Restoranın kurucusu Serdar Demir, Türk mutfağının döner ve çorba gibi birkaç yiyecekle sınırlandırılamayacağını vurgulayarak, bu yanlış algıyı kırmaya çalışıyor. Demir, "Türk mutfağı, binlerce yıllık bir tarihin ve coğrafyanın zenginliğini barındırıyor. Bu mutfak, sadece kebaplardan ve mezelerden ibaret değil; inanılmaz bir çeşitliliğe ve derinliğe sahip. Ne yazık ki, bu yanlış algılar, Türk mutfağının hak ettiği değeri görmesini engelliyor. Özellikle devasa porsiyonlar ve bedava gelen mezeler gibi anlayışlar, bu mutfağın gerçek zenginliğinin önüne geçiyor. Bugün bir İtalyan restoranına gittiğinizde, hiçbir ekstra şeyi bedava beklemezsiniz, ancak Türk restoranlarında bu beklenti hala var” dedi.
“Kaliteli ve Otantik Restoranlar Daha Çok Artmalı”
Türk mutfağının zenginliklerini daha fazla insanın keşfetmesi için, kaliteli ve otantik deneyimler sunan restoranların sayısının artması gerektiğinin altını çizen Demir, sözlerine şöyle devam etti: “The Mantl olarak biz de bu misyonu üstlendik ve Londra'da Türk mutfağının hak ettiği yerde olmasını sağlamak için çalışıyoruz. En çok sevilen Türk yemekleri arasında kebaplar, mantı, humus, künefe ve baklava gibi tatlılar yer alıyor. Ancak, biz bu zengin mutfağın daha geniş bir yelpazede tanınması ve sevilmesi için çalışıyoruz.
Özellikle modern ve geleneksel Ege mutfağının eşsiz karışımını sunarak, Türk mutfağının sadece kebaptan ibaret olmadığını göstermek istiyoruz. The Mantl'da, kızgın kömürde pişirme gibi geleneksel Türk pişirme tekniklerini kullanarak, Anadolu'nun zengin lezzetlerini Londra'ya taşıyoruz ve bu lezzetlerin gerçek değerini dünya ile paylaşmak istiyoruz.”
ARTUKLU HABER AJANSI