Yeniden Refah Partisi, Genel Başkan Yardımcısı ve İstanbul Milletvekili Doğan BEKİN, İsrail'in Suriye'ye bombalı saldırılarda bulunmasını endişe verici olduğunu bildirdi.
Doğan Bekin TBMM'de yaptığı Basın açıklamasında;
‘’Suriye’nin parçalanma tehlikesiyle yüz yüze kaldığı son kertede Siyonist İsrail’in, Dürzilerin hamiliğine kalkışması ve Şam’ın güneyinden Cebel el Düruz’a kadar uzanan bölgenin tamamen silahlardan arındırılmasına yönelik politikası Suriye’nin geleceğini ipotek altına alma arzusunun ilk adımıdır.
Lübnan’ın önde gelen Dürzi liderlerinden Velid Canbolat, İsrail güdümünde hareket eden Dürzi cemaati dini liderlerinden Şeyh Hikmet el-Haceri’nin Suriye hükümet güçlerine karşı direniş çağrısında bulunması ve Dürzi cemaatini İsrail politikalarına teşne yapmasını sert bir dille eleştirerek Suriye’nin birlik ve dirliğine vurgu yapması son derece önemli bir adımdır.
Siyonist İsrail, Lübnan ve Suriye sınır bölgelerindeki güvenliğini yıllar önce vatandaşlığa aldığı yaklaşık iki yüz bin Dürzi vasıtasıyla korumaya çalışması ve Filistinlilere yönelik operasyonlarda da öncü güç olarak kullanması Dürziler arasında büyük kaygı ve görüş ayrılıklarının ortaya çıkmasına neden olmaktadır.
Hatırlanacağı üzere Siyonist İsrail, 1940 yılında oluşturduğu “Mahal Örgütü” vasıtasıyla dünyanın çeşitli bölgelerinden topladığı gönüllüler ve paralı askerler vasıtasıyla Filistinlileri kendi topraklarından ve yerlerinden etmek ve Siyonist İsrail Devleti’ni kurmak için yoğun çaba içerisinde oldu. Mahal Örgütü, 1947-1949 yılları arasında büyük çoğunluğu II.Dünya Savaşı’nda görev yapmış elli altı farklı ülkeden 4.400 paralı askeri işgal altındaki topraklarda bir araya getirerek İsrail Devleti’nin hedefine ulaşması yolunda büyük adımlar attı. Mahal Örgütü’nün ilk Genel Karargahı’nın Fransa’nın başkenti Paris olması ve ilk dönemdeki paralı askerlerin toplanma yerinin de burası olması dikkatlerden kaçmamaktadır. İsrail Devleti’nin kuruluşundan sonra söz konusu askeri güçler İsrail Ordusu’nun ve MOSSAD’ın ana çekirdek kadrosunu oluşturdular.
Siyonist İsrail’in Gazze’ye yönelik vahşet politikasında da Yahudi nüfusundan fazla kayıp vermemek adına daha fazla paralı askerlere yönelmesi son derece düşündürücüdür. Bu da Siyonist İsrail’in büyük ekonomik kayıplarını beraberinde getirdi. Bugün, Gazze ve Batı Şeria’da Filistinlilere karşı vahşet politikaları uygulayan yabancı paralı askerlerinden 23.000’inin Amerikan vatandaşı olduğu iddia edilmektedir. Buna ilaveten Gazze’de savaşan 4000 kişi de hem Fransız hem de İsrail vatandaşlığına sahip olup bundan başka, Eritre, Güney Sudan ve Etiyopya’dan da yaklaşık 30.000 kişi Siyonist İsrail saflarında Gazze’de savaşmaktadır. Bundan başka vatandaşlık vaadiyle Ekim 2024’e kadar 17.000 Falaşa (Etiyopya Yahudi’si) ‘nın da silah altına alındığı ifade edilmektedir.
Bilindiği üzere, Euro-Akdeniz İnsan Hakları Monitörü tarafından 2013 yılında yayınlanan rapora göre de yaklaşık beş bin Avrupalının İsrail’in özel birimlerinde paralı asker olarak görev yaptığı bir gerçektir.
Birleşmiş Milletler Genel Kurulu, Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi, Birleşmiş Milletler Ekonomik ve Birleşmiş Milletler Sosyal Konsey ve İnsan Hakları Komisyonu, paralı askerlerin ve onları kullananların faaliyetlerini kınayan yüzlerce karar almasına ve en nihayetinde de; Birleşmiş Milletler Genel Kurulu,1989 yılında aldığı 44/34 sayılı kararla Paralı Askerlerin İstihdamı, Kullanımı, Finansmanı ve Eğitimine ilişkin uluslararası sözleşmeyi kabul etmiş ve sözleşme 20 Ekim 2001 tarihinde yürürlüğe girmiştir.
Siyonist İsrail, Paralı Askerlerin İstihdamı ile ilgili söz konusu uluslararası sözleşmeyi yok hükmünde sayarak paralı askerleri Gazze, Batı Şeria, Lübnan ve Suriye’ye karşı kullanmaya devam ederken, Suriye’nin güneyinin silahsızlandırılması konusunda politika ihdas yoluna gitmesi paradoks oluşturmaktadır.
Sonuç olarak, Siyonist İsrail, Suriye ile olan sınırını tamamen silahsızlandırmaya yönelik çaba göstermesi ve ‘Davut Koridoru’ nun açılması konusunu Dürzi Cemaati’nin dini lideri Şeyh Hikmet el-Haceri vasıtasıyla dilendirmeye çalışması ülkemizin güvenliği açısından son derece vahim bir gelişme ortaya çıkaracağını özellikle belirmek isteriz.
Trump başkanlığındaki ABD yönetiminin Siyonist İsrail’in adeta ajandasına göre hareket etmesi, Siyonist İsrail’i daha da cesaretlendirmektedir. Siyonist İsrail, Suriye’de iç karışıklık yaratarak kardeşi kardeşe kırdırma politikası ile Yinon Planı’nın amacına varmaya çalışmaktadır.
Suriye’nin, bölünmez bütünlüğü, istikrarı ve güvenliği salt Suriye açısından değil, Türkiye’nin güvenliği açısından da büyük önem taşımaktadır. Bu konuda İslam Dünyası’nın da konuda gerekli adımları atması artık kaçınılmazdır.'' ifadelerini kullandı.
ARTUKLU HABER AJANSI-ANKARA
10366,16%-0,04
40,33% 0,13
46,92% 0,36
4350,46% 0,56
6958,85% 0,87