Tarih: 07.10.2018 00:38

YAZAR BÜLENT TEKİN;`KÜRTLER HDP?YE OY VERMEYEBİLİR`

Facebook Twitter Linked-in

Yazar Bülent Tekin Resmi İnternet Sitesinde bugün yayınladığı değerlendirme yazısında;''TİP olayı Kürt seçmenine ders olur düşüncesindeyim. Kürt insanına oy hamallığı yaptıran HDP’ye oy vermeyebilir. Karşılığı olmayan Kürt veya Türk siyasi parti ve hareketlere milletvekili kontenjanını Kürt seçmeni sırtından kolayca verme devam ederse Kürtler HDP’ye oy vermeyebilir''Dedi..

 

Yazar Bülent Tekin'in Değerlendirme yazısı şöyle;

 

''TİP olayı Kürt seçmenine ders olur düşüncesindeyim. Kürt insanına oy hamallığı yaptıran HDP’ye oy vermeyebilir. Karşılığı olmayan Kürt veya Türk siyasi parti ve hareketlere milletvekili kontenjanını Kürt seçmeni sırtından kolayca verme devam ederse Kürtler HDP’ye oy vermeyebilir.

 

Durumu biraz daha açıklayalım: HDP’den seçilen iki milletvekili istifa edip TİP’e geçtiler. Üstelik bu geçiş adeta yeni bir müjde ya da zafer gibi HDP eşbaşkanı tarafından da sevindirici bulundu. Tuhaf durumlar var. HDP geleneği yıllardır Kürtleri oy hamalı olarak kullanıyor. Sıfır oyu olan bazı Türk ve Kürt siyasi partileri ve hareketleri bileşen adı altında milletvekili yapılmaktadır. Hatta kendisine komünist diyen partiler dahi bu milletvekilliği pazarlığı içinde sözde ideolojilerini bir milletvekilliği için askıya alabilmektedirler. Kendisine ideoloji, program, dava partisi diyen partilerin ideolojilerin tam tersi partilerden milletvekili seçilmeleri olur şey midir? Tabii ki değildir. Burada gerçekleşen şey ideolojilerinin aslında araç olduğu ve bunu şu anda 10 barajını geçen HDP geleneğine yaslanarak milletvekili seçilme yolunun bulunmuş olmasıdır. TİP denden siyasi oluşum da bu yöntemle milletvekili seçtirmiştir. Sonuç itibari ile halkın verdiği oylar başka bir siyasi parti olarak ortaya çıkmıştır. Bu tuhaf bir durumdur!

 

Belli grup arkadaşlarını milletvekili ve zaman zaman da belediye başkanı yapan HDP geleneği tuhaftır ki devlet mekanizması tarafından da bir Kürt partisi gibi algılanmaktadır. İlginçtir Kürtler de HDP geleneğini Kürt partisi şeklinde görmesidir. Oysa her zaman belli bir arkadaş grubuna adeta iş ve işçi bulma kurumu gibi milletvekilliği veya belediye başkanlığı şeklinde iş bulan bir kurum niteliğindedir. Bu algı hem derin Türk devleti açısından ve hem de HDP geleneği açısından oldukça avantajlı bir durum yaratmaktadır. Bir taraftan devlet Kürtleri bu gelenek partisi etrafında sanki bir Kürt partisiymiş gibi toplarken diğer taraftan da devletin en yüksek maaşı olan milletvekilliği maaşını garanti eden HDP geleneği milletvekilleri açısından oldukça önemli bir kazanımdır. Diğer bir deyişle günümüzde artık derin devlet yapıları istemeyen demokratik sistemler için geçerli olmayan bu tip gizli hesaplar doğru reçeteler değildir. HDP geleneği “halklar” adı altında marjinal Türk sol partilerine, dinlere, mezheplere, kültürlere, etnisitelere kontenjanlar vererek parti içinde Kürt milletvekili sayısını azınlığa düşürmüştür. Kadın 50 kotası denilen şey de asla bildiğimiz-bütün kadınlar için ayırım yapılmadan-eşitlik olmayıp hep aynı grup içindeki arkadaş-grup kadınların eşitliği içindir. Bilindiği gibi Avrupa’da milletvekili seçilmiş bir kadın milletvekilin yine TBMM’de milletvekili seçtirmiştir. Adeta bazı milletvekillerine birden fazla devlet milletvekili maaş veya emekli maaşı bağlatma durumu sağlanmaktadır.

 

HDP geleneği milletvekilleri içinde İslamcı, Ülkücü, sağcı, solcu ve farklı etnik, din, mezhep sahibi milletvekilleri bulunmaktadır. Zaten biz Kürt partisi değiliz, Türkiye partisiyiz dedikleri halde tuhaftır ki Kürtler ve Türkler tarafından Kürt partisi olarak zannedilir. Bu mevcut düzenin devamını isteyenler tarafından kullanılan bir durumdur. Çünkü bu algı Kürtleri HDP’ye, Türkleri de Ak Parti, MHP ve İyi Parti gibi siyasi partilere yönlendirir. Ancak bu yöneliş normal bir yöneliş değildir: Kürtleri düşman gibi görme anlayışı ve propagandalar sonucu ırkçı ve Türkçü-dinci eğilim artar ve bu oylar bu siyasi partilere yönelir. Oysa olması gereken normal ve barışçıl-mutlu-iradesel bir yönelim olması durumudur. HDP böylece Kürt oylarıyla milletvekili seçilirler ve ülkenin en önemli 600 kişisi içine girerler. Türkiye’nin en yüksek devlet maaşı olan milletvekili maaşına, emekli maaşına ve diğer özlük haklarına garip, kimsesiz, ezilmiş Kürt insanı sayesinde seçilirler. Bu Kürt insanını “OY HAMALI” olarak yapan ilişki mutlaka değişmelidir. Bir kurnazlar siyaset adamlarının hep kazançlı çıktığı ve daima halkın zarar gördüğü durum demokrasi ve insan hakları açısından kabul görmeyecek bir durumdur. HDP geleneği de bu durumda hanedanvari bir hal alırken, belli arkadaş grubu halini alır. Halklar diyerek birleşme yerine milleti bin bir parçaya bölerek aslında ayrıştıran bir role bürünür. Öyle ki marjinal Türk soluna verdiği kontenjanla aslında gerçek Türk milliyetçisi partisi durumundadır. Ama bu gerçek nedense Kürtler ve Türkler tarafından anlaşılmaz. Çünkü marjinal Türk solu aslında Türk milliyetçisi oldukları halde milletvekili seçilme hatırına bir çırpıda Kürt sever olurlar. Bu haliyle ve işlediği rolle HDP geleneği son tahlilde MHP ve hatta BBP’den daha fazla Türkçü çizgidedir. Çünkü bahsettiği Türkiyelik aslında (Kürtleri eriterek) Türkleşmeyi kastetmekte olup bu durum geleneksel-diğer bir deyişle Teşkilatı Mahsusacı-derin devletin talebinden farklı değildir.

 

Oysa günümüzde istenen ve olunması gereken durum AB tipi bir demokrasi ve insan haklarına, özgürlüklere saygılı demokratik hukuk devletinin inşasıdır.  Günümüz dünyası, derin devlet (paralel) isteyen siyasi parti ve siyasetçilere kapalı konjonktür içindedir. Olması gereken de budur. Dünyada hâlâ tam demokrasiden daha güzel bir sistem bulunmamıştır. HDP tam bir kurnaz adamlar siyasetine bürünmüş gibidir. En iç demokrasinin olmadığı ve belli kişilerin sözleriyle hareket elden bir duruma gelmiştir. Kşisel görüşüm samimi, naif ve bu toprakları-insanları seven donanımlı, karşılıksız bu görevi yapacak birin bu partiden milletvekili olma olasılığı yoktur. Çünkü bu arkadaş, şu arkadaş, şu bedel, şunun yeğeni, bunun yeğeni, yakını varken, şu azınlık, şu etnisite, bu mezhep varken sadece insan merkezli bir anlayıştan birinin istenmesi olanaksız gibidir. “Kurnaz adam” politikacıları (burada adam kelimesini erkek ve kadın anlamında kullanıyorum) sadece kendi geleceklerini ihya etmekten başka bir rolde bulunmamaktadırlar. Ezilmiş, kimsesiz, avukatsız, sahipsiz insanları kandırarak milletvekili olma kurnazlığını gösterenlere millet bir gün mutlaka kırmızı kart gösterecektir. Bugün olmazsa bile mutlaka yarın! Bunlar benim kanatimdir.

 

Saygılarımla. Bülent Tekin''

 

 

ARTUKLU HABER AJANSI




Orjinal Habere Git
— HABER SONU —