Hayatında sevdiği ve gönül verdiği 3 işi yapmanın mutluluğunu yaşadığını ifade eden İstanbul Büyükşehir Belediyesi Şehir Tiyatroları Sanatçısı, film sanatçısı ve eğitmen Süeda Çil, gençlerin mutlaka sevdiği işi yapmaları gerektiğini ve eğitim almalarını i
Hayatında sevdiği ve gönül verdiği 3 işi yapmanın mutluluğunu yaşadığını ifade eden İstanbul Büyükşehir Belediyesi Şehir Tiyatroları Sanatçısı, film sanatçısı ve eğitmen Süeda Çil, gençlerin mutlaka sevdiği işi yapmaları gerektiğini ve eğitim almalarını istedi.
Televizyon, film, dizi ve tiyatro sanatçısı, eğitmen, Süeda Çil ile sanat ve başarının sırları üzerine röportaj yaptık.
BEDİA BARAK: Sanata nasıl başladınız?
SÜEDA ÇİL: Sanata konservatuarla başladım diyebilirim. Benim başkaları gibi amatör tiyatro geçmişim yok. 1990 yılında konservatuvara girdim. 1991 yılında şehir tiyatrolarına başladım ve o gün bugün tam 23 yıl olmuş konservatuarla aynı paralelde meslek hayatıma devam ediyorum.
BEDİA BARAK: Tiyatroyu seviyor musunuz?
SÜEDA ÇİL: Tiyatronun insanı çok zenginleştiren bir meslek olduğunu düşünüyorum. Tiyatro oyuncusu olmak bence yapacağınız meslekler içerisinde, en bereketli şeylerden biridir. Çünkü burada olduğunuz zaman her rolü oynama şansınız var. Özellikle bir kurumla çalıştığınız zaman, içerinizden geçiyorsa bunu yansıtma şansınız da var. Çok az meslekte duygularınızdan veya içerisinde bulunduğunuz durumu nasıl yansıtacağınızdan sorumlusunuzdur. Ama tiyatroda bu sorumluluk insanı hem büyüten hem de genişleten aynı zamanda faklı bakmasını pratik ettiği bir noktada durmasını sağlıyor. Tiyatro her bakımda iyi ve eğlenceli.
BEDİA BARAK: Başka bir meslek düşünseydiniz ne olmak isterdiniz?
SÜEDA ÇİL: Ben hep öğretmen olmak istemiştim aslında biliyor musunuz? Ama babam öğretmen okulunu kazandığım da beni yollamadı. Uzaktı okul, Bolu’daydı. Herkesin ailesi tiyatrocu olmasını istemez. Tam tersi öğretmen olmasını ister. Benim babam tiyatroya gitmemi istedi. Ben öğretmenliği kalbime gömmüştüm ki! Konservatuarın 2. Sınıfında Zeliha Berksoy’a asistanlık yaptım. O gün bugündür öğretmenlik mesleğim yanımda yürüyen bir meslek olarak devam ediyor.
BEDİA BARAK: Şuan gönlünüzde ki 2 mesleği birden yapıyorsunuz diyebilir miyiz?
SÜEDA ÇİL: benim gönlümde 3 meslek vardı. Şuan 3 mesleğimi de aktif olarak yapıyorum. Diğer gönlümde ki mesleğim idarecilikti. Şehir Tiyatrosunun idaresindeyim. Buda çok severek uğraştığım bir iş. Çünkü koordine etmeyi çok seviyorum. Koordine bir yetenektir. Bu yeteneğimi burada yapabildiğim için çok mutluyum. Aynı anda eğitim verdiğim için mutluyum. Oyunculuk yapabildiğim için mutluyum. Üçünü bir arada yapabildiğim için de ayrıca çok mutluyum ve iyi hissediyorum kendimi.
BEDİA BARAK: Dizilerde filmlerde ol alıyorsunuz. Bir başkasının karakterine girmek nasıl bir duygu?
SÜEDA ÇİL: Bunun için bir mesai gerekiyor. Ben bu mesaiyi biraz uzun tutuyorum. Örneğin tırnaklarımda oje kullanmayı çok severim ama Fatih Harbiye’de oynamaya başladığımdan beri, oje kullanmıyorum. Çünkü sil, o role gir. Tekrar sür. Böyle bir mesai çıkarmaktansa kendime, ojesiz geziyorum. Böylece o role girme mesaimi daha uzun tutuyorum. Çünkü burada bir toplantıdan çıkıp, dizide Zehra rolüne girmem gerekiyor. İkisi arasındaki kısa zamanda çözüm bulmam gerekiyor. Tamamen rolle yaşıyorsunuz. Yaşantınızı ona göre ayarlıyorsunuz.
BEDİA BARAK: Günlük yaşantınızda neler yaparsınız?
SÜEDA ÇİL: Çok erken uyanırım. Özellikle ezanla uyanmayı çok severim. Gece okuma yapanlardan değilim ben. Sabah okumayı severim. Sabah zihnim çok açık oluyor. Ev keyfimi tamamladıktan sonra dışarı çıkarım. Uyuyup uyanıp sokağa çıkanlar vardır ya hani, Ben onlardan hiç olmadım. Gazetemi okurum, kahvemi içerim tiyatroya gelirim. Sabah 9 akşam 5 mesaim var. Mesai saatimden sonra ya eğitim vermeye gidiyorum ya da çalışmam gereken başka şeyler oluyor. Öyle bir çağda yaşıyoruz ki her şey her dakika yenileniyor. Bu yenilenmeye hem eğitmen olarak hem de oyuncu olarak ayak uydurmak lazım. Mutlaka tasnif etmem gereken bilgiler vardır. Okumam gereken kitaplar vardır. Onları okuyorum. Sonra da kendime vakit ayırabildiğim ölçüde, arkadaşlarımla, ailemle vakit geçiriyorum.
BEDİA BARAK: Meşhur olmaktan memnun musunuz?
SÜEDA ÇİL: Ben meşhur değilim. Meşhur gibi yaşamıyorum. İnsan olmaya çalışıyorum. Meşhur olmak daha sonra geliyor benim için. Herkesin yanımda kendisini iyi hissetmesini arzu ederim. Bunun için de okuduklarımı hayata geçirmeye çalışıyorum. İşte etkileyici insan olma yolları, karizmatik olma yolları, Özgüvenli durma yolları gibi tonlarca başkalarına raflarda önemli gelmeyen kitaplar bana çok şey ifade ediyor. Bunları okuduğum zaman insan ilişkileri hakkında öyle çok fikrim oluyor ki. Onları uygularken meşhur olmayı bir kenara koyuyorum. Ama şehir dışında özellikle Anadolu’da çok başıma geliyor. Enerji Bakanıyla Anadolu’yu geziyoruz. Oralarda bana sanki başka bir dünyadanmışım gibi davranmalarından anlıyorum ki benim evet böyle bir popülaritenim var diye. Bunu da soğurtmaya çalışıyorum. Hepsini karıştırıp başka bir halde insanlara yaklaşmaya çalışıyorum ki, bu onlara öcü gibi gelmesin. Ya da şunu anlasınlar çok isterim. Siz zaten yaptığınız işi severek yapıyorsanız, onun devamında ki başarı, şöhret, para, alan kaplama onun devamında mutlaka size geri döner.
BEDİA BARAK: Peki, Tiyatromu, Sinema mı desem hangisini tercih edersiniz?
SÜEDA ÇİL: İnsana en fala fayda sağladığı yer neresiyse yaptığım işin, o an orda olmaktan mutlu oluyorum. Sorumlu olduğum bu alanda bazen 600 kişi çalışıyor. 600 kişi içerinde 2 kişinin işinde de aynı mutluluğu yaşıyorum. Ya da dizi yüzünden beni tanıyıp, karşılarına geçtiğim zaman söylediklerimi can kulağıyla dinleyen 50 kişiye de aynı heyecanı duyuyorum. İkisinden birini seçmek zorunda kalmak yerine, hepsinden fayda sağlayacak şeyleri bulmaya çalışmaya kafa yoruyorum. Eğitimcilik bunun en önde gideni.
BEDİA BARAK: Kamera arkasından bahseder misiniz?
SÜEDA ÇİL: Sesli çekim olduğu için, çekilecek bölümü önceden çalışıyoruz. Diğer bölüm için ışık hazırlanırken biz diğer bölüme çalışıyoruz. Çünkü sesli çekimde hayati bir nokta var. Orada konuştuğunuz her kelime sizin ağzınızdan çıktığı gibi ekrana yansıdığında seyredilebilir oluyor. Yoksa seyirciye, dublajlı filmlerin soğuk durması bundadır. Dolayısıyla biz çok tekrar yapıyoruz ekipte. Çok tekrar yapıldığında daha bize ait oluyor kullanılan kelimeler. Böyle olunca da başarılı ve iyi bir iş yapıyor oluyoruz.
BEDiA BARAK: Peki, kamera arkasında ki ekip arkadaşlarınızla nasıl bir ortam yaşıyorsunuz?
SÜEDA ÇİL: Biz birbirini çok seven bir ekibiz. Fatih Harbiye’de Uğur Demirpehlivan ve Ben 2 hoca varız. Çok fazla da genç oyunlar var. Bu gençlerin hepsi bizim etrafımızdalar. Bunu nasıl yaparız? Şunu nasıl yaparız? Gibi. Ayrıca başkasının sahnesi çekilirken birbirimize kahve falan yapıyoruz, fallar bakıyoruz.
BEDİA BARAK: Bu kadar işiniz arasında özel hayatınıza zaman ayırıyor musunuz?
SÜEDA ÇİL: Kendime kalan zamanımda annem, yeğenlerim ve kardeşlerimle bir arada olmayı tercih ediyorum. Benim evimde yemek pişmiyor. Tek başıma yaşadığım için yemek yaptığım zaman 3 gün bitmiyor ziyan oluyor. Genelde salata falan yapıyorum. Yemeğimi dışarı da yiyorum. Ben bir kitap kurduyum. Çok fazla kitap okuyorum. Gençken gezerdik arkadaşlarla, şimdi onu da yapamıyorum. Mutlaka ertesi gün bir programım olduğu için dışarıda fazla kalmamaya çalışıyorum.
BEDİA BARAK: Gençlere vereceğiniz nasihatleriniz var mı?
SÜEDA ÇİL: Bütün öğrencilerime aynı şeyi söylüyorum. Lütfen sevdiğiniz işi yapın. O işin en iyisini yapmaya çalışın. Devamında hayal ettiğiniz her şeye ulaşırsınız. Ama hayal etmeyi de unutmayın. Gençlerin evrenden ne aradığını iyi bilmesi lazım ki, onunla ilgili mesajları alabilsinler. Ne yapmak isterlerse istesinler, mutlaka onun okulunu okusunlar, eğitimini alsınlar.
SÜEDA ÇİL KİMDİR:
Tiyatro: İstanbul Büyükşehir Belediyesi Şehir Tiyatroları Sanatçısı İngilizce-İtalyanca biliyor.
Star Tv ‘Benzemez Kimse Sana’ yarışması acting-coach, İstanbul Büyükşehir Belediyesi Şehir Tiyatroları Yönetim Kurulu Üyesi, İstanbul Büyükşehir Belediyesi Şehir Tiyatroları Sahne Direktörü, Yeni Yüzyıl Üniversitesi Öğretim Görevlisi (Ses ve Konuşma Dersi), İstanbul Üniversitesi Öğretim Görevlisi (İletişim Teknikleri), Vokal Eğitim Kurucusu, Oyuncak Müzesi Yaratıcı Drama Eğitmeni, Oyun Odası Yaratıcı Drama Eğitmeni, Sadri Alışık Kültür Merkezi Eğitmeni (Diksiyon), 1 9,10 Ve 11. Uluslar arası Sapanca Şiir Akşamları Sunucusu, Duru Tiyatro Çocuk ve Gençlik Birimi Eğitmeni, İstanbul Büyükşehir Belediyesi Şehir Tiyatroları Sahne Direktörü, Mutfak Saati Yemek Programı Sunuculuğu, İstanbul Büyükşehir Belediyesi Şehir Tiyatroları, Oyuncu - Çocuk Eğitim Birimi Eğitmeni, Çocuk Şenliği - Gençlik Günleri Koordinatörü, Dünya Gençlik Yaz Kulübü Çocuk Eğitmeni, Çubuklu Hayal Kahvesi İşletme Müdürü, Taksim Sanat Evi İşletme Müdürü, İstanbul Büyükşehir Belediyesi Şehir Tiyatroları Sanatçısı, Sabah Gazetesi Vizyon Dergisi Genel Koordinatör Asistanı, Bakırköy Belediye Tiyatroları Çocuk Birimi Eğitmeni, THT Yer Hostesi.
OYNADIĞI SİNEMA FİLMLERİ
Hanım, Görsel İletişim, Çikolatalı Pasta, Karşılaşma, Halk Çocuğu, Melekler Evi, Gönlümdeki Köşk, Olmasa, Yanlış Saksının Çiçeği, Sokaktaki Adam, Hoşça Kal Umut, Sekizinci Saat, Aylaklar
OYNADIĞI TV FİLMİ VE DİZİLERİ
- Alemin Kralı, Kayıp Aranıyor, Kadınları Anlama Kılavuzu, Benim Annem Bir Melek, Kollama , Selena, Büyük Buluşma, Hayat Türküsü, Doktorlar, Fikrimin İnce Gülü, Hırçın Kız, Sihirli Annem, Çemberin Dışında, Patroniçe, Üzgünüm Leyla, Dadı, Katil Kim?, Bizim Mahalle, Kaygısızlar, Şehnaz Tango, Umut Taksi, Mahallenin Muhtarı, Hastane, Tele-Flaş- Zirvedekiler, Artist Palas, Şaban Askerde
OYNADIĞI TİYATRO OYUNLARI
Dullar, Vişne Bahçesi , Hamlet, Bizans Düştü, Güneşin Oğlu , Herkes Aynı Bahçede, Sarıpınar 1914 – Woyzeck, Palto
SESLENDİRME-DUBLAJ
Finansbank Reklam Filmi Seslendirmesi, Garanti Bankası Reklam Filmi Seslendirmesi, Tamek Meyve Suyu Reklam Filmi Seslendirmesi, Barıştan sonra Büyük Türkiye belgeselinin seslendirmesi.
(AHA) İstanbul / Bedia BARAK 07.11.2013