Semih Hocaoğlu

Tarih: 25.11.2024 23:04

COĞRAFİ İŞARET Mİ DEMİŞTİNİZ ?...

Facebook Twitter Linked-in

COĞRAFİ İŞARET Mİ DEMİŞTİNİZ ?...

 

 

Bir yöreye ait bir ürünün daha iyi tanınması ve ait olduğu yörenin tanıtılması hususunda öncü rol almasıyla büyük önem taşıyan Coğrafi İşaretler konusu, bayağı eğlenceli bir hal aldı.

Önceki yıllarda ;

alınabilmesi için birçok kriterin yerine getirilip yapılan müracaatların sıkı sıkıya incelenmesi sonucu tescil edilerek coğrafi işaret hakkını kazanmak oldukça zor iken, bugün en kolay yapılabilen işlemlerin başında geliyor.

Siyasallaşan birimler arasına giren TÜRKPATENT ve MARKA kurumu ; müracaatta bulunan il ve kuruluşun konumuna göre, fazla araştırıp irdeleme gereği duymadan hemen tescili gerçekleştirmede.

Çalışıyor görüntüsü vermek için tercih edilen bu işlem, her geçen gün biraz daha artmakta.

Dün ;

Türkiye genelinde sayıları onlarla ifade edilebilecek kadar az olan coğrafi işaret almaya hak kazanmış, sadece yöresine münhasır nitelikteki nadide ürünler varken

bugün ;

tescil edilip coğrafi işaret hakkı almış, ancak ciddi bir özelliği bulunmayan ürünlerin sayısı binlerle ifade edilir hale geldi.

Akademik çalışmalarını tamamlamış, iyi konumdaki üniversiteler arasına girmeyi başarmış bazı üniversiteler bile bu konuda bir ilke imza atıp, bulundukları ilin kebabını tescil etme başarısını göstermiş durumda.

Birçok il ve ilçede bulunan taş fırınlarda imal edilen ince açılmış bir pide bir il için özellikli kabul edilip o il adına tescil edilebiliyorsa ; Gaziantep Büyükşehir Belediye Başkanı da, 105 ürünün tescil etme başarısını gösterdiklerini böbürlenerek anlatabiliyor.

Kentin birinde ;

özel karışımlı fırında pırasa için,

bir diğerinde ;

közde patlıcan yatağında hamsi için coğrafi işaret hakkı kazanıldı diye bir haber çıkarsa ben şaşırmam.

İyi güzel de...

Ürünün tescil edilip coğrafi işaretini almış olması yeterli mi ?

Şu andaki uygulama şekliyle ;

bu hakkı kazanmış olmak, ait olduğu yöreye bir katma değer sağlıyor mu ?

Mardin'in özelinde düşündüğümüzde ;

coğrafi işaretli ürünler yüzeysel olarak tanıtıma olumlu katkı sağlıyor gibi gözükse de, ciddi manada olumsuzluklar yaratmakta.

Yalın bir şekilde belirtmek gerekirse ;

belirli özellikleri belirtilerek tescil edilmiş, ancak denetimi yapılmamış ürünler ciddi sakıncalara vesile olmakta.

Emek hırsızlığına dayalı haksız rekabet ortamını beraberinde getirmekte.

* Belirli malzemelerden hangi şekilde imal edildiği beyan edilerek ve sadece Mardin'e özgü bir ürün olduğu kanıtlanarak, büyük uğraşlar sonucu coğrafi işaret hakkını almış Badem Şekeri (İMLEBBES) mesela ; çoğu yerde badem yerine kayısı çekirdeği kullanılarak, renkten renge, şekilden şekile getirilip kaldırımlardaki tezgahlarda yerini almış durumda. Çocuk şekerlemeleri gibi her rengi mevcut.

* Tamamen el emeği göz nuruyla vücut bulan TELKARİ gerekli denetimler yapılmadığı için ne hallere gelmiş. Vitrinlerde ; çantacı diye tanınan kişilerce düşük ayarlı gümüşten imal edilmiş, el emeğinden uzak Beypazarı ve Uzakdoğu ülkelerinde getirilmiş çeşitli takılar dolu dolu.

* "Ne yapıyorsun" diyen olmadığı için; arasına bir tutam maydanoz karıştırılıp baharat ve birkaç badem tanesi serpiştirilmiş pirinç pilavının üstüne konan haşlama etin KABURGA DOLMASI diye servis edilip fahiş fiyatla satılmakta olduğu gibi.

* Her ne kadar coğrafi işaret hakkı almamış olsa da ; Mardin'e özgü BITTIM SABUNUNUN yerine çeşitli il ve ilçelerden getirilen ve ne olduğu belli olmayan renk renk sabunlar başka başka isimler verilerek satılmakta.

Yazı içeriğinde sayılan ve sayılmayan ürünleri, gerçek halleriyle imal edip satmakta olan işyerlerinin mevcut olduğunu düşündüğümüzde ;

denetim mekanizmasının çalışmıyor olmasıyla, düşük kalitede veya tamamen niteliksiz ürün imal edip pazarlaması sonucudur emek hırsızlığı ve haksız rekabet...

Görüldüğü gibi ;

her yapılan müracaatı tescil edip coğrafi işaret kazandırmış olmak değildir aslolan.

Aralarında hak edilerek verilmiş coğrafi işaretli ürünlerin gerektiği şekliyle imal edilip edilmediğini denetlemek, her türlü haksızlığı gidereceği gibi alıcıya da güven verir.

 

 

SEMİH HOCAOĞLU-MARDİN


Orjinal Köşe Yazısına Git
— KÖŞE YAZISI SONU —