Semih Hocaoğlu


84 YIL ÖNCE 84 YIL SONRA - 7 -

Bir önceki yazıyı Mardin içme suyu probleminin dünü, bugünü, kısmen de olsa yarını konusuna ayırınca ; Mardin'in elektrik enerjisi konusunu gündeme taşıyarak irdelemek bir gereksinim oldu.


 84    YIL  ÖNCE  84  YIL  SONRA    - 7 -

 

Bir önceki yazıyı Mardin içme suyu probleminin dünü, bugünü, kısmen de olsa yarını konusuna ayırınca ; Mardin'in elektrik enerjisi konusunu gündeme taşıyarak irdelemek bir gereksinim oldu.

Elektrik enerjisinin Mardin'e kazandırılması oldukça zaman aldı. Uzun ve çileli bir yaşantı sonucu, önceleri şehrin Savurkapı mahallesinin alt kesimlerine monte edilen bir motorla, daha sonra yerleştirilen elektrik dağıtım unsurları ile Mardin elektrikle tanışmış oldu.

Özellikle motor döneminde ve tesisatların kazandırılıp daha iyi enerji alınmaya başlandığı ilk dönemlerde verilen elektrik enerjisi 24 saate sari değil, günün belli saatlerinde belli sürelerde verilebilir durumdaydı.

Peki, bu kifayetsiz elektrik enerjisi öncesi Mardin'de yaşam nasıldı?

Konutlarda tek aydınlatma aracı, 3 numara, 5 numara, 7 numara şişeleri olan GAZ LAMBALARIYDI.

Ailenin ekonomik durumuna göre bir veya 2-3 adet bulunan gaz lambalarının ışığında karşılanırdı bütün ihtiyaçlar.

Evin okula giden çocukları aynı saatte gaz lambasının etrafında toplanır, ders çalışmaları ve ödevlerini yapmaları gaz lambasının verebildiği aydınlık kadar mümkündü.

Babaanneler- anneanneler gaz lambası ışığı altında anlatırdı masallarını.

Çocuklar toplanıp ; HACANCELÉ MECENCELÉ, ŞÉH U BÉH gibi oynadıkları oyunların şahidi gaz lambasiydı yine.

Bütün zorluklara rağmen türlü yetenekleri olan genç kızlar ve bayanlar ; bugün birçok ülkede bile tanınmış olan EL OYALARINI gaz lambası ışığında işlerdi.

Gaz lambası bazen bir sembol olurdu.

Şişesi her daim silinmiş vaziyette temiz olması gereken gaz lambasının şişesi, misafirliğe gelen dedikoducu bayanlara malzeme olurdu bazen. Şişe çok iyi silinmemisse veya unutulmuş isli haliyle duruyorsa vay o evin genç kızına veya kadınına.

Evin gaz lambası şişesinin iyi silinmiş olması , aynı zamanda görücüsü gelmiş kız için artı puandı.

Elektrik olmayınca; no-frost, iki kapılı, +A sınıfı, tasarruflu, derin donduruculu buzdolabı da yoktu o ara. Her evin mutfağında telli dolaplar vardı.

Etler bozulmasın diye bir sepete konup kuyuya daldırılırdı.

Arta kalan yemekler her evde bulunan hasır örgülü kümbetlerin altında avluda bırakılır, kedilerden korumak için kümbetin üstüne ağır cisimler konurdu.

Soğuk su ihtiyacı , soğutabildiği kadarıyla çömlek testilerden karşılanırdı. Yok öyle dolapta soğutulmuş su şişeleri.

Merdaneli, daha sonra tam otomatik, yıkayıp kurulayan çamaşır makineleri de yoktu tabii ki elektrik enerjisi olmayınca.

Odun ateşinde (İTFÉYÉ) tenekelerde kaynatılan sularla ; bazen kül, bazen soda çok daha sonra da tursil denen toz deterjanlarla bakır leğenlerde yıkanırdı çamaşırlar. Çamaşır günü evin hanımı ve yetişkin kızları için en zor geçen gündü.

Tam otomatik çamaşır makinelerinde ; parlatıcı, yumuşatıcı, renkliler için, beyazlar için, lavanta kokulu deterjanlarla yıkanmadığı halde o çileli ellerde yikanmiş çamaşırların daha iyi yıkanmış olduklarını iddia edebilirim.

Elektrik enerjisinin bulunmadığı o dönemde, bulaşık makinesi diye bir nesne de yoktu.

Böyle bulaşık biriktirmece yok.

Her yemek veya gelen her misafir sonrası oluşan tüm bulaşık fay denen deterjanla yıkanır, raflardaki yerini alırdı.

Elektrik enerjisi olmadığı halde; kadınlı erkekli herkesin giysileri her daim ütülüydü.

Her evin demirbaşı arasında yer alan demir döküm ütüler için , bir olumsuzluk olmasın diye açık havada kömür ateşi hazırlanır, kokusu ve dumanı geçmiş o ateşle ısıtılan ütülerle ütü ihtiyacı da giderilmiş olurdu.

Yemeklerde kullanılacak kıymalar evde bulunan kıyma makineleriyle çekilir öyle pişerdi.

Kahve de evde kavrulur, bugün antika duruma gelmiş , sarı pirinçten yapılmış kahve öğütme makinesinde elden ele dolaştırılarak öğütülürdü.

Aslında elektrik enerjisi olmaması nedeniyle insan enerjisiyle yapılan başka başka işler de vardı ama ; sokak aydinlatmasindan da bahsederek noktalayalım.

Sokakların muhtelif yerlerine yerleştirilen özel hazırlanmış fitilli gazlı aydınlatma aracı NÜVESÉLERLE belediye sokak aydınlatmasını sağlamaya çalışırken; henüz el fenerlerinin de bulunmadığı o dönemde, gece bir yerden bir yere gitmek için yine gazlı fitille ışık veren, elde taşınır el lambası (FENÖS) kullanılırdı.

İlerleyen zaman içinde enerji belli saatlerde verilmeye başlandığı dönemde ; gelişmiş, daha fazla ışık veren LÜKS LAMBASI ile ev aydınlatması yapılır oldu.

Elektrik enerjisi ile ilgili dünün yaşantısından birkaç örnekten sonra ; bugüne geldiğimizde tüm teknolojik gelişmelere rağmen, bugün hâlâ bu sorunu tamamen aştığimızı söyleyemiyoruz.

Özellikle dağıtım işleminin özelleşmesi sonrası vatandaşın başta elektrik ücreti olmak üzere , gerek verilen hizmet ve gerekse elektrik kalitesi anlamında sıkıntı çektiği gözlemlenmekte.

Şirketlerin yenileme ve ekleme amaçlı hicbir yatırım yapmamış olması da bu konunun bir başka gerçeği.

Elektrik enerjisinin bölgeye gelmesi döneminde, o zamanlar bu konudaki beklentileri ve yapılacak olanları ifade eden gazete haberini paylaşalım istedim.

CUMHURIYET GAZETESİ - 1932

ŞEHRİN TENVİRİ İÇİN

ŞİRKET TESSÜS ETTİ

Mardin'in elektrikle tenviri teşebbüsü fiile dönüştü. Birkaç gün evvel buraya gelen Bereğman Şirketinin ustabaşı ile yapılan müzakere neticesinde şimdilik 25 bin liralık bir tesisatın yapılması kararlaştırılmış ve Belediye'nin iştirakiyle şirket teessüs etmiştir.

25 lira kıymetinde çıkarılan 1000 hisseden 610 tanesi iki gün zarfında satılmıştır.

Bu tesisatla şehrin umumi caddesi, sokakları ve birçok ev ile şehir parkı tenvir edilecek ve 1 Eylülde faaliyete geçilerek lambalar Birinci Kânun İntidasında yanmış olacaktır.

Bu konuda geceli gündüzlü çalışan Muhterem Talat Beyefendi'nin yüksek ve kıymetli mesaisini şükranla karşılar müessis ve müteşebbislere de teşekkür ederiz.

İçme suyu ve elektrik konuları sonrası bir başka konunun geçmişini geleceğini analiz edeceğiz.

Sizlerden gelen olumlu geri dönüşler bu dizinin devam etmesini sağlıyor.

 

SRMİH HOCAOĞLU-MARDİN