Devletin Zirvesinde Arşiv Gündemi
Hayat kendi içinde sürprizleriyle güzel…
14 ay 14 gün üzerine memleketime gitmiştim. Cumhurbaşkanımızın eşimin beldesine (Kendirli) tarihi bir ziyarette bulunacaklarını öğrendiğimde aslında önceden planlamamama rağmen kendilerine "Milli Arşiv Kanunu ve Arşivimizin Önemi" konusunda biri mini makale, diğeri konu üzerindeki mevcut durumu izah eden yarım sayfalık bilgi notundan müteşekkil iki mektup ulaştırmış oldum.
Hemen ertesi gün sonra Recep Tayyip Erdoğan Üniversitesi`nin akademik açılış törenindeki konuşmasında Ortadoğu coğrafyasında Türkiye`nin rolünü tarif için Başbakanlık Osmanlı Arşivi`nin ne denli stratejik öneme sahip olduğunu çarpıcı örneklerle izah etti. İki gün sonra da Marmara Üniversitesinde yine arşivlerimiz üzerinden Ortadoğu perspektifi üzerinde durdu. Ki Osmanlı Arşivi hariçte tutularak bir dünya tarihi yazılamaz. Bugün Ortadoğu`yu anlamak, anlamlandırmak, tanımak, tanıtmak, yaşamak ve yaşatmak için Osmanlı Arşivi devasa bir hazinedir. Böylesi bir hazine her bakımdan el üstünde tutulmalı, özellikle devlet ve hükümetimizin çok daha merkezinde yer almalıdır.
Bütün bu gelişmelerde mektubumun payı var mı bilemem ama devletin zirvesindeki bir ismin arşivlerimizin potansiyelini ve ehemmiyetini ikrar eylemesi pek kıymetli sürecin işareti olabilir.
Özal öncesi arşivcilik geçmişimizde Osmanlı paranoyası sebebiyle adeta arşivlerimizi devletten koruma gerekliliği doğmuştu. Maalesef devlet ricali eliyle arşivlerimiz, satılmaktan tutun da imha edilmeye, yakılmaya, kapıları mühürlü mahzenlerde yağmura, çamura, kemirgenlere teslim edilmeye maruz bırakılmıştı. Çok şükür ki Özal döneminden bugüne arşivcilik sicilimiz müspet güzergâhta yükselmektedir.
Hazine-i Evrak nihayet özlemini çektiği ve layık olduğu tahtına oturdu. Oturdu oturmasına da tacını henüz takmış, mazbatasını almış değil. Milli Arşiv Sarayı`na bir de Milli Arşiv Kanunu yaraşır. Bu kanun sayesinde yaklaşık iki yüz milyon belge muhafaza eden Osmanlı Arşivi doğrudan 38 imparatorluk parçası devlete ve belki bir o kadar da imparatorlukla ilişki kuran devletlere kaynaklık eden Hazine-i Evrak, kendi teşkilat kanunu ile kendi vizyonunu, prestijini, özgüvenini ve emniyetini tescillemiş olacaktır. Ecdat yadigarı rahat bir nefes alacaktır.
Şimdilerde birçok önemli olayın 100. yıllarını yaşıyoruz. Böylesi bir dönemde arşivlerimiz çok daha dinamik ve her detaya hazırlıklı olmalıdır. Fakat yasal altyapı, mevzuat yetersizliği ayak bağı durumundadır.
Uzun söze ne hacet…
En geç 24 Nisan 2015`e kadar, hatta 24 Nisan 2015`te Milli Arşiv Kanunu yasallaşırsa bence çok anlamlı ve isabetli olur.
Takdir devlet ricalimizindir…
23.10.2014
Ahmet ÇİÇEK
ahmtcick@hotmail.com
ARTUKLU HABER AJANSI