MEHMET BEŞİR AYANOĞLU


DÜNYA, UNUTULMAYACAKLARIN UNUTULDUĞU BİR MEKAN…

Kaç yıldır ağlamadığınızı düşünüyorsunuz..? Ya da kaç vakittir bir yetimin başını okşamadığınızı? Sahi evinizde yanı başınızda aile fertlerinin iç dünyasına en son ne zaman misafir oldunuz?


DÜNYA, UNUTULMAYACAKLARIN UNUTULDUĞU BİR MEKAN…

 

Kaç yıldır ağlamadığınızı düşünüyorsunuz..?

Ya da kaç vakittir bir yetimin başını okşamadığınızı?

Sahi evinizde yanı başınızda aile fertlerinin iç dünyasına en son ne zaman misafir oldunuz?

Korkunç bir vahşi mücadele içerisindeyiz. ‘Hiç ölmeyecekmiş gibi’ bir mücadele içerisindeyiz fakat bu diyardan çekip gittikten sonra da ‘hiç yaşamamış gibi’ unutulup gideceğimizi hiç de düşünmüyoruz.

Nedir bu dünyayı bize çok cazip kılan?

Nankörlük içinde yaşadığımız girdaplar mı yoksa vefasızlıklarla dolu ilişkiler mi?

Kul unutuyor işte. İyiliklerimizi, dokunuşlarımızı, hüsnü niyetimizi…

Unutmasaydı zaten derin hayal kırıklığına düşmezdik.

Hiç vefat eden büyüklerinizin geçtiği yollardan, sokaklardan geçtiniz mi? Sizinde o yoldan geçişiniz son olabileceğini? Gün gelecek o geçtiğiniz yollardan sizin geçtiğinizi kimsenin bilemeyeceğini ve hatta düşünemeyeceğini hiç düşündünüz mü? Unutulmak nasıl bir duygu olduğunu bir bayram sabahı gittiğiniz mezarlık ziyaretinde sevgilinizin mezar başında hiç düşündünüz mü? Ziyaret bitsin bir an evvel eve geri döneyim duygusunu içinizi kemirdiğinizi hiç hissettiniz mi?

işte unutulmak böyle bir duygu…

Unuttuklarımızı unuttuğumuz bir diyardan bir hayattan bahsediyoruz. Dünya böyle bir yer işte. En sevdiceklerimizi, toz konduramadıklarımızı unutup gidiyoruz…

Büyük umutlarla bağlandığımız dünya bu. Adalet terazisini bir o yana bir bu yana sallayan yeryüzü küresi bu.

Daha ne kadar ders alacağız ki bu unutkan küreden.

Otobüs durağında otobüsünün gelişini bekleyip otobüsü geldiğinde de binip gittiği fakat durağı beraberinde götürmediği başkasının beklemesi için durağı devrettiği bir mekandır bu küre.

Sevdiklerimizi gidecekleri otobüse bindirip gönderirken arkalarından yaşlı gözlerle el sallarken bizim de bir gün böyle yolcu edileceğimizi hiç düşünmememiz tam da fıtratımıza uygun bir davranış modelidir. Çünkü unutuyoruz. Zaten unutmasaydık vefanın, hamiyetin, hüsnü zanın bir anlamı olduğunu bilirdik.

Dünya unutulmayacakların unutulduğu bir mekan.

Fazla da anlam yükleyip kendimizi harap etmemize gerek yok. Günlük iaşenin tertibi içerisinde ‘anı yaşayarak’ vaktimize esir olmadan yaşayıp gidelim işte. Ve vakti zamanı geldiğinde ‘hiç bu diyarda yaşamamış gibi’ yolculuğumuza hazır olalım.

Unutulmayanlardan olma dileğiyle…

 

6/Temmuz/2025

Av. Mehmet Beşir Ayanoğlu

1 kişi görseli olabilir