Düşünce Kuruluşu USTAD`ın Diyarbakır`da HDP il binasının önünde ?Çocuklarımızı İstiyoruz? diyen annelerin eylemine dair basın açıklaması yaparak ;``Çocuklarını İsteyen Annelerin Feryadına Karşılık ve Destek Vermek Tarihi Bir Sorumluluktur``denildi.
Düşünce Kuruluşu USTAD'ın Diyarbakır'da HDP il binasının önünde “Çocuklarımızı İstiyoruz” diyen annelerin eylemine dair basın açıklaması yaparak ;''Çocuklarını İsteyen Annelerin Feryadına Karşılık ve Destek Vermek Tarihi Bir Sorumluluktur''denildi.
USTAD Sosyal Medya, Basın ve Halkla İlişkiler Masasıından yapılan basın açıklaması şöyle;
''Türkiye’de mevcut sistem etnik milliyetçiliğe dayalı siyaset yapmayı kısıtlayan bir sistem değildir. Parti politikaları terörden beslenmediği ve uygulamaları ülke güvenliğini tehlikeye sokan dış etmenlere yaslanmadığı sürece dileyen bu zeminde siyasetini rahatlıkla icra edebilmektedir.
Bu meyanda bölgedeki Kürt seçmenin de özellikle son birkaç seçimde terörle arasına mesafe koyarak legal siyasete odaklanması için yerel siyasi muhataplarına bu imkânı tanıdığına herkes şahit olmuştur.
Ne var ki özellikle 7 Haziran seçimlerinde bulabileceği en büyük desteği almasına rağmen seçmen beklentisinin tam tersine hareket eden ve sonraki seçimlerde devam eden halk desteğini de legal siyaset yerine örgüt desteğine çevirmekte ısrarcı olan lider kadroların bu tavrı tabanda ciddi kırılmalara yol açmış ve bu kırılma son olarak Diyarbakır’da terör saflarına katmak için kaçırılan çocuklarını isteyen annelerin feryadına dönüşmüştür.
Kamuoyuna hatırlatmak isteriz ki herkesin yüreğini dağlayan anaların bu feryadı sadece son günlerin feryadından ibaret değildir. Çözüm sürecinin 30 Mart 2014 seçimleri sonrasına denk gelen döneminde 18 yaşından küçük ( 70′i 15 yaşından küçük; diğerleri 15-18 yaş arası) 2500′e yakın çocuğun örgüt militanı yapılmak için kaçırıldığının hatırlanmasında yarar görüyoruz.
O tarihe kadar örgüte katılan çocuklarını istemek bir yana, PKK tarafından öldürülen yakınlarının cesetlerini bile istemekte zorlanan bölge insanına rağmen “Çocuklarımızı İstiyoruz” şeklinde annelerin eylemlerine sahne olmuştu.
Bugün geldiğimiz noktada bu talep daha net dile getirilmeye başlanmıştır.
Bölge halkı, kendisine destek verdiği siyasi hareketin PKK ile olan bağlarını kopartıp legal siyasete yönelmesine dair umutları umutsuzluğa dönüşmüş ve Diyarbakır HDP il binasının önünde “Çocuklarımızı İstiyoruz” diyen annelerin açık isyanına dönüşmüştür.
Kadın hakları, eşitlik, insan hakları, ezilmişlik, çocuk çalışan gibi argümanları sıkça kullanan ve bu argümanlardan beslenen Kürt sol etnik milliyetçi hareketi, beslendiği argümanlarla ciddi manada çelişen bir pozisyonda yakalanmıştır.
Çocuklarını doğrudan kendilerinden isteyen Kürt annelerine karşı, hem çocuk hakları bakımından, hem de savaş hali pozisyonuna sokulan küçük çocuklarından dolayı annelik duygusu tavan yapan ve bununla rencide edilen kadınların haklarına dair çelişkiler yumağına saplanmıştır.
Terör örgütü ve siyasi muhataplarına ilk defa, insan hakları, çocuk hakları konularında yönelik bölge içerisinden güçlü suçlamalar gelişmiştir.
Kadınlar bir defa daha, annelik duygusunu rencide eden örgütten dolayı mevcut siyasi muhataplarını daha net bir dille sorumlu tutmuştur.
Bu yüzden sivil toplum kuruluşlarının, kanaat önderlerinin ve siyasi parti temsilcilerinin bu annelerin feryadını karşılıksız bırakmaması ve tarihi bir duruş sergilemesi gerekmektedir.
Bu duruş, ne Kürtlere, ne de kardeşliğe karşı bir duruş değildir.
Bu duruş analar ağlamasın, yürekler dağlanmasın duruşudur.
Bu duruş terörle iç içe siyaset yapan muhatapların çocuklar üzerinden oynadığı oyunun tehlikeli bir oyun olduğunu net bir dille bildiren insani bir duruştur.
Kamuoyuna duyurulur''denildi
ARTUKLU HABER AJANSI-MARDİN
9209,58%1,97
34,54% 0,24
36,46% 0,34
2961,34% 0,90
4965,45% 0,74