Türkiye Ziraat Odaları Birliği (TZOB) Genel Başkanı Şemsi Bayraktar,Şanlıurfa?nın merkez Haliliye İlçesi Osmanbey Mahallesi?nde pamuk hasadı yaptı. Şanlıurfa?da yapılan pamuk hasadına Gaziantep, Diyarbakır,Mardin, Adıyaman, Siirt, Batman ve Şırnak?tan Zir
Türkiye Ziraat Odaları Birliği (TZOB) Genel Başkanı Şemsi Bayraktar,Şanlıurfa’nın merkez Haliliye İlçesi Osmanbey Mahallesi’nde pamuk hasadı yaptı. Şanlıurfa’da yapılan pamuk hasadına Gaziantep, Diyarbakır,Mardin, Adıyaman, Siirt, Batman ve Şırnak’tan Ziraat Odası Başkanları ve çiftçiler de katıldı.
Türkiye Ziraat Odaları Birliği (TZOB) Genel Başkanı Şemsi Bayraktar, uluslararası piyasada pamuk fiyatlarının son bir yılda yaklaşık yüzde 26 oranında gerilediğini bildirerek, “tam da hem verimden hem de üretimden memnun olacağı esnada yaşanan bu durum, çiftçimizde büyük hayal kırıklığına sebep oldu. Bu fiyatlarla üreticimiz, geçimini nasıl sağlayacak? Çoluğuna, çocuğuna nasıl ekmek götürecek?” dedi.
Bayraktar, Şanlıurfa’nın merkez Haliliye İlçesi Osmanbey Mahallesi’nde pamuk hasadı yaptı. Pamuk hasadına Gaziantep, Diyarbakır, Mardin, Adıyaman, Siirt, Batman ve Şırnak’tan Ziraat Odası Başkanları ve çiftçiler de destek vermek üzere katıldı.
Şemsi Bayraktar, hasadı ülke pamuğunun yaklaşık yüzde 40’ının üretildiği, tarımın ilk yapıldığı bölgelerden biri olan, “bereketli hilal” içinde yer alan Şanlıurfa’da düzenledikleri belirtti. Türkiye Ziraat Odaları Birliği olarak, hasat etkinliklerine katıldıklarını, çiftçinin sevincine de sıkıntısına da ortak olduklarını bildiren Bayraktar, şunları söyledi:
“Pamuk tekstil sanayimize sağladığı katma değer, tekstil ve konfeksiyon ihracatının ülkemiz ekonomisine kazandırdığı döviz miktarı, yarattığı istihdam hacmiyle Türk tarımı için vazgeçilemez bir üründür. Bir endüstri bitkisi olan pamuk, lifiyle tekstil, çiğidiyle yağ sanayi, linteriyle de kağıt sanayinin ham maddesi durumundadır. Bunların yanı sıra son yıllarda çekirdeğinden elde edilen yağ ile biyodizel üretiminde ham madde olarak kullanılmaktadır. Ayrıca küspesiyle hayvancılığın gelişmesine katkıda bulunuyor olması bakımından da ülke ekonomisindeki yeri büyüktür.
1995 yılında ekim alanı 7 milyon 589 bin dekara kadar çıkan pamukta, bu alanlar 2016 yılında 4 milyon 160 bin dekara kadar gerilemişti. Daha sonra verilen desteklerin de etkisiyle yeniden artmaya başlayan ekim alanları, 2018 yılında 5 milyon 186 bin dekara yükseldi. Üretim de ekim alanlarına, verime göre değişim gösterdi. 1995 yılında 2 milyon 224 bin ton olan kütlü pamuk üretimi, 2009 yılında 1 milyon 725 bin tona kadar geriledikten sonra, 2011 yılında 2 milyon 580 bin ton ile rekor kırdı. Geçen yıl ise 2 milyon 570 bin ton kütlü pamuk ürettik. Bu üretimden 977 bin ton da lif pamuk elde ettik.”
Ülke ihtiyacı olan pamuğun bir türlü karşılanamadığını, 2015/2016 üretim döneminde yüzde 49’a kadar gerileyen üretimin tüketimi karşılama oranının 2018/2019 döneminde yüzde 60’a kadar çıktığını belirten Bayraktar, “Bu oranın çok daha fazla artırılması, hatta ülke ihtiyacımızın ülke içinden karşılanması için ne gerekiyorsa yapmalıyız. Bunun başka yolu yoktur. Sadece geçen yıl 752 bin ton lif pamuk ithali için 1,4 milyar dolar döviz ödedik. Ülkemiz 2008-2018 döneminde, 14,8 milyar dolar dövizi pamuk ithalatı için harcadı. Bu para ülke çiftçimiz yerine yabancı ülkelerin çiftçilerine katkı sağladı” dedi.
Pamuk fiyatlarının son bir yılda yaklaşık yüzde 26 oranında gerilediğini vurgulayan Bayraktar, şöyle konuştu:
“Gerileme özellikle son 5 ayda meydana geldi. Geçen yıl uluslararası piyasalarda Haziran ayında 84 sente kadar çıkan pamuk fiyatları, bu yıl Ağustos başında 58 sente kadar indi. Bu günlerde 62 sent dolaylarında seyrediyor. ABD ile Çin arasındaki ticaret savaşı, devir stokları ve yüksek rekolte beklentisi buna yol açtı. Dünyadan izole değiliz. Uluslararası piyasalardaki gelişmeler bize de yansıyor. Tam da hem verimden hem de üretimden memnun olacağı esnada yaşanan bu durum, çiftçimizde büyük hayal kırıklığına sebep oldu. Nitekim, 29 Ağustos’ta Şanlıurfa’da, 2 Eylül’de Adana’da, Yönetim Kurulu üyelerimiz, Ziraat Odası Başkanlarımız ve çiftçilerimizin geniş katılımıyla düzenlediğimiz basın açıklamalarında pamuktaki sorunları dile getirdik. Çiftçimizin sesi olduk. Yine 29 Ağustos’ta Birlik Merkezimizde düzenlediğim basın toplantısında pamuktaki sorunlarımızı da değerlendirdim, taleplerimizi kamuoyuna açıkladım. Çiftçimizin sorunlarını, taleplerini her ortamda dile getiriyor ve takipçisi oluyoruz.
Çiftçimizin derdi bizim derdimiz. Çiftçimizin sevinci bizim sevincimiz. Tasada ve kıvançta hep beraberiz. Çiftçimiz sıkıntıdaysa biz de sıkıntıdayız.”
Pamukta maliyeti en fazla etkileyen girdilerin fiyatları son bir yılda, ilaçta yüzde 112, elektrikte yüzde 76, üre gübresinde yüzde 42, DAP gübresinde yüzde 39, tohumda yüzde 25, mazotta yüzde 14 arttığını, bununla da kalmadığını, işçilik ücretlerinin de sulama fiyatlarının da arttığına dikkati çeken Bayraktar, şunları söyledi:
“Pamuk fiyatları yüzde 26’nın üzerinde düştü. Şimdi soruyorum? Maliyetleri yüzde 100’ü aşan oranlarda artan üreticimiz, geçen yılın yüzde 26 altında bir pamuk satış fiyatıyla ne yapacak? Kütlü pamuğun kilogramı Güneydoğu Anadolu Bölgesi’nde 2 lira 75 kuruş, Ege Bölgesinde 3 lira 30 kuruş ile 3 lira 52 kuruş, Çukurova Bölgesi’nde ise 2 lira 80 kuruş ile 3 lira arasında seyretmektedir. Bu fiyatlarla üreticimiz, geçimini nasıl sağlayacak? Çoluğuna, çocuğuna nasıl ekmek götürecek?
Önlem alınmazsa pamuğun artık en önemli ürünlerden biri haline geldiği Güneydoğu Anadolu Bölgemiz de dahil olmak üzere seneye pamuk üretiminde çok büyük sorun yaşanır. Derhal önlem alınmalı ve pamuk üreticisinin tarlada kalması sağlanmalıdır.”
Pamukta sıfır gümrüğün önemli bir sorun olduğunu vurgulayan Bayraktar, şöyle devam etti:
“Bilindiği gibi Dünya Ticaret Örgütü uygulamaları nedeniyle gümrük vergileriyle fazla oynayamıyoruz. Kurallara göre gümrük vergilerini en fazla yüzde 6’ya çıkarabiliyoruz. Sanayicilerin Yunanistan’dan çok ucuza pamuk almak için bağlantı yaptıkları gibi söylentiler de kulağımıza geliyor. Burada sanayicilerimize de seslenmek istiyorum. Bu çiftçi size her yıl lazım. Bu çiftçiyi tarlada tutamazsanız, seneye pamuğu nereden bulacaksınız? Sizleri insaflı olmaya çağırıyorum. Çiftçiyi koruyun ki onlar da sizi korusun. Her sene pamuk fiyatlarının düşük olacağının bir garantisi mi var? Seneye fiyatlar çok fazla artarsa, ülke içinde de yeterli üretim olmazsa ne yapacaksınız? Herkes şapkasını önüne koysun, bu sorunu nasıl çözeriz diye kafa yorsun. Bu sadece çiftçimizin sorunu değil ki. Çiftçimiz üretemezse ithalat herkesin sorunu olacaktır.
Pamuk primlerinde gerekli düzenleme acilen yapılmalıdır. Prim kilogramda 80 kuruştan en az 1 lira 30 kuruşa çıkarılmalıdır. Pamuğunu satan üreticinin primi hemen ödenmelidir. Girdi fiyatları makul düzeylere çekilmelidir. Pamukta özellikle sulamada elektrik tüketimi yüksektir. Tarım ve hayvancılıkta, elektrik üzerindeki yüzde 18’lik KDV sıfırlanmalı, yüzde 1 Enerji Fonu ve yüzde 2 TRT payı kaldırılmalıdır. Konutlarda 60 kuruş olan elektriği çiftçimize 70 kuruşa satmanın mantığını anlamak mümkün değildir. Elektrikte çiftçiyi bezdiren keyfi uygulamalarından vazgeçilmelidir. Üreticilerimizin her ay elektrik faturası ödemesine imkan yoktur. Ürünlerin hasat dönemi dikkate alınarak yılda bir ya da iki defada tahsilat yapılmalı, teminat isteme uygulamasından vazgeçilmelidir.
Prim desteğinde dekar başına en fazla 500 kilogram kota getirilmesi uygulaması kaldırılmalıdır. Çiftçi verimli üretim yapıyorsa, dekar başına 600-700 kilogram verim elde ediyorsa karşılığını da almalıdır. Ülke ihtiyacı pamuğun çiftçimiz tarafından üretilmesi sağlanmalıdır. Pamukta sürdürülebilirlik için sanayicinin pamuğunu iç piyasadan temin etmesi teşvik edilmelidir. Üreticilerimizin hasat ettiği pamuğun tatminkar bir fiyatla alınması için Çukobirlik, TARİŞ, Antbirlik gibi tarım satış kooperatiflerinin devreye girmesi sağlanmalıdır. Üreticimizin pamuk fiyatında önünü görebilmesi ve piyasanın düzenlenmesi açısından önem arz etmektedir. İthal ürünün ucuzlaması, yerli pamuğun kullanılmasının tamamen önüne geçmiştir. Bu nedenle pamuk ithal eden kullanıcılara ithal ettiği pamuk miktarının yüzde 25’i kadar yerli üretim kullanma zorunluluğu getirilmelidir. Ham bez ithalatı önlenmelidir.
Dünya Ticaret Örgütü ve Avrupa Birliği kuralları çerçevesinde pamukta ihtiyacın üzerinde ithalat yapılmasının önüne geçilmelidir. Pamukta gümrük vergisi yüzde 6’ya çıkarılmalıdır. Pamuk ithalatına belli bir kota getirilmelidir.
Bunlar yapılırsa, tekstil sanayimizin ham madde ihtiyacı da karşılanır, çiftçimizin sorunu da bir nebze olsun çözülür, pamuk için ödediğimiz döviz miktarı da sınırlanır. İthalatın önüne geçilmesinin tek yolu pamuk üreticimizi desteklemektir. Çiftçimizin beklediği 2019 yılı Destekleme Tebliği bir an evvel açıklanmalıdır. Borsada korbeylerde fiyat oluşmamakta, üretici ürününü satacağı fiyat hakkında bilgi sahibi olamamaktadır. Gerekli mevzuat değişikliği yapılmalı, ticaret borsalarında denetimler artırılmalıdır.”
Güneydoğu Anadolu Bölgesi ve Şanlıurfa’nın, son yıllarda GAP’ın da devreye girmesiyle pamuk üretiminde en ön sıraya yerleştiği bilgisini veren Bayraktar, şöyle konuştu:
“Bu bölgemiz, pamuk ekim alanları genişliği bakımından ilk sıradadır. Pamuk ekim alanları, 1995 yılından bu yana diğer bölgelerde azalırken, Güneydoğu Anadolu Bölgemizde yüzde 53 oranında artmıştır. Bölgede geçen yıl, 3 milyon 64 bin dekar alanda pamuk tarımı yapılmıştır. Ülkemizde üretilen pamuğun yüzde 55’i Güneydoğu Anadolu Bölgesinde üretilmiştir. Pamuk üretiminde iller arasında birinciliği alan Şanlıurfa’da 2 milyon 314 bin dekar alanda pamuk ekilmiş ve 1 milyon 28 bin ton kütlü pamuk elde edilmiştir. Şanlıurfa, ülkemizde, pamuk ekim alanlarında yüzde 44,6, üretimde ise yüzde 40 ay almaktadır. Buna karşın hem Güneydoğu Anadolu genelinde hem de Şanlıurfa’da pamukta verim ülke ortalamasına göre düşüktür.
Kütlü pamukta dekar başına ortalama verimin 496 kilogram olduğu ülkemizde, Şanlıurfa, 444 kilogramlık verimle Iğdır ve çok az pamuk üreten Çanakkale dışında en düşük verime sahiptir.
Bu durumu düzeltmek, hem Şanlıurfa’da hem de Güneydoğu Anadolu Bölgemizde pamuk verimini yükseltmek zorundayız.
Verim artışı, üretim artışını beraberinde getirir ki ülkemizin pamukta daha fazla üretime ihtiyacı olduğu göz önünde bulundurulursa, bu durum fevkalade önemlidir.”
Bugün olduğu gibi her zaman çiftçinin yanında olacaklarına dikkati çeken Bayraktar, “tüccarı da sanayicisi de esnafı da üreticimizin ürettiğinden para kazanan herkes, pamuk üreticimizin yanında olmalıdır. Çiftçimiz olmazsa sizler ayakta kalamazsınız. Çiftçimize teşekkür borçlusunuz. Teşekkür etmeyi bilin” dedi.
Daha sonra pamuk hasadı yapan Bayraktar, tüm zorluklara rağmen üretimden vazgeçmeyen çiftçiler başta olmak üzere bütün taraflara hayırlı ve bereketli bir hasat dönemi diledi.
Şanlıurfa (Haliliye) Ziraat Odası Başkanı Ahmet Eyüpoğlu, geçen sene aşırı yağmur nedeniyle çiftçilerin afetle karşı karşıya kaldığını, bu sene de prim desteğinde dekar başına 500 kilogram kota getirildiğini belirtti. Pamuk üreticinin çok zor durumda olduğunu, mazot, ilaç, gübre, sulama gibi girdilerin fiyatlarının arttığını vurgulayan Eyüpoğlu, prim desteğinin ton başına 1300 lira olarak bir an önce açıklanması gerektiğini vurguladı.
Törene TZOB Yönetim Kurulu Üyesi Mehmet Cevat Delil de katıldı.
ARTUKLU HABER AJANSI-ŞANLIURFA
9367,77%3,72
34,47% 0,05
36,42% 0,21
2956,00% 0,72
4956,37% 0,55