Günümüz gençlerinin ellerinden düşürmediği akıllı telefonlar bir anda hayatlarını kabusa çevirme potansiyeli taşıyor. Kazara paylaşılan bir mesaj ya da fotoğraf, içinden çıkılamaz bir hal alabilir.
Hollandalı de Jong ailesinin hayatı, 12 yaşındaki kızlarının cep telefonu ile gönderdiği bir fotoğraf yüzünden kabusa döndü.
Ortaokul öğrencisi genç kız, banyodan çıkıp havluyla sarındıktan sonra telefonuyla çektiği selfie fotoğrafını okuldan yakın bir arkadaşına gönderdi.
Havlunun sıyrılan bölümünden kısmen göğsü de görünüyordu. Arkadaşı ile bir süre bunun üzerine şakalaştılar. Bir kaç ay sonra kavga ettiği arkadaşı bu fotoğrafı sosyal medya hesaplarında paylaştı.
Olay polise yansıdı ancak fotoğrafın yayılması önlenemedi. Okulda alay konusu olan kız çocuğu, intiharın eşiğine geldi.
Bu aslında dünyanın bir çok ülkesinde benzerine çok sık rastlanan küresel bir sorun. Konser bileti için webcam karşısında soyunan kız çocukları, sınıf arkadaşlarına çıplak fotoğraf gönderme ya da Facebook üzerinde şansını deneyen pedofiller...
Uzmanlara göre sosyal medya, bütün dünyada ergenlik çağındaki çocuklar açısından her zamankinden daha tehlikeli.
Hollanda'da ergenlik çağındaki öğrencilerin yüzde 98'i bir akıllı telefona sahip. Türkiye, Almanya ya da İspanya'da da durum bundan pek farklı değil.
"Çocuklar tehlikenin farkında mı?"
Peki bu çocuklar, akıllı telefonların yaratacağı tehlikenin farkında mı?
Sanal ortamdaki suçlar konusunda uzman olan polisler Nienke Pennings ve Maaike Zalme'ye göre gençler bu konuda yeterli bilgiye sahip değil.
Polis memurları, sosyal medyadaki tehlikeler konusunda öğrencileri bilgilendirmek amacıyla Hollanda'daki orta öğretim kurumlarını ziyaret ettiler.
Özellikle Facebook profillerinin yeteri kadar koruma altında olmadığını gördüler. Pennings ve Zalme'ye göre bunu kontrol etmenin en kolay yolu, arkadaş listenizde olmayan bir kişiden hesabınızı kontrol etmesini istemek.
Eğer bu kişi arkadaşınız olmadığı halde sizin sayfanızdaki paylaşım ve fotoğrafları görebiliyorsa, hesabınız güvende değil.
Ergenlik cağındakiler için sosyal medyadaki arkadaş ve takipçi sayısı da çok önemli. Peki bunların hepsi güvenilir kişiler mi?
Polise göre, özellikle kendi fotoğrafı yerine ünlü birilerinin fotoğrafını kullanan tanımadık kişilerin arkadaşlık isteği konusunda dikkatli olunmalı.
"En büyük sorun: Sexting"
Ancak çocuk ve gençler için en büyük sorun, mesajlaşmak anlamına gelen 'texting'' ifadesine benzetilerek üretilen "sexting" kavramıyla tarif edilen, sosyal medya ve dijital iletişim araçları üzerinden cinsel içerikli fotoğraf ve bilgi paylaşımı.
Bu, sadece Facebook değil, Twitter, Snapchat ve WhatsApp gibi platformda çok yaygın.
Nienke Pennings, eskiden duvar diplerinde gizlice flört eden neslin yerini birbirlerine çıplak fotoğraf gönderen bir gençliğin aldığını belirtiyor.
Polise göre, hepsinin elinde kameralı telefon var ve oturup düşünecek vakit bulamadan çıplak fotoğraf gönderiyorlar.
En kötüsü de, ne yaptıklarının farkında olmamaları, bunun bir suç olduğunu bilmemeleri..
Hollandalı polisler, sınıf ziyareti sırasında, "Kim şu anda futbol sahasında çırılçıplak koşmak ister?" diye soruyor.
Bütün sınıfta gülüşmeler oluyor. Ama kimse cesaret edip parmağını kaldırmıyor.
Pennings, "Durum tam da bu işte. Kimse bunu yapmaz. Ama sosyal medyada çıplak fotoğrafınızı paylaşmak böyle bir şey" diyor.
Fotoğraf gönderilen kişinin bunu başka kişilerle ya da diğer sosyal medya ortamlarında paylaşmayacağının garantisi bulunmadığını hatırlatıyor.
"Çıplak fotoğraf paylaşmayın"
Polise göre, ekranın diğer ucunda kimin olduğu asla bilinemez. O nedenle, yapılacak en doğru şey, sosyal medya üzerinden çıplak fotoğraf paylaşmamak.
Uzmanlar, eğer kazara fotoğraf gönderilmişse bile konuda aile, okul ya da polise bilgi verilmesini istiyor.
Polis memuru Maaike Zalme, sadece sosyal medya değil webcam önünde ya da internet üzerindeki bir çok oyunda kız çocuklarının seks konusunda yönlendirilmeye çalışıldığını anlatıyor.
Kız çocukları sadece kendi yaşıtlarının değil, internet ortamında dolaşan pedofillerin de hedefinde.
Kız çocuklarının, sevdikleri bir grubun konser bileti karşılığında webcam önünde soyunmaya zorlandığını belirtiyor.
Pennings de, son olarak şu uyarıyı yapıyor:
"Karşınızdaki kişi ne kadar hoş ve sempatik olursa olsun, ekranın arkasındaki gerçek halini bilemezsiniz. Sanal dünya ile gerçek dünyayı asla birbirine karıştırmayın. Çünkü ikisi çok farklı."Uyarısında bulundu.