Şevket Mirziyoyev’in 2016 yılında göreve gelmesiyle birlikte ülkede siyaset, ekonomi, dış politika alanları başta olmak üzere hayata geçirilmeye başlanan önemli reformlar “Yeni Özbekistan” stratejisi içinde ele alınmaktadır.
İpek Yolu’nun kalbinde yer alan Özbekistan uluslararası alanda isminden sıkça söz ettiriyor. Ekonomik ve siyasi alanda yaşadığı dönüşümlerle uluslararası kamuoyunun dikkatini çeken ülkede fikri alanda da önemli atılımlar gerçekleştiriliyor. Bahsettiğimiz fikri gelişmelerin birisi de içinde bulunduğumuz bu günlerde yaşanıyor.
Şevket Mirziyoyev’in 2016 yılında göreve gelmesiyle birlikte ülkede siyaset, ekonomi, dış politika alanları başta olmak üzere önemli reformlar yapılmaya başlanmıştır. Bu dönemde yapılan reformların hepsi birden “Yeni Özbekistan” stratejisi içinde ele alınmaktadır. Yeni Özbekistan fikri ve düşünsel alt yapısını da sağlam temeller üzerinden inşa etmeye devam ediyor. Söz konusu fikri altyapının temelleri belki de bin yıllar öncesine gitmektedir. Zira Cumhurbaşkanı Şevket Mirziyoyev, 2023 yılı Kasım ayındaki Türk Devletleri Teşkilatı X. Liderler Zirvesindeki konuşmasına Bilge Kağan’ın “Ey Türk, titre ve özüne dön” öğüdüyle başlayarak teşkilatın düşünsel alt yapısının tarihin derinliklerindeki yerine işaret etmiştir. Ardından 2023 yılı Aralık ayında Taşkent’te toplanan “Ceditler: Milli Kimlik, Bağımsızlık ve Devletçilik Fikirleri” adını taşıyan uluslararası sempozyumda konuşan Saida Mirziyoyeva ise alfabe çalışmalarına son noktayı koyacaklarını açıklamıştır.
Özbekistan yönetiminin fikir ve düşünce hayatına ilişkin çalışmaları hız kesmemiş ve 2024 yılına Cedid Gazetesi’nin yayına başlamasıyla hızlı bir giriş gerçekleştirmiştir. Cedid Gazetesi 19. yüzyılın sonunda ve 20. yüzyılın ilk çeyreğinde Kırım, Buhara, Kazan gibi merkezler başta olmak üzere Rus hegemonyası altındaki Türk ve akraba kökenli halklar içerisinde gelişen ilmi, fikri, sosyal ve siyasal düşünce akımı olan Ceditçilik ya da Cedit Hareketi’nden ismini almaktadır. Bu bağlamda bu gazetenin sloganının İsmail Bey Gaspıralı’ya atıfla “dilde, fikirde, işte birlik” olması anlamlı olmuştur.
Cedid Gazetesi’nin Türkistan aydınlarının Sovyetler Birliği tarafından yok edilmeye başlanmasından bir asır sonra yayın hayatına başlamış olması da ayrıca anlamlıdır. Yüz küsur yıl evvel ekilmiş fikir tohumlarını Gulag’daki zulmün, Sibirya’nın soğuğun, kızıl terörün pususunun öldüremediğinin kanıtıdır. Maveraünnehir’in, Fergana’nın, Harezm’in, toprakları kadar bereketli fikir dünyasına da sahip olduğunun yansımasıdır. Bu gelişme Fransız sosyolog Pierre Bourdieu’nun habis kavramının güncel gösterimidir. Fikirsel, düşünsel, bilimsel, sanatsal gelişim eğiliminin bu toplumun ruhunda olduğunun kanıtıdır.
Bereketli düşün filizlerine sahip bu topraklar, 9 ile 12. yüzyıllar arasında yaşanan birinci, 14 ile 16. yüzyıllar arasında yaşanan ikinci fikri ve ilmi inkişaflardan sonra 21. yüzyılın ikinci çeyreğinde yeni bir gelişmenin eşiğindedir. Bu dönemleri Avrupalıların Rönesans kavramı ile ifade edecek olursak Özbekistan’da içinde bulunduğumuz günlerde yayın hayatına başlamış olan Cedid Gazetesi’nin isminden gelen simgesel güç ile Türkistan’daki Üçüncü Rönesans’ın fikri alt yapısının kaptan gemisi olmasını bekleyebiliriz.
Dr. Ahmet Akalın
RTÜK Üst Kurul Uzmanı