NECDET BÜLUZ


Türk doktorunun Büyük başarısı…

Türk doktorlarının gerek yurt içi, gerekse yurt dışı başarıları küçümsenemez.


 Türk doktorunun Büyük başarısı…

 

Ulu önder Atatürk boşuna söylememiş:

“Beni Türk hekimlerine emanet edin.”

Türk doktorlarının gerek yurt içi, gerekse yurt dışı başarıları küçümsenemez. Birçok doktorumuz son yıllarda kendi dallarında adeta mucize yaratıyor. Bugünkü yazımızda bunlardan birinin başarısından söz edeceğiz.

Dünyanın her tarafında kanser yayılıyor. Tedavi süreçleri uzuyor. Hastalığa yakalananlar özellikle ilaç bulmakta zorlanıyor, bulabilirlerse de büyük paralar ödemek zorunda kalıyor. Konu ile ilgili şikâyetlerin ise sonu bir türlü gelmiyor.

Dünya ilaç sektörü kanser ilaçları sayesinde trilyonlar kazanıyor. Hatta bu nedenle kanserin iyileştirilmesinin istenilmediği bile iddia ediliyor. Dünyanın dört bir tarafına kanser ilaçları ihraç eden bu sektör, neredeyse bir silah sanayi gibi para basıyor.

Kanser, giderek yayılan, bir yerde önlenemeyen hastalıkların başında geliyor.

Bu kadarla da bitmiyor, kanser tedavisi hem uzun, hem de çok pahalı ilaçlarla sürdürülmek durumunda.

Almanya’nın Münih kentinde faaliyet gösteren ve yöneticiliğini Dr. Ali Ertürk’ün yaptığı Helmholtz Merkezi Doku Mühendisliği ve Rejeneratif Tıp Enstitüsü, en küçük kanser hücrelerinin tespitini sağlayan DeepMACT adında yeni derin öğrenme tabanlı algoritma geliştirdi.

Tamamen şeffaflaştırılan doku veya denekte, yapay zeka ile en küçük kanser hücresinin tespitini yapabilen sistem, kanser ve kanser ilaçları araştırma ve geliştirmeleri için büyük bir umut niteliğinde.

DeepMACT algoritması, metastazları manuel olarak yapılan tespit yönteminden 300 kat daha hızlı biçimde yapabiliyor. DeepMACT teknolojisi ile, aylarca süren tespit çalışması saniyeler içinde çok daha detaylı ve doğru bir biçimde tamamlanabiliyor.

Dr. Ali Ertürk, ekibi ile geliştirdiği DeepMACT görüntüleme teknolojisi hakkında Demirören Haber Ajansı’na bilgi verdi.

Kanser hücrelerinin ve araştırmalarda geliştirilen kanser ilaçlarının vücutta nasıl yayıldığını ve birbirleri ile nasıl etkileşimini ortaya koyan bir görüntüleme teknolojisi geliştirdiklerini belirten Dr. Ali Ertürk’ün açıklamaları şöyle:

“Bunun temelinde geliştirdiğimiz görüntüleme teknikleri var. Dokuları şeffaf hale getiriyoruz mesela fareyi tamamen şeffaf hale getirebiliyoruz. Lazerli tarama yapan mikroskoplarla bunu tarayarak, milyarlarca hücre içindeki kanser hücrelerini görüyoruz ve yapay zeka ile analiz ederek, kanserin nasıl yayıldığını ve gelişimini izleyebiliyoruz. Bu geliştirdiğimiz teknoloji daha önce geliştirilen şeffaflaştırma teknolojilerinin yapay zeka ile birleştirilmiş hali. Çalıştığımız farelerde fareyi tamamen şeffaf hale getiriyoruz. Bunu, sütü suya çevirmek gibi düşünebilirsiniz. Fare cam gibi olduktan sonra lazerli mikroskopu kullanarak bütün hücreleri tek tek görebiliyoruz. Eğer herhangi bir ilaç önerildiyse kanseri yok etmek için, bu ilacın da o kansere nasıl etki ettiğini detaylı şekilde görebiliyoruz. Bu çalışmanın kanser ilaçları araştırma ve geliştirme çalışmalarına büyük katkı sağlayacağını söyleyebilirim. Çalışmamızın yakın zamanda kanser ilaçları araştırma ve geliştirmelerinde başarı oranını yüzde 5’ten yüzde 30’lara kadar çıkarabileceğine inanıyorum. Mevcut teknolojide bizdeki kadar detaylı bir izleme sağlanamıyor. Önümüzdeki yıllarda bunu değişik alanlarda da uygulayacağız. Tıp çalışmalarına katkı sağlayacağına inanıyoruz. Bu teknoloji, örneğin insandan biyopsiyle alınan doku veya parçaların tek hücreye kadar detaylı bir araştırmasının yapılmasına ve kişiye özgü etkili bir ilaç geliştirmesine katkı sağlayacaktır.”

Açıklamayı okuyunca insanın içi ferahlıyor. Geleceğe biraz daha umutla bakabiliyoruz. Alkışlanabilecek ve iftihar edilecek bir çalışma.

Ertürk ve ekibinin geliştirdiği görüntüleme algoritması ABD merkezli bilimsel araştırma dergisi CELL’in yeni sayısında da geniş yer buldu.

Ertürk ve ekibi daha önce geliştirdiği teknolojilerle organların detaylı haritalarını çıkaran ve yine özel olarak geliştirdiği 3 boyutlu biyolojik yazıcılarla yapay organ prototipleri hazırlayan vDSICO adını verdikleri sistemi geliştirmişti.

Kanser tedavisi için bu çalışmanın ve ortaya çıkan tablonun son derece olumlu ve sevindirici olduğunu söylemeliyiz. Temennimiz bu çalışmaların bir takım çevrelerce engellenmemesidir.Çünkü bugüne kadar kanser tedavisinde atılan her olumlu adımın çelme yediğini duyduk ve gördük.

Şimdilerde Nobel ödülleri tartışılıyor ya, hemen aklımıza Türk doktorAli Ertürk geldi. İnsanlık adına böylesine bir hizmete imza atan Nobel ödülü almayacak ta kim alacak? Bu ödülü verenlere anımsatmak istedik.

necdetbuluz@gmail.com

www.facebook.com/necdet.buluz