Üsküdar?da yapımı devam eden yeni meydan, halen kullanımdaki 5.000 metrekare Yaya Alanı ile kesintisiz olarak birleşerek, Üsküdar?a 8.500 metrekare Yayalaşmış Alan imkanı sunuyor.
İstanbul Büyükşehir Belediyesi tarafından yapılan çalışmalarla, Üsküdar 3.500 metrekare alanlı yepyeni bir meydan kazanırken, restorasyonu süren tarihi cami de bütün ihtişamıyla ortaya çıkartılarak fiziki olarak görünür kılındı.
523 YAŞINDAKİ TARİHİ CAMİ GÜN YÜZÜNE ÇIKIYOR
Üsküdar’da, Mimar Sinan Mahallesi, Hâkimiyet-i Milliye Caddesi ile Selmân-ı Pak Caddeleri’nin kesiştiği alanda yer alan, 513 yaşındaki tarihi Selman Ağa Camii etrafındaki, yapılar kamulaştırılarak yıkıldı. Etrafı açılarak, fiziki olarak her yönden görülebilir kılınan ve 1506 yılında, Bâb’üs-Saâde Ağası (Kapı Ağası) Selman Ağa tarafından yaptırılan Tarihi Selman Ağa Camii çevresi de Üsküdar Meydanına katıldı. Caminin yakın çevresine ek olarak, halihazırda yayalaştırılmış olarak kullanılan Tarihi Balık Pazarı, Selami Efendi Caddesi, Molla Eşref Sokak ve Tembel Hacı Mehmet Sokağı da (ki toplam 5000 metrekare Yaya Alanına tekabül ediyor), yeni meydan projesiyle bütünleştirilerek toplam 3.500 metrekare alanlı yepyeni bir meydan oluşturuldu.
ÜSKÜDAR’A 8 BİN 500 METREKARE YAYA ALANI KAZANDIRILDI
Yeni Meydan diğer Yaya Alanları ile birleşerek, 8.500 m2 kesintisiz Yaya Alanı Üsküdar’ın hizmetine sunuluyor. Böylelikle, tüm cephe siluetleri ile ortaya çıkan Cami, halen Vakıflar Bölge Müdürlüğü tarafından sürdürülen Restorasyon çalışmalarının ardından yeniden göz kamaştıracak. Selman Ağa Camii Çevresi Meydan ve Çevre Düzenleme Çalışmaları Proje ve Yapım Maliyeti 5 milyon 100 bin TL olarak gerçekleşti.
Altyapı Hizmetleri Müdürlüğü’nce Proje uygulamaları gerçekleştirilen, Selman Ağa Camii Çevresi Meydan Düzenlemesi çalışmaları kapsamında yapılan Kamulaştırma Çalışmaları;
Ulaşım Planlama Müdürlüğü’nün 30.06.2015 tarihli yazısı ile; Üsküdar İlçesi, Selmanağa Mahallesi, 19.09.2006 tasdik tarihli 1/1000 ölçekli Üsküdar Meydanı ve Yakın Çevresi Tadilat Uygulama İmar Planındaki amacına (yol ve meydan) tahsis edilmesi amacıyla, kamulaştırma talep edilmesi üzerine gerçekleştirilmiştir.
Bu amaca atfen, İBB –Kamulaştırma Müdürlüğü’nce; Selman Ağa Camii etrafındaki, 20 binada toplam 1.088,92 metrekare Kamulaştırma yapılarak, taşınmazlar İstanbul Büyükşehir Belediyesi adına tescil edildi.
Cami yanında yer alan 2 dükkanın mülkiyeti ise Vakıflar’a ait olduğundan herhangi bir kamulaştırma yapılmadan tasfiyeleri sağlandı.
Zabıta Tedbir Müdürlüğü tarafından 20 adet binanın tahliyesi sağlanarak yıkım işlemleri tamamlandı.
Bu Kamulaştırma çalışması ile hem caminin ortaya çıkması sağlandı. Hem de cami civarında 3.500 merekare alanlı yepyeni bir meydan oluşturuldu.
Selman Ağa Camii Çevresi Meydan Düzenlemesi çalışmaları kapsamında yapılan çalışmalar;
3.250 metrekare Doğal Taş Kaplama yapıldı, 115 metre Yağmursuyu Hattı, 120 metre Atıksu Hattı döşendi. Cami etrafına, 34 adedi Erguvan Ağacı, 12 adedi Akçaağaç, 1 adedi Salkımsöğüt olmak üzere 47 adet Ağaç dikildi.
Dikimi yapılan 47 ağaç altında Oturma-Dinlenme Alanları, alanda Yaya Yürüyüş Aksları oluşturuldu.
9 Adet Dekoratif Aydınlatma Direği, 4 Adet Yol Aydınlatma Direği monte edildi.
Yıkımın ardından 10 Ekim 2018 tarihinde başlayan çalışmalarda sona gelindi.
Önümüzdeki birkaç gün içinde, 260 metrekare Yeşil Alan Çim/Çalı oluşturulması çalışmalarının tamamlanması ve Kent Mobilyalarının da konuşlandırılmasıyla Selman Ağa Camii Çevresinde oluşturulan Meydan ve Yaya Alanı, Tarih Şehri Üsküdar’ın hizmetine sunulmuş olacak.
TARİHİ HORHOR ÇEŞMESİ RESTORE EDİLDİ
Ayrıca; aynı Meydan alanında Selman Ağa Camiine bitişik olan ve Vakıflar Envanter Kayıtlarında Üsküdar Horhor Çeşmesi olarak da geçen, 3 yüzlü, Horhor Çeşmesi de, İSKİ tarafından restore edildi. Çeşmenin suyu akar vaziyettedir. Yakında hizmet vermeye de başlayacaktır.
Horhor Çeşmesi olarak bilinen çeşmenin banisi ve yapım tarihi bilinmemekle beraber, yüksek sivri kemerleri ile Neo-Gotik üslupta yapılmış olup, 19. yüzyıla tarihlendirilebilmektedir.
Tarihi Suyolları ve Çeşmeler konusunda en önemli kaynak eserlerden biri olan Prof. Dr. Kazım Çeçen’in Üsküdar Suları ve Osmanlı Dönemi Suyolları isimli iki eserindeki haritalarda, fotolarda ve yazılarda ve kitaplara konan 1924 yılında hazırlanıp 1930 yılında Latin harfleriyle tekrar yazılan Vakıflar Envanter Kayıtlarında Üsküdar’da restore ettiğimiz çeşmenin ismi Horhor Çeşmesi olarak geçmektedir.
Selman Ağa Camii -Tarihçe
Bâb’üs-Saâde Ağa Camii olarak da bilinen Selman Ağa Camii; Sultan II. Bayezıd’ın Bâb’üs-Saâde Ağası (Kapı Ağası) Selman Ağa tarafından, H. 912/ M. 1506 yılında yaptırmıştır.
Selman Ağa (Ö. 1508) tarafından H. 912 / M. 1506’da yaptırılan cami, 1973’te Süleyman Çakır adlı bir hayırsever eliyle bütünüyle yenilenmiştir. Ancak tuğla minaresi inşa edildiği döneme aittir.
Selman Ağa’nın Kabri caminin avlusunda bulunmaktadır. Kabrinde; Hüve’l-Bâkî / Kad intekalemin dâri’ı-fenâi ilâ dâri’l-beka / Darü’s-saâde ağası sâhibu’l-hayrat / Ve’l-hasenât el-merhum el mağfur / Es-sa’îdü’ş-şehîd Selman / Ağa ruhuna ve kâffe-i ehl-i iman / Eruâhına rızaen lillâhi Te’âlâ / el-Fatiha sene 914 Fî Cemaziyelâhir yazmaktadır.
Cami’nin avlusuna giriş Selmân-ı Pâk Caddesi üzerinde yer alan kesme taş, basık kemerli giriş ile sağlanmaktadır.
Girişin yanında üç yüzlü bir çeşme bulunmaktadır. Horhor Çeşmesi olarak bilinen çeşmenin banisi ve yapım tarihi bilinmeyip, yüksek sivri kemerleri ile neo gotik üslupta yapılmış olup, 19. yüzyıla tarihlendirilebilir.
Cami, dikdörtgen planlı olup, iki sıra tuğla bir sıra kesme taştan oluşan almaşık örgü ile inşa edilmiştir. Cepheler üstte kirpi saçak ile sonlanmaktadır. Üzeri kurşun kaplı, kırma ahşap çatı ile örtülüdür. Kuzey yönde harime girişin önünde sonradan betonarme olarak yenilenen tek katlı son cemaat yeri bulunmaktadır. Bu kısmın doğu yönü sonradan kapatılmış ve kadınların ibadeti için ayrılmıştır. Son cemaat yeri harime iki pencere ile açılmaktadır. Pencerelerin yanında harime girişi sağlayan kapı bulunmaktadır. Harim üç yönde altta dikdörtgen formlu, üstte sivri kemerli pencereler ile aydınlatılmaktadır. Üstte yer alan sivri kemerli pencereler alçı dışlıklara sahiptir. Harimin kuzeyinde merdiven ile çıkılan hanımlar mahfili bulunmaktadır. Mihrap çini kaplamalı, minberi ahşaptır.
Yapı, ahşap duvarların sınırladığı bir son cemaat yeri ile bir sıra kesme taş iki sıra tuğla almaşık duvarlı, kırma çatılı bir harim bölümünden meydana gelmekte, harim duvarlarında, klasik üsluptaki düzene uygun olarak, iki sıra halinde düzenlenmiş pencereler sıralanmaktadır. Alttaki pencereler dikdörtgen, tepe pencereleri ise sivri kemerli ve alçı şebekelidir. Mihrapta çini kaplama, duvarlarda kiremit renginin hakim olduğu, klasik üslupta kalem işleri bulunmaktadır.
Yapının minaresi batı cephede bulunmaktadır. Minareye giriş avludan sağlanmaktadır. Çokgen gövdeli olan pabuçluk kısmından sonra gövde silindirik olarak devam etmektedir. Tek şerefeli olan minare üstte kurşun kaplı külah ile sonlanmaktadır.
1506 yılında inşa edilen caminin avlusunda bulunan su teknesi Tıflîzâde Mahmud Ağa’nın eşi Fatıma Hatun tarafından H. 1256 / M. 1840 yılında vakfedilmiştir. Yapı H. 1313 / M. 1895 yılında Galip Paşa’nın Evkaf Nezareti döneminde tamir edilmiştir. 1970’li yıllara kadar harap durumda olan yapı 1973 yılında Süleyman Çakır isimli bir hayırsever tarafından yenilenmiş ve avluya abdest alma yeri eklenmiştir.