TBMM Başkanı İsmail Kahraman, Türkiye’nin Paris Büyükelçiliğinde Türk ve Fransız basın mensuplarına önemli açıklamalarda bulundu.
Fetullahçı Terör Örgütünün (FETÖ) 15 Temmuz darbe girişimine ilişkin değerlendirmelerde bulunan Kahraman, "Ümit ettiğim için değil inandığım için söylüyorum. Türkiye’de darbeler dönemi bitmiştir. Kimse 'elime bildiri aldım darbe yapıyorum' diyemeyecektir. Bazı dostlarım üzüntü beyan ediyorlar, sonra 'kaç kişi gözaltına alındı, onlara zulmediyor musunuz' gibi dolaylı yoldan darbecilere destek oluyorlar. Gazeteciler arasında darbecilere destek olma babında yazı yazan gazeteciler var. Hiçbir devlet kendini yok etmeye karşı bir harekete karşı sessiz kalamaz. Gereken tedbirler alınır." diye konuştu.
Terör örgütü elebaşı Fetullah Gülen'in darbe girişimine doğrudan katıldığına dair kanıtlara ilişkin soru üzerine Kahraman, "Birçok belge var. Karşıdaki o belgeleri ne yapacak? Onu bilmiyorum. Her darbe teşebbüsünde neticelensin ya da neticelenmesin mutlaka başkaları vardır. Bir maestro vardır elinde çubuğuyla. O tektir ama karşısında birçok enstrüman ve eleman vardır. Burada Gülen maestrodur. Diğer enstrümanları çalanlar çok. Bu tabii bir şey. Zaten 40 yıllık hazırlık onun için yapıldı." ifadelerini kullandı.
Adalet Bakanı Bekir Bozdağ'ın darbe girişimiyle ilgili ABD'ye bir ziyaret gerçekleştireceğini hatırlatan Kahraman, "Bir demokrasi ve hukuk imtihanı verecek ABD. Dilerim ki sınıfta kalmazlar." şeklinde konuştu.
Kahraman darbe girişimi sonrası TBMM'ye yapılan bir ziyarete de değinerek, şunları kaydetti:
"Beni ziyaret edenler arasında ABD Büyükelçisi ile beraber gelen ABD Genelkurmay Başkanı vardı. Büyükelçi, 'kanıtlar lazım biz hukuk devletiyiz' dedi. Ziyarette hazır bulunan Genelkurmay Başkanımız, 'kanıt benim' dedi. Şu anda gözaltında olan bir general ona uzatıyor telefonu. 'Darbe teşebbüsümüz kesinleşti, neticeye ulaştı. Lütfen başımızda olduğunu açıkla. Size önderimiz Fetullah Gülen'i vereyim. Telefonda şu anda' diyor. Eline vuruyor telefonu düşürüyor. Gereken birkaç kelimeyi söylüyor. 'İşte kanıt benim' dedi. 'Her şey bir tarafa canlı olarak karşınızdayım' dedi."
Darbe girişimine yönelik batı ülkelerindeki yanlış algıya ilişkin bir soru üzerine Kahraman, "Hala algıyı değiştiremeyenler var. Avrupa Birliği Komisyonu heyetiyle gelen bir Portekizli parlementer hanım vardı. Üzüldüm, darbecilerden yana bir tavır sergiliyor. Durumu anlattık ve bombalanan yerleri gösterdik. Sonra bu hanım milletvekili özür diledi. 'Biz Portekiz’de diktatörden ordu tarafından kurtarıldık. Orduyu hep iyi iş yapan olarak görürüz Portekiz'de. Burada tam tersi varmış ben yanlıştaydım. Kendimi düzeltiyorum arkadaşlarıma gerekeni söyleceğim.' dedi. Bu hanım gibi samimiyetle düşünüp fikrini değiştiren var. Bu hanım dışında tek yönlü bakıp peşin hükümlü hareket edenler var. Ama onlar azınlıkta." diye konuştu.
Fransa ve Türkiye’de OHAL uygulamalarının karşılaştırılmasını değerlendiren Kahraman, "Şartlar her ülkeye ve hükümlere göre değişiktir ama kurum olarak her ülkede OHAL var. Devletinizin varlığı tehlikeye giriyor, bir kalkışma var. Meclisiniz bombalanıyor, halk meydanlarda, yani olağanüstü bir hal var. Paris’te bombalar patlıyor. Anarşi kol geziyor. Münih'te aynı durum var. Dolayısıyla OHAL hangi şartlarda ise ona ait hükümlerle yönetilir. Mevcut uluslarası hukuk kaideleri çerçevesinde gereği yapılır." dedi.
OHAL'in demokrasiyi de koruyan bir uygulama olduğunu vurgulayan Kahraman, Türkiye'nin hukuk devleti olduğunu ve Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesine uygun hareket ettiğini belirtti.
Kahraman, darbe girişimi sonrası Türkiye'nin önemli bir tecrübe kazandığına da işaret ederek, "Bu darbe teşebbüsünün de verdiği bazı dersler oldu. Türk halkının demokrasinin yanında ve darbelere karşı olduğu görüldü. Siyasi partiler milli birlik duygusu içinde bir araya gelebiliyor. Kalkınma isteğimizi ve hevesimizi daha da arttırdı. Türkiye'nin daha önceki darbelerde de hukuki tecrübesi vardı. Hukuk çerçevesinde bütün tedbirler alınacaktır." dedi.
ARTUKLU HABER AJANSI