Elektrikli araçlar tüm Dünya’da ve ülkemizde hızla yaygınlaşırken, trafikte nadiren karşılaşılan EV modellere artık her adım başı rastlamak mümkün hale geldi.
Elektrikli araçlar tüm Dünya’da ve ülkemizde hızla yaygınlaşırken, trafikte nadiren karşılaşılan EV modellere artık her adım başı rastlamak mümkün hale geldi. Ne var ki aylık bazlı satış rakamlarında yüzde 9,92’lik paya kadar ulaşan elektrikli araçlara karşın, tüketicilerin hala önyargıyla yaklaştığı görülüyor.
Bilgi kirliliğinin üst düzeyde olduğunu belirten sektör temsilcilerinden Sarjagel.com Genel Müdürü Selçuk Nazik, “Elektrikli araçların yangın riskinin yüksek olduğu ve ikinci elde değer radikal değer kaybının yaşandığı gibi genel bir kanı var, önyargı yüksek. Halbuki elektrikli araçlarda bir yangının çıkma ihtimali fosil yakıtla çalışan, tutuşması çok kolay sıvılarla dolu içten yanmalı modellerden çok daha düşük. Yine çarpıcı bir örnekle, Türkiye’nin en çok satılan benzinli otomobili ile en çok satılan elektrikli otomobilini referans alırsak, 1 yaşına gelmiş, ortalama 15 bin kilometrede giriş paketi yerli elektrikli SUV’da değer kaybı yüzde 4’ken, baz donanımlı yerli benzinli sedanda aynı şartlarda yüzde 25 değer kaybı oluştuğu görülüyor. Elektrikli araçlardaki düşük ÖTV, ikinci elde de değer kaybını minimuma indirmiş oluyor.” açıklamasını yaptı.
Elektrikli araçlar dünyasında tüketicileri bilinçlendirme hedefiyle yola çıkan portallardan sarjagel.com, doğru bilinen yanlışlarla ilgili çarpıcı tespitlerde bulundu. Şirketin başındaki isim Selçuk Nazik, elektrikli araçların toplum nezdinde birçok kafa karışıklığına yol açtığına, ancak bilgi kirliliğinin her geçen gün arttığına dikkat çekti.
Elektrikli araçlar sürekli güncelleme aldığı için “çöp” olmayacak
Elektrikli araçların batarya teknolojisi ve mimarisi doğal olarak her geçen gün yenilenirken, mevcut bataryanın ölümü anlamına gelmiyor. Elektrikli otomobillerde de tıpkı cep telefonlarında olduğu gibi batarya revizyonu veya değişimi mümkün oluyor.
Önemli bir noktaya değinen Sarjagel.com Genel Müdürü Selçuk Nazik “Elektrikli araçlar birkaç yıllık kullanımın ardından çöp mü olacak? Elbette hayır. Batarya ömrünün tamamlanmasına kadar geçecek süreçteki AR-GE faaliyetleri doğrultusunda ortaya çıkan teknolojik yenilikler de mevcut elektrikli araçlara uyarlanabiliyor, bu bir fırsat, bu araçlar sürekli güncelleniyor. Yenilenen teknoloji ve batarya ömrünün tamamlanması doğrultusunda elektrikli otomobiller çöp olmuyor, batarya revizyonu ve yeni teknolojiye uyumlayarak kullanıma devam edebiliyorsunuz. Yazılım güncellemeleri vasıtasıyla tıpkı akıllı telefonlar gibi EV’lere yeni teknolojilerin uyarlanması farkı mevcut, içten yanmalı otomobillerde böyle bir prosedür yok.” dedi.
“Yangın riski medyanın lanse ettiğinin aksine çok düşük”
Diğer taraftan EV’lerin yeni ve farklı olmasının etkisiyle medyatik bir durumda yer aldığını da hatırlatan Nazik, “Elektrikli araçlarda kazalar ve yangınlar elbette ilgi çektiği için medya veya sosyal medyada ekstra üzerine gidiliyor. Bu da elektrikli araçlarda çok yüksek yangın riski olduğu algısını ortaya çıkarıyor. Halbuki bu araçlardaki yangın riski, Hızla alev alan yakıt ve yağ ile dolu içten yanmalı araçlara göre çok daha düşük. Hatta güvenlik ekipmanları da çok daha gelişmiş boyutlarda.” şeklinde konuştu.
Elektriklide düşük ÖTV ikinci el değerini korumaya katkı sağladı
Değer kaybı konusuna da açıklık getiren Nazik, “İkinci el değer kaybı açısından baktığımızda enflasyonist dönemler hariç satın alınan sıfır bir otomobilde plakası takıldıktan sonra marka, model ve kullanım koşullarına bağlı olarak yıllık %10- %30 arasında değer kaybı yaşanır.
İstisnasız tüm otomobillerde değer kaybı oluşur. Tabii son 2 yılda istisnai, tam tersi bir dönem yaşadık. Globalde oluşan enflasyonist ortam, pandemi ve çip krizinin neden olduğu arz problemi ile birleşince 2.el araçlar değer yitirmenin ötesinde değer kazandı. Ancak geldiğimiz noktada arz-talep dengesinin kurulmaya başlaması ile normalleşme ve fiyatlarda dengelenme oluşuyor. Bu doğrultuda aldığımız sıfır km tüm otomobillerde değer kaybı yaşanması kaçınılmaz. Elektrikli araçlarda da bu değer kaybı yaşanıyor. Şu anda ilanda olan ikinci el EV’lerin fiyatlarını baz alarak yaptığımız analizde elektrikli araçlardaki değer kaybı oranının, Avrupa’nın aksine ülkemizde geleneksel araçlara göre daha sınırlı olduğunu net bir şekilde görüyoruz. Bunu en çok satış rakamına sahip otomobiller üzerinden bir örnekle açıklarsak:
Türkiye’nin en çok satılan elektrikli otomobilinde baz paketinin güncel sıfır km liste fiyatı 1.432.600TL seviyesinde. İkinci el satış ilanlarını incelediğimizde bu aracın 2023 model, 1 yaşında, 15.000 kilometreye kadar olan aynı özelliklerdeki modelin satış fiyatı ise 1.350.000TL – 1.400.000TL arasında değişiyor. Yani sıfır fiyatı 1.432.600TL olan aracın 2.el satış fiyatı ortalama 1.375.000TL diyebiliriz.
Öte yandan Türkiye’nin en çok satılan benzinli otomobilini ele alırsak:
2024 model sıfır km kampanyalı liste fiyatı 969.900TL ve bu aracın 2023 model 15.000 km’ye kadar kullanılmış, aynı özellikteki ikinci el satış fiyat aralığı 710.000TL – 750.000TL. Yani sıfır liste fiyatı 969.900TL olan en çok satan geleneksel araç modelinin 1 yaşındaki satış fiyatı ortalama 730.000TL seviyesinde. Özetle elektrikli yerli SUV’da değer kaybı yüzde 4, benzinli yerli sedanda yüzde 25 seviyesinde yaşanmış. Elektrikli araçlardaki düşük ÖTV, ikinci elde de değer kaybını minimuma indirmiş oluyor. Mantıken çok daha uygun fiyata, çok daha yüksek kalite, güvenlik, donanım, performans ve teknoloji özelliklerine sahip otomobil satın alma fırsatı ortaya çıkıyor.” ifadelerini kullandı.
ARTUKLU HABER AJANSI-ANKARA
9863,27%1,88
34,75% 0,10
36,60% 0,33
2957,36% 0,48
4831,50% 0,59