Fiyat artışları talebi frenledi…
Necdet Buluz
Turizmden büyük para kazanan ülkeler artık zarar etmeye başladı. Bunun için de tedbirler alınıyor. Tatilcilerin pahalılığa alışması gerektiği söyleniyor. Hatta öyle talep var ki ev sahipleri zorlanıyor. “Fiyat artışları talebi frenledi” deniliyor. Özetle ucuz tatilin önü kapatılıyor. Artık bundan sonra tatile çıkacaklar daha çok harcayacak ve zamlı tarifeden ödeme yapacak.
Kaliteye ve iletişime yatırım çağrısı yapıldı.
Avrupa’nın en büyük seyahat acente ittifaklarından biri olan RTK Group’un Genel Müdürü Thomas Bösl, Türkiye’nin turizmdeki konumu, fiyat dengesi, uçuş kapasitesi, dijitalleşme ve yeni pazar fırsatları hakkında önemli değerlendirmelerde bulundu.
Avrupa genelinde 4.000’den fazla acenteyi bir araya getiren ve yılda yaklaşık 6 milyar avroluk seyahat satışı gerçekleştiren RTK Group’un Türkiye pazarına özel değerlendirmelerini paylaşan Bösl, 2025’in istikrarlı ama zorlu bir yıl olduğunu söyledi.
Bösl, gelişmeleri değerlendirdi:
“Rezervasyon hacmi fena değildi; ancak otel fiyatlarındaki hızlı artış yüksek sezon talebini frenledi. Erken rezervasyon yapan misafirler iyi bir fiyat-performans dengesi yakalayabildi. Türkiye’nin güçlü yönü kalite yatırımlardır, ancak fiyat esnekliği ve acente iletişimi konularında iyileştirme gerekiyor.
Aşırı pahalı paketler beklenen ölçüde satılamadı. Türkiye uzun vadede güçlü kalacaktır ama fiyat-performans dengesi korunmalı. Ayrıca uçuş kapasitesi ve planlama güvenliği satışları doğrudan etkiliyor.
Thomas Bösl, 2026 yılı için umutlu olduklarını belirterek, Fiyatlar piyasa koşullarına uygun kalırsa 2026 yeniden büyüme yılı olacak. Türkiye, yeni seyahat trendlerine çok uygun. Oteller 2026’da ılımlı fiyat düzeltmeleri yaparak rekabet gücünü artırabilir. Bu bir indirim değil, dengeleme olmalı. Ocak’ta sunulan fiyat Ağustos’ta daha ucuz olmamalı.”
Artan fiyatların özellikle fiyat duyarlı aileleri Mısır ve Bulgaristan gibi alternatif destinasyonlara yönlendirdiğini belirten Bösl, “
Bösl, Türkiye’nin artık sadece aile tatilleri için değil, 60 yaş üzeri seyahat severler (“Best Ager”) için de güçlü bir destinasyon haline geldiğini vurguladı. Misafirlerin %50’sinden fazlasının 60 yaş üzeri olduğunu belirten Bösl, “Uzun konaklamalar, workation ve wellness programları öne çıkıyor.
Türkiye bu trendler için ideal” diye konuştu. RTK çatısı altındaki QTA platformunun, 4.000 partner acenteye Türkiye satışlarında önemli destek sunduğunu ifade eden Bösl, “Acenteler hâlâ güven ve kalite garantörüdür. Dijital platformlar büyüyor ama yüksek bütçeli müşteriler danışmanlık ister. Yapay zekâ uygulamalarını da bu süreçte destekliyoruz” dedi.
RTK’nın, Fransa’nın önde gelen acente kooperatiflerinden Tourcom’un %34 hissesini alarak Avrupa’daki etkisini genişlettiğini hatırlatan Bösl, “Bu ortaklıkla Türkiye otellerini Fransa pazarında daha hedefli konumlandıracağız. Fransız misafirler kısa konaklamalar, gastronomi ve özgün deneyimi önemsiyor; Türkiye bunun için çok uygun” ifadelerini kullandı.
Bösl, sürdürülebilirlik konusunun artık bir tercih değil, zorunlu standart haline geldiğini vurguladı: “Misafirler artık sertifikalı otelleri talep ediyor. Şeffaf ve ölçülebilir adımlar atan oteller satışta avantajlı hale geliyor.”
Konuşmasının sonunda Türk turizm sektörü temsilcilerine seslenen Bösl, “Pazarlarda görünür olun, kaliteye ve iletişime yatırım yapın, fiyat-performans sözünüzü koruyun. 2026, doğru adımlar atılırsa çok başarılı bir yıl olur” ifadeleriyle sözlerini tamamladı.
Teknolojinin gelişimi ile birlikte habere ulaşmanın çok daha kolaylaştığına dikkar çeken Daş,
“Teknolojinin gelişimi haber ulaşımını kolaylaştırdı evet ama bunun getirdiği bir niteliksizleştirme de var. Bir sürü haber aynı anda bir sürü yerden çıkıyor. Buradan beslenmek biraz daha uzmanlaştırma gerekiyor. Çağın hızına uymak zorundayız ama haberlerimizde niteliği mutlaka korumak zorundayız”
Daş, Türkiye’nin 80’li yıllarda turizm yapmaya bilinçli bir şekilde başladığını fakat sonrasında durumun değiştiğine dikkat çekerek, şunları söyledi:
“Türkiye, en güzel koylarını, kasabalarını, sahillerini ve doğal güzelliklerini turizme feda etti. Turizm adına ülkenin doğal kaynakları hunharca kullanılıyor. Devlet turizmi regüle etmek zorunda. Turizmi 12 aya ve 81 ile yayalım diyorsunuz ama hala Antalya’ya otel yapılmaya devam ediliyor. Nitelikli turist dedikleri şey kötü bir tabir olsa da zengin turist aslında. Bunu istiyorsan nitelikli turizm yapılmalı. Herkesin yaptığını yapıp nitelik bekleyemezsiniz. Kurduğunuz tesisin lokali beslemesi lazım. Buna fayda sağlamayan turizm, turizm değildir. Ticarettir. Turizmle toplumun lafta değil, gerçek anlamda bağının kurulması lazım. Bu sayede sürdürülebilir ve gerçek turizm yapabilirsiniz” ifadelerinde bulundu.


