İZMİR KÜLTÜR VE SANAT FABRİKASI
Nesrin Aykaç yazdı.
Tarihi kentlerdeki endüstriyel ve demografik yapıdaki değişimler, âtıl olan fabrikaların başka alanlara dönüştürülmesini gerektiriyor. Büyüyen kentlerde bir zamanlar şehrin dışında olan fabrikaların şehrin merkezinde kalması da sürdürülebilir bir şekilde kullanılmasını zorunlu kılıyor. İzmir'de bir Havagazı Fabrikasının 2008 yılında İzmir Büyükşehir Belediyesi tarafından bir kültür ve sanat merkezine dönüştürülmesinden sonra yeni bir dönüştürme örneği daha yaşanıyor. Osmanlı ve Cumhuriyet dönemlerinde kullanılan bir tütün fabrikası kültür ve sanat merkezi olarak yeniden kullanıma açılıyor.
İzmir'in Alsancak semtinde bulunan ve 140 yıllık bir geçmişi olan tekel tütün fabrikası, Kültür ve Turizm Bakanlığı tarafından İzmir Kültür ve Sanat Fabrikası adı altında yenilenerek âtıl bir üretim merkezinden tarih ve sanatın buluştuğu bir alana dönüştürüldü. Eski fabrika yeni kimliği ile artık sanatın tüm alanlarında üretim ve sergileme hizmetleri veriyor.
Endüstriyel üretim mi sanat mı tartışmaları sürerken merkezin çok boyutlu işlevleri görenleri hayran bırakıyor ve sanatın gerekliliği gerçeğini hatırlatıyor. 17.000 metrekare alan üzerine kurulan eski endüstri yapıları her yaştan her meslekten kişilere hitap eden bir kültür alanı, müze, kütüphane ve hepsi bir arada bir kültür ve sanat fabrikası.
Müze ana yapılardan biri, 7.240 metre kare tabanlı iki katlı bir bina. Arkeoloji müzesi alt katta etnografya müzesi ise üst katta olmak üzere düzenlenmiş, barındırdığı inanılmaz güzellikteki eserlerle dikkat çekiyor. Büyük heykellerin, lahitlerin cam bölmeler içinde sergilendiği görülüyor. İzmir Resim ve Heykel Müzesi de taşındığı bu yeni yerinde kompleksi tamamlayan birimlerden biri.
Bir başka binada BKM Mutfak Atölye bölümünde Yılmaz Erdoğan'ın başkanlığında sanat çalışmaları yeni sanatçılar yetiştirmek üzere yer almış. Öğrencilere hitap eden hobi çalışmalarının da yapılacağı söyleniyor. Devlet Dans ve Müzik Topluluğunun da yine bu sanat kompleksinin içinde yer aldığı, gösteri ve konserlerini burada sergiledikleri duyduklarım arasında.
Kompleksin en önemli yeri şüphesiz kütüphanesi. Yine oldukça geniş, iki katlı bir başka binada. Ayak üzeri görüştüğüm bir yetkili kütüphanenin Alsancak Halk Kütüphanesi ile Atatürk İhtisas Kütüphanesi, Türk Dünyası Müzik İhtisas Kütüphanesi gibi birkaç kütüphanenin birleşiminden oluştuğunu, yaklaşık 50.000 kitap kapsadığını söyledi. Süreç içinde kitap kayıtlarının tamamlanmasından sonra ödünç kitap verme işleminin başlayacağını öğrendim. Daha önce abone olduğunuz Halk Kütüphanesi kartlarınız burada aynen geçerli.
İki katlı olan kütüphane çok iyi planlanmış, çalışma ortamı olarak her yaş grubuna uygun. Özellikle ihtisas grubu için çok ideal bir çalışma alanı olduğunu düşündüm. Uzun süren çalışma günleri için alan içerisinde yiyecek içecek hizmetleri veren bir kafeterya mevcut yeşil alan içerisinde. Her şey iyi düşünülmüş ve kullanıcı dostu.
Yapılan etkinlikler büyük bir pano da gösteriliyor. Açılış nedeniyle Mayıs ayının sonuna kadar tüm etkinlikler ücretsiz. Etkinlikleri öğrenmek isteyenler http://www.izmirkültürsanatfabrikası.gov.tr linkinden tüm etkinliklere ulaşabilirler.
İlk ziyaret sonrası içimden geçen Kültür ve Turizm Bakanlığı her kente böyle yeşil alanlar, kamusal alanlar içinde sanatın, tarihin, sanatsal ve kültürel eğitimin yer aldığı kompleksler oluşturmasını dilemek oldu. Âtıl yerlerin değerlendirilmesi yönünden örnek bir çalışma. İkincil olarak da beton yığınına dönüşmüş büyün kentlerde en çok ihtiyacımız olan şey yeşil alanların artması gerektiğine bir kez daha inandım.
Bu yazıyı bir Mardin gazetesinde paylaşmamın nedeni uzun zamandır tartışma konusu olan Mardin müzesinin böyle bir proje aracılığıyla diğer arkeoloji müzesi ile birleştirilmesi ve geniş bir alana taşınması gerektiğini hatırlatmak.
NESRİN AYKAÇ-İZMİR