Türk sanatçı Sinem Saniye, Amerikan Fox TV kanalında yayınlanan ‘Star Of The Day’ yarışmasının eleme bölümünde seslendirdiği kendi bestesi ‘‘Love me, Love me, Love me’’ şarkısıyla ‘Star’ ödülünü kazandı.
New York’ta yetenekli genç sanatçıların katıldığı beste ve vokal yarışmasının önceki gün canlı olarak yayınlanan bölümünde yarışan Türk sanatçı Sinem Saniye, kazandığı birincilik ödülüyle yarışmanın finallerine kalma yolunda önemli bir avantaj elde etmiş oldu.
Tanınmış sunucu Ernie Anasties’in sunduğu yarışmada, dört jüri üyesinin ikisinden 10’ar puan, diğer ikisinde de 9’ar puan alan Sinem Saniye’nin sesini, Amy Winehouse’a benzeten jüri üyeleri Türk sanatçının yarışmadaki performansıyla ilgili övgü dolu sözcükler kullandılar.
Yarışmanın eleme bölümünde jürinin oylarıyla kazandığı ‘Star’ ödülüyle yarışmanın bundan sonraki bölümlerine de katılma hakkı elde eden Sinem Saniye’nin ‘Star Of The Day’ yarışmasının finallerine katılabilmesi için internet ve sosyal medya üzerinden yapılan halk oylamasından da yeterli oyu alması gerekiyor.
Final için destek istedi
Yarışma sonrasında Amerika’nın Sesi’ne konuşan Sinem Saniye, yarışmanın finaline kalabilmesi için internet ve sosyal medya aracılığıyla başlayan oylamada destek beklediğini söyledi. Sinem Saniye, yarışmaya katılmasının perde arkasını da şöyle anlattı: “Efsanevi sunucu Ernie Anasties’ in sunduğu programa katılmam için beni aradılar,’ New York’un en yetenekli sanatçılarını arıyoruz. Bize şarkılarınızı gönderin’ dediler. Biz de bestemi Fox TV ye gönderdik, prodüktörler dinlemiş, çok beğenmişler. ’Bu kız mutlaka yarışmaya katılmalı demişler’ Çok rekabetin olduğu bir yarışma ‘American Idol’ a katılan birçok sanatçı da bu yarışmaya katılmak istedi ve müziklerini gönderdiler. Çok üst düzey ve yetenekli sanatçılar başvurdu. Her hafta ayrı bir bölüm yapılıyor. Üç yarışmacı yarışıyor. Bu bir beste yarışması değil, ‘American Idol ‘ gibi bir vokal yarışması. Yarışmaya katılan sanatçılar bilinen ve tanınan şarkıları seslendiriyor aslında. Sadece bir ses yarışması bu.”
‘Risk alıp kendi bestemle katıldım’
Yarışmanın aslında bir vokal yarışması olduğunu belirten Sinem Saniye, “Ama ben değişik bir şey yapmak istedim. Besteci olduğum için yarışmada kendi bestemi sunmaya karar verdim. 2016 da çıkacak albümümde yer alan, hem de bu bestemi çok sevdiğim için ‘Love me, Love me, Love me’ ile katılma kararı aldım. Bu yarışmada bunu yapan sadece üç kişi dört kişi olmuş şimdiye kadar. Diğer herkes başkalarının tanınmış besteleriyle katılmış yarışmaya. Prodüktörler baştan da bize söylediler, ‘Bilinmeyen ve tanınmamış bir besteyle jürinin karşısına çıkmak çok büyük bir risk olur, yeni bir beste jürinin kulağına çok yabancı gelir dikkatli olun’ diye bizi uyardılar. Ben de bu riski aldım, bu uyarıya rağmen kendi bestemle katılmak istedim yarışmaya. Tabi ki çok heyecanlıydım, aldığım riski de biliyordum. Ama kesinlikle başkasının şarkısını söyleyemezdim. Kalbimde olan bestecilik duygusu ve sevgisi hiç bir zaman bitmez. Sıfırdan bir şey yaratmak benim için en büyük zevk. Benimle yarışan diğer iki kişi de kendi besteleriyle yarıştılar sanırım özellikle bizi aynı bölümde özellikle yarıştırdılar. Bu aşamadan sonra yarışma bölümünü kazanıp yıldızını alan sanatçılar için yarışma orada bitmiyor. Finallere kalmak için halkın oylamasına başvuruluyor. İnternet üzerinden yapılan oylamada en çok oy alan sanatçı finallere kalıyor. Finallere kalan sanatçılarda yeniden birer parça seslendirecekler sahne alacaklar” dedi.
John Lennon beste yarışmasını kazandı
Sinem Saniye’nin, geçtiğimiz yıllarda Amerika’da piyasaya çıkarttığı "When I Don't Sleep " adlı ilk albümünde yer alan "Boom Sheke Nana" şarkısı uluslararası John Lennon beste yarışmasında dünya dalında birinci olmuştu. Amerika’da başarıdan başarıya koşan Türk sanatçı, beş yaşında ilk bestesini yazmış. Profesyonel müziğe ise üniversite eğitiminden sonra adım atmış. Üniversite’de opera, şan, tonmayster, caz ve gitar eğitimi almış. Şarkıları çok sayıda ödül alan genç sanatçı müzik yaşamını şöyle anlatıyor, “Çok sayıda bestem ödül aldı. Şarkılarım Delta Hava Yolları’nda çalınmaya başladı. Los Angeles’ta otobüs ve metrolarında çalındı. MTV Türkiye'de kliplerim döndü, ve şu an bile albümdeki parçalar hala Amerika'daki büyük zincir mağazalarında, yaklaşık 2 bin 500 ayrı mekanda çalıyor. İlk albümde çok yetenekli ve başarılı bir prodüktör ile kayda girdim, Henri Scars Struck, kendisi Grammy ödüllü, harika bir insan ve çok mütevazı, onunla çalışmak büyük onurdu.”
Ünlü sanatçılara beste
Sinem Saniye’nin bestelerini pek çok ünlü sanatçı da seslendiriyor. Beste çalışmalarını şöyle anlatıyor; “Bu son çalışma dönemimde şarkılarımın çoğunu Los Angeles'ta besteledim. Başarılı ve ünlü prodüktör Mikal Blue ile çalışıyorum. California'da uzun aylar geçirdim. Sadece kendi projem için değil başka sanatçılar için besteler yaptım orada. Justin Bieber’ in prodüktörü Rodney Jerkins’e bir beste verdik. Rihanna, Sophie Rose, Alex G, diğer sanatçılara besteler verdim. Alex G ile başarılı olduk, beraber bestelediğimiz bir şarkı Amerika'da Disney Radyo ve ABC Family kanalında yayınlanan favori şarkılardan biri oldu. Hepimiz çok mutlu olduk. Emek verdiğimiz bir eseri insanlarla paylaşabilmek en büyük onur ve mutluluktur benim için. Kendim için bu ikinci albümle hedeflerim aynı şekilde daha çok paylaşabilmek. Dinleyicilere etkileyebilmek mutlu edebilmek tüm ödüllerden daha önemli benim için. İlk single’ım "Man Outta You" için klip çektik ve dört gözle sizlerle paylaşmak için hazırlanıyoruz. Hatta onun reklam kliplerini de çektik, çok yetenekli genç bir yönetmen ile, Şerife Potuk. Türklerle çalışmayı severim.”
‘İki Türk Amerikan müzik tarihini değiştirdi’
Hayranı olduğu Ahmet Ertegün ve Arif Mardin’in Amerika’da müziğin tarihini değiştirdiğini vurgulayan Sinem Saniye şöyle devam ediyor: “Amerika'da çok çeşitli müzik var. Tüm dünyaya yayılan müzik tarzların çoğu zaten Amerika'dan çıkmış. Caz ve Blues, Amerika’nın güneyinde New Orleans'ta doğmuş. Bu müzikler de bizim rahmetli Ahmet Ertegün ve rahmetli Arif Mardin beyleri çok etkilemiş. Belgesellerini izlerseniz, Amerika'da doğan caz müziğinden etkilenip, ilham alıp müzik sektörüne girmişler ve böylece iki Türk efsane bir şekilde Amerikan müzik tarihini değiştirdiler. Bu çok gurur verici bir şey ve beni de çok etkiliyor ve duygulandırıyor. Türkiye’de gidiyorum, hem ailemi ve arkadaşlarımı görmek için hem de müzik işleri için. GND Music adlı bir şirket ile çalışıyorum, menajerim Serkan Gündüzlü ile beraber çalışmalara başladık. Yeni çıkacak olan albümün için geçen yaz Türkiye’de çekimler yaptık.”
KAYNAK:AMERİKANIN SESİ