FATİH TURGAY ELDEM


BATI İLLERİNDEKİ MARDİNLİ HEMŞEHRİ DERNEK VE VAKIFLARI

Bu seferki yazımda 1950’li yıllardan itibaren Mardin’den Batı illerine göç edenlerin geldikleri kentlerde kurdukları hemşehri derneklerini ve vakıfları ele alacağım.


BATI İLLERİNDEKİ MARDİNLİ HEMŞEHRİ DERNEK VE VAKIFLARI

 

Bu seferki yazımda 1950’li yıllardan itibaren Mardin’den Batı illerine göç edenlerin geldikleri kentlerde kurdukları hemşeri derneklerini ve vakıfları ele alacağım. 

Türkiye’ de 1950’li yıllara gelindiğinde Batı ülkelerinden gelen maddi yardımlarla birlikte başlayan modernleşme, tarımda görülen makineleşme gibi nedenler, kırda toprağa dayalı işlerden kopuşa neden olmuştur. Bu dönemde Türkiye’de tarımın makineleşmesi ve modernleşmesi, tarımda verim düşüklüğü, tarımsal gelirin yetersizliği, topraksızlaşma ya da toprağın belirli ellerde toplanması, ulaşım koşullarındaki gelişmeler gibi faktörler kırsal alanlardan kentsel alanlara doğru yoğun bir göç sürecini başlatmıştır. 

Bu süreçte 1960’lı yıllardan itibaren Batı’daki il merkezlerinin varoşlarında Mardinlilerin gittiği kahvehanelerin oluştuğu bilinmektedir. Mardinliler kente geldiklerinde karşılaştıkları kültür şokunu atlatmak için kahvehanelerde Mardin’deki samimi ilişkilerini devam ettirmiş, hemşehrilerinden iş ve ev aramışlardır. Fakat bu durum Mardinlilerin kendi kabuğu içine çekilerek, hemşehriliğe daha sıkı sarılmasına da sebep olmuştur. 1990’lara gelince ise artık sayıları artmış ve iş- güç, barınacak bir yer sahibi olmalarıyla şehre tutunmuş olan Mardinliler dernekleşme ve vakıflaşma yoluna girmişlerdir.  Nispeten az sayıdaki zengin/zenginleşmiş Mardinliler vakıflar kurarken, emekçi kesim derneklerde örgütlenmiştir. Resmi bir kimlik taşıyan dernek ve vakıfların kurulmasıyla hemşehrilik olgusu sürdürülebilir olmuştur. Mardinliler artık varoşlardaki kahvehaneler yerine şehir merkezine yakın yerlerdeki dernek ve vakıflarda memleket kültürünü yaşatmak, böylelikle memleket özlemini gidermeye başlamışlardır.  Geldikleri yerde doğup büyüyen gelecek kuşakların da bu tür yerlere gelmelerini beklemektedirler. 

 

Tespit edebildiğim kadarıyla büyükşehirlerde şu anda var olan il düzeyinde Mardinli hemşeri dernek ve vakıfların listesi aşağıdadır: 

ADANA: Mardav- Adana’daki Mardinliler Dayanışma ve Yardımlaşma Vakfı (1995), Mardad- Adana’daki Mardinliler Dayanışma ve Sosyal Yardımlaşma Derneği (?)

ANKARA: Marev- Mardinliler Eğitim ve Dayanışma Vakfı Ankara Şubesi (1991), Mardin Kızıltepe ve Çevresi Sosyal Yardımlaşma Kültür Derneği (2003), Alternatif ve Çözüm Derneği (2021) (Mardinliler ismi taşımayan ilk ve tek Mardinli derneği)

ANTALYA: Alanya Mardinliler Kültür ve Dayanışma Derneği (?) (Son yıllardaki mevcudiyeti meçhul.) 

BURSA: Marder- Bursa Mardinliler Kültür Dayanışma ve Yardımlaşma Derneği (2010) 

ESKİŞEHİR: Eskişehir Mardinliler Sosyal Dayanışma Derneği (2022)

GAZİANTEP: Marev- Mardinliler Eğitim ve Dayanışma Vakfı (1990) (İstanbul’da aynı isimli Marev’den ayrı bir yapılanma.)

HATAY: Marder- İskenderun Mardinliler Yardımlaşma ve Dayanışma Derneği (1991), İskmarevi- İskenderun Mardinliler Evi Yardımlaşma ve Dayanışma Derneği (2015)

MERSİN: Mardinev- Mardinliler Eğitim Kültür Dayanışma ve Yardımlaşma Vakfı (2022), Marider- Mardin ve İlçeleri Eğitim Kültür Dayanışma ve Yardımlaşma Derneği (1999)

İSTANBUL: Mardinfed- Mardin Dernekleri Federasyonu (2013), Marev- Mardinliler Eğitim ve Dayanışma Vakfı (1990), Marva- Mardin Sosyal Dayanışma Eğitim ve Yardımlaşma Vakfı (2015) (Federasyona dahil olmayan dernekler de mevcut.)

İZMİR: İMAF- İzmir Mardinliler Federasyonu (2012), Marvak- Mardinliler Eğitim Kültür Dayanışma ve Kalkınma Vakfı (2012) (Federasyona dahil olmayan dernekler de mevcut.)

KOCAELİ: Marmara Mardinliler Sosyal Yardımlaşma Derneği (2009), Körfez Mardinliler Sosyal Yardımlaşma ve Dayanışma Derneği (2018)

KONYA: Marbat- Mardin Batman Sosyal Yardımlaşma Eğitim Kültürel ve Dayanışma Derneği (2020) (Konya’daki Gercüşlülerin kurduğu bir dernek.)

MUĞLA: (Marmaris) Muğla Mardinliler Kültür Sosyal Dayanışma ve Yardımlaşma Derneği (2018)

ŞANLIURFA: (Ceylanpınar) Öz Mardin Kültür ve Dayanışma Derneği (2014) (Son yıllardaki mevcudiyeti meçhul.) 

 

Büyükşehirler dışında kurulan il düzeyinde Mardinli dernekler de şunlardır: 

 

EDİRNE: Batmar- Edirne Batman Mardin Sosyal Yardımlaşma Eğitim Kültürel ve Dayanışma Derneği (2020) (Edirne’deki Gercüşlülerin kurduğu bir dernek.)

YALOVA: Mardinliler Kültür ve Sosyal Dayanışma Derneği (2012)

ZONGULDAK: Marder- Karadeniz Ereğli Mardinliler Yardımlaşma ve Dayanışma Derneği (2019)

 

İl düzeyinde Mardinli derneğin var olmadığı fakat ilçe düzeyinde (Midyatlı) olan dernekler ise şunlardır:

BATMAN: Midder- Midyatlılar Sosyal Yardımlaşma ve Kültür Derneği (1998)

DİYARBAKIR: Diyarbakır Midyatlılar Derneği (2014)

KKTC: Midyatlılar Bütünleşme ve Yardımlaşma Derneği (2012)

 

Dışarıdan bakıldığında Mardinli dernek ve vakıfların şu özellikleri göze çarpmaktadır: 

  • Üyelerin yaş ortalaması otuzun üzerindedir. Otuz yaş altı üyeler çok azdır.
  • Üyelerin büyük çoğunluğu erkektir. Kadın üye sayısı çok azdır.
  • Dernek ve vakıflar oy deposu olduğundan, seçim dönemlerinde adayların uğrak noktalarıdır. 
  • Sınıfsal olarak vakıfları zengin üst kesim oluştururken, dernekleri daha çok yoksul alt-orta kesim meydana getirmektedir. 
  • Etnik olarak Arap ve Süryaniler vakıflarda yer alırken, Kürtler genelde derneklerde toplanmaktadır. 
  • Fakat etnik yapıları ne olursa olsun, siyaseten dernek ve vakıf yöneticilerinin çoğunlukla hükümet yanlısı tutum aldıkları ve hükümetle iş birliği içinde oldukları görülmektedir. Kürt derneklerinin yöneticileri hariç, diğerleri genelde hükümetlerin asimilasyon politikalarının gönüllü destekçileridir.
  • Eskişehir, Konya, Muğla, Edirne ve Zonguldak illerindeki Mardinlilerin sayısının son yıllarda önemli bir sayıya ulaştığı ve dernekleştikleri gözlenmektedir.
  • Batman, Diyarbakır ve KKTC’de Midyat’tan çok sayıda Mardinli olduğu, il düzeyinde bir dernekleşme olmadığı görülmektedir.
  • İstanbul ve İzmir’de çok sayıda dernek bulunduğundan, bu derneklerin çoğu federasyon çatısı altında birleşmişlerdir. 
  • En eski vakıflar olan Marev (İstanbul) ve Mardav (Adana)’dan başka, 2010’lardan itibaren Mersin, İstanbul ve İzmir’de Mardinev, Marva ve Marvak vakıflarının da kurulduğu gözlenmektedir. 

Mardinli dernek ve vakıflara içeriden bakıldığında ise derneklerin mekân tahsisi ve kira ödemesi konusunda sıkıntılarının olduğu, dernek üyelerinden düzenli aidat toplanamadığı, hemşehri cenazeleri için taziye evlerinin olmadığı ve cenaze nakillerinde problemler yaşandığı görülmektedir. 

 

Mardinlilerin ve Mardinli dernek ve vakıfların yapması gerekenler:

Hemşehri dernek ve vakıfların kentlileşme üzerinde iki pozitif, iki de negatif etkisi vardır. Pozitif etkileri bu dernek ve vakıfların, kente gelen hemşehrilerin kente uyum sağlamasında tampon mekanizması gördükleridir. Buna göre hemşehrilik ve hemşehrilik örgütleri, kişilerin yabancısı oldukları kentsel mekâna uyum sağlama süreçlerini kolaylaştıran, onların geçiş sürecini sağlıklı bir şekilde atlatmalarını sağlayan bir ara mekanizmadır. Diğer bir pozitif etki de bu dernek ve vakıfların toplumsal yapıda demokratik pratiklerin benimsenmesine yardımcı olduklarına dairdir.  Buna göre dernekler, demokrasinin en temel bileşenlerinden birisi olan sivil toplumu ifade etmektedirler. Hemşehri örgütlenmelerinde yönetici veya üye olarak katılınan faaliyetlerin, bireyleri diğer örgütlenmelere de üye olmaya, diğer sivil toplum kuruluşları ile iş birliği yapmaya yöneltebileceği dile getirilmektedir. 

Negatif etkilerin ilki ise gelinen yöreye aidiyeti önceleyen, geleneksel kültürü yaşatarak onun kuşaklar arasında aktarımını sağlamayı hedefleyen dernek ve vakıfların, göçmenin yeni tanıştığı, dolayısıyla yabancısı olduğu yeni kültürden uzak kalmasına neden olduğudur. Çünkü bilinmeyen, yeni olan her zaman korkutucudur. Bu nedenle göçmen, yeninin yerine eskiyi tercih etmektedir. Negatif etkilerin ikincisi de derneklerin ve vakıfların, esasında bir dayanışma grubu olmanın ötesinde bir çıkar grubu olmalarıdır. Dernekleşme ve vakıflaşmayla kollektif kimliğin örgütlü bir yapıya aktarılması demokratik sistem içerisinde olağan kabul edilmektedir. Ancak kollektif kimlik üzerinden kentsel rantı, belli bir grubun çıkarı doğrultusunda yönlendirmek veya onu belli bir çıkar grubunun denetimi altına sokmak demokrasi ile bağdaşmamaktadır. 

 

Literatüre göre hemşehrilik, gelinen yöreye ait bağların korunmasını ve kentsel mekânda sürdürülmesi çabası iken kentlileşme, bu değer ve yargıların dönüştürülmesini ve nihayetinde terk edilmesi sürecini ifade etmektedir. Bu nedenle kente gelen Mardinliler ve onların dernek ve vakıfları kentlileşme için bizce şunları yapmalıdır: 

Mardinliler kültürel anlamda gelinen yöre ile çok farklı bir yapıda olduğundan ve Mardin çeşitli olumsuz olaylarla toplum nezdinde gündemde olduğundan, bu durum Mardinlilerin ve gelinen kent sakinlerinin birbirlerinden daha fazla şüphe etmelerine ve içlerine kapanmalarına neden olmaktadır. Bu ise Mardinlilerin kentle bütünleşme süreçlerini engelleyici bir rol oynamaktadır. Bu nedenle Mardinliler gittikleri kentlerde içlerine kapanmayıp, komşularıyla- iş arkadaşlarıyla olumlu ilişkiler kurmaya özen göstermeli, onlardan kız alıp vermeli, cenaze törenlerine katılmalı, düğünlerine onları çağırmalı, onların bayramlarını kutlamalı, yerel sivil örgütlerde yer almalıdırlar. Gelinen kent sakinlerinin de Mardinlilere karşı toptancı ve ırkçı yaklaşımlarını bırakmaları gerekmektedir. 

Gelinen kentte tampon mekanizması gören Mardinli dernek ve vakıflara gelince,

  • Bu örgütlerin lider ya da lider kadrosunun kente ilişkin tutumları, üyelerin de tutum ve davranışlarını etkileyici bir rol oynamaktadır. Bu nedenle liderler gelinen kenti benimseme yaklaşımına sahip olmalı, üyelerinin kentlileşme süreçlerini kolaylaştırıcı bir rol oynamalıdır. Bu anlamda 2021 yılında Ankara’da, Mardinlilerce kurulan Alternatif ve Çözüm Derneği’nin isminde Mardinliler kelimesi yer almadığından, kurucu ve yöneticilerin kenti benimsemekte önemli bir adım attıklarını düşünebiliriz. 
  • Dernek ve vakıflara kadınlar da üye olmalı ve yönetimlerine girmeli; böylece hemşehri temsiliyeti Mardinli kadınları da kapsamalıdır. Demokrasinin gereği budur.
  • Otuz yaş altı Mardinlilerin dernek ve vakıflara üye olmamaları ve çalışmalarında çok görünmemeleri kentlileşme bakımından olumlu bir gelişmedir. Çünkü bu durum gençlerin geldikleri kentle bütünleşmeye daha hevesli olduklarını göstermektedir. Zaten Kürt olmayan ebeveynler de genelde asimilasyon taraftarı olduklarından, çocuklarının bu tür örgütlere katılmalarını beklemekte, fakat onları teşvik etmemektedir. 
  • Dernek ve vakıflar siyasi partilere karşı mesafeli olmalı, parti çıkarlarına alet olmamalıdır. Sivil toplum örgütü olduğunu unutmadan, muhalefet partilerini dışlamaktan vazgeçmelidir. Demokrasinin bir diğer gereği de budur. 
  • Dernek ve vakıflar, Mardinlilik bağları daha doğrusu sayısal büyüklük ile elde ettikleri güç yoluyla belli iş kolunda (İzmir’deki midyecilik gibi) bir tekel oluşturmamalı, yine bu güç yoluyla yerel iktidarlar üzerinde baskı kurmamalıdır. Liberal demokrasi bunu gerektirmektedir. 

 

Kaynaklar: 

Uzun, Gamze, Kentsel Kimlik Olgusu ve Hemşehri Dernekleri (İzmir Örneği), Yayınlanmamış yüksek lisans tezi, Dokuz Eylül Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü, İzmir, 2013

İstanbul Planlama Ajansı, Hemşehri Dernekleri Çalıştayı, Kültür A. Ş., İstanbul, 2020

 

 

E-posta: 

eldem_ft@outlook.com