NECDET BÜLUZ


Ateşkes kalıcı olur mu?..

Mısır’ın arabuluculuğunda İsrail ile Filistin arasında ateşkes sağlandı. 11 gün süren savaşta Filistinliler büyük kayıp verdi. Birçokları evleri terk etti. Birçoklarının evleri yıkıldı.


Ateşkes kalıcı olur mu?..

 

Necdet Buluz

 

 

Mısır’ın arabuluculuğunda İsrail ile Filistin arasında ateşkes sağlandı. 11 gün süren savaşta Filistinliler büyük kayıp verdi. Birçokları evleri terk etti. Birçoklarının evleri yıkıldı.

Soru şu:

“Yapılan ateşkes kalıcı olur mu?”

Bu soruya hiç kimse “evet” diyemiyor. Çünkü her çatışma sonrasında İsrail biraz daha toprak kazanıyor. Daha güçleniyor. Özellikle de Amerika’nın desteğinde bölgede daha sağlam yer ediniyor.

İsrail’in arkasında Amerika var oldukça bu iş bitmez. Biterse de Filistinliler topraklarında ancak azınlık halk olarak kalır. Gelişmeler bunu gösteriyor.

ABD Başkanı Biden Son olaylarda ABD'nin İsrail'e verdiği destek ve 735 milyon dolarlık silah satışının bazı Demokrat çevrelerce eleştirilmesine yanıt verdi.Biden, "İsrail'in güvenliği için verdiğim taahhütlerde bir değişiklik yok. Bölgede iki devletli çözüme hala ihtiyacımız var, sorunlara tek çözüm bu olacaktır." diye konuştu.

Biden, Filistin Devlet Başkanı Mahmut Abbas ile yaptığı telefon görüşmesinde Batı Şeria'nın güvenliği için de kendilerine destek vereceğini belirttiğini kaydederek, "Aynı zamanda İsraillilere, Kudüs'teki toplumlararası çatışmaları durdurmaları gerektiğini de söyledim." ifadesini kullandı.

Gazze'nin yeniden inşası için diğer ülkelerle ekonomik bir paket oluşturulması konusunda çalışmalarda bulunacaklarını bildiren Biden, "Bölge ülkeleri İsrail’in bağımsız Yahudi bir devlet olarak var olma hakkını tanıyana kadar barış olmayacak." dedi.

Daha öncelere Trump dönemine gelelim. Eski Başkan Trump, ne demişti:

“İsrail’in güvenliği bizim için diğer bütün müttefiklerimizden daha önemlidir. “

İşin bir başka boyutu da şu:

Körfez ülkeleri başta olmak üzere, Araplar Amerika’nın güdümünde ve İsrail ile yakın ilişki içindeler. Bu nedenle Filistin sorunu artık Araplar için o kadar önem taşımıyor. Hemen hepsi de Amerikan politikaları yönünde yürümeye çalışıyor. Çünkü Suudiler başta olmak üzere Araplar koltuklarını kaybetmeme mücadelesi veriyor.


Mısır’dan İsrail ve Gazze'ye gidecek güvenlik heyetinin, kalıcı sakinlik ortamının garantörü olamayacağı da tartışılıyor. Mısır’ın ABD Başkanı Biden’in etkisi ile devreye girecek. Şunu da ekleyelim: Mısır, İsrail’in bölgedeki en güçlü ve istekli Arap müttefiklerinin başında yer alıyor.

Kaldı ki bugüne kadar yanı başındaki sınır komşusu Gazze'ye bombalar yağarken hiç sesini çıkartmadı. Amerika’dan gelecek işareti bekledi. Bu da yetmedi:

Gazze'ye operasyon düzenlendiği anlarda Refah Sınır Kapısı'ndan Mısır'a geçişleri kapattı; Gazzelilerin çıkışlarını engelledi. Durum böyle olunca Mısır’ın duracağı nokta konusunda tartışma yapılabilir mi?

AB ülkelerinin görüş ve tutumlarını son çatışmalarda da gördük. Hemen hepsi Amerika’nın arkasında ve görüşleri doğrultusunda hareket etti. İsrail’i “Meşru savunma yapıyor, destekliyoruz” açıklamalarında bulundu.

Rusya ve Çin’den çıkan cılız seslerin de İsrail vahşetini durduramadığını gördük. Her iki ülkenin bölgede etkinliğinin olmadığını söylersek yanılmış olmayız.

Türkiye, İsrail zulmüne karşı en etkili çalışmayı yapan ülke olarak öne çıktı. Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın çabaları yetmedi. Savaş boyunca yapılan açıklamalar, birçok ülke lideri ile olan görüşmeler sonucu değiştirmedi.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, İsrail’in Mescid-i Aksa ve Kudüs başta olmak üzere, işgal altındaki Filistin topraklarındaki saldırıları karşısında uluslararası toplumun güçlü ve caydırıcı bir tepki vermesi için tüm platformlarda girişimlerine devam ettiklerini de her fırsatta dile getirmişti.

İşin en sıkıntılı tarafına bakacak olursak:

Filistin kendi içinde bölündü. Artık coğrafi açıdan da siyasi açıdan da bölünmüş bir Filistin gerçeğiyle karşı karşıya bulunuyoruz. Batı Şeria ile Gazze Şeridi birbirinden her anlamda koptu. Yıllardır sürdürülen birleştirme, yakınlaştırma çabaları da sonuç vermedi. Bir taraf 1967 sınırlarını öne sürüp çözüm için çaba harcarken, diğeri 1948 öncesine dönmeye çalışıyor. 

Üstelik Hamas ve Gazze’deki bazı başka gruplar da Arap dünyasında sevilmiyor. İran’ın bu küçük toprak parçasında sürekli artan etkisinden ve ağırlığından ciddi şekilde endişe edildiğini de göz ardı etmemeliyiz.

Mısır da neredeyse Gazze’ye İsrail kadar ambargo uyguluyor. Refah sınır kapısı hemen her zaman kapalı. Mısır yönetimi Hamas’tan en az Amerika kadar hoşlanmıyor. Arap rejimleri Hamas’ın umutsuz savaşlar açmasından, kendilerini istemedikleri tercihler yapmaya zorlamasından rahatsız. 

Görüldüğü gibi bölge karışık ve sıkıntılar var. Böyle bir tablo içinde hiç kimse önünü net göremiyor.

necdetbuluz@gmail.com

www.facebook.com/necdet.buluz