etkisi olan temizleyicilerle yıkanmalı, sonrasında yumuşak pamuk havlularla yavaşça silinmelidir.
Yüz, günde 2 kez nemlendirilmelidir. Nemlendiriciler deriden su kaybını azaltır, deri bariyerini onarır, tahrişi azaltarak hastanın kendisini daha iyi hissetmesini sağlar.
Uygun güneş koruyucu ürünler seçilmeli
Güneş ışınlarından korunmak için en az SPF 30, titanyum dioksit ve çinko oksit gibi inorganik ultraviyole ışık filtreleri ve dimetikon içeren güneş koruyucular tercih edilmelidir. Silikon içeren ürünler de rozasede yararlıdır. Ürünler mutlaka parfümsüz olmalıdır. Hastalar tüm yıl boyunca güneşten koruyucu kullanmalıdır. Cilde uygulanacak kozmetik ürün seçimi oldukça dikkatli yapılmalıdır. Deriyi tahriş edecek ürünlerden kaçınmalıdır. Seçilecek ürün çok az miktarda alınarak deriye uygulanmalı, 72 saat içinde yanma batma yaparsa kullanılmamalıdır.
Kullanılan kozmetik ürünlere çok dikkat edilmelidir. Mentol, alkol, okaliptus, karanfil yağı gibi iritan özellik gösterebilecek içerikleri olan ürünler rozaseyi tetikleyebilmektedir. Yüz bölgesini sabunlama, tonik ve temizleyicilerin kullanımı, uygun olmayan kozmetik ajanlar ve tıraş bakım ürünlerinin kullanımı da rozaseyitetiklemektedir. Rozase hastaları kimyasal peeling, eksfolyasyon, kese, mikrodermabrazyon ve dermabrazyon gibi soyucu işlemlerden kaçınmalıdır. Ancak botulinum toksini, mezoterapi, dolgu, PRP ve lazer uygulamaları yapılabilir.
Sıcak rozasenin düşmanı
Rozase dış faktörlerden çok etkilenen bir hastalıktır, o nedenle tetikleyici faktörlerden uzaklaşılması hem tedavi hem de tedavi sonrası atakların tekrarlamaması için oldukça önemlidir. Rozaseyi tetikleyen en önemli faktör UV (güneş) ışığıdır. Sıcakta damarlar genişlediği ve bazı inflamatuar maddeler salgılandığı için deri lezyonları şiddetlenmektedir. Her türlü sıcaktan (güneş, sıcak banyo, sauna, kaplıca, hamam, SPA, sıcak havuz vb. kullanımı, saç kurutma makinası kullanımı, ütü yapma, yemek buharı, bulaşık makinasından sıcak buhar, sıcak yiyecek ve içecekler, soba ve benzeri radyan ısıtıcılar, termofor kullanımı) kaçınmalıdır.
Yaz aylarında klimalı serin ortamlarda bulunma, zaman zaman yüzü serinletici spreylerle rahatlatma ve mutlaka gölgede oturma önerilir.
UV indeksi takip edilmeli, 8’in üzerindeyse dışarı çıkılmamalıdır. 3-8 arasındaysa güneşten koruyucu şapka-kıyafet-gözlük ve krem kullanılarak 11.00’den önce veya 16.00’dan sonra dışarı çıkılabilir.
Hastalarda stres yönetimi de oldukça önemlidir. Bu açıdan profesyonel destek alınabilir, hastalar psikolojik olarak rahatlatılmalıdır. Düzenli egzersiz stres kontrolü açısından faydalı olsa da egzersiz serin bir ortamda yapılmalı, açık havada yapılacaksa da erken sabah veya akşam saatleri tercih edilmelidir.
Rozase günlüğü tutun
Gül hastalığı hem iç hem de dış birçok faktörle tetiklenen bir hastalık olup tetikleyici faktörler her hastada farklılık göstermektedir. Bu nedenle bireysel tetikleyicilerin belirlenmesi önemlidir. Hastalara bu konuyla ilgili bir günlük tutmaları da önerilmektedir. Bu yöntem hastaların tetiklenme sağlayan faktörler konusunda daha bilinçli hale gelmelerini ve bunların hastalıklarıyla olan ilişkisini daha net görmelerini ve sakınmalarını sağlayacaktır.
Bu günlükte maruz kalınan hava şartları, yenilen yiyecekler ve içecekler, yapılan aktiviteler, yüze sürülen kozmetik ürünler yer almalı ve hastalığın o günkü şiddeti kaydedilmelidir (hafif alevli, orta, şiddetli). Her gün bu günlük tutularak alevlenme olan günlerdeki ortak sebepler gözden geçirilmelidir. Bu günlük suçlu faktörler bulunana kadar belli bir süre tutulabilir.
ARTUKLU HABER AJANSI