NECDET BÜLUZ


Kafalar karışık…

10 büyükelçinin Kavala konusundaki açıklamalarından sonraki gelişmeler çok açık ki Türkiye’nin lehinedir. Direkten dönülmüştür.


Kafalar karışık…

 

Necdet Buluz

 

10 büyükelçinin Kavala konusundaki açıklamalarından sonraki gelişmeler çok açık ki Türkiye’nin lehinedir. Direkten dönülmüştür.

Ancak, daha sonra yapılan açıklamalar farklı da olsa, 10 ülkenin Kavala konusunda ısrarlı davranacağını ortaya koyuyor.

Beyaz Saray’daki basın toplantısında Jen Psaki’ye, ABD’nin Viyana Sözleşmesi’ne atıfta bulunduğu son açıklamasının, Osman Kavala'nın gözaltında kalmaya devam etmesinin demokrasi ve hukukun üstünlüğüne saygıya gölge düşürdüğü yönündeki 18 Ekim tarihli açıklamasından bir geri adım olarak görülüp görülmemesi gerektiği soruldu.

Sözcü Jen Psaki’nin yaptığı açıklamaya bakacak olursak bu konuda geri adım atılmayacağı gerçeği ile karşılaşıyoruz:

“Bu şekilde değerlendirilmemeli. Türkiye dahil tüm dünyada gazeteciler ve aktivistlerin gözaltına alınması konusunda konuşmaya devam edeceğiz. Bu konuda olduğu gibi endişe duyduğumuz konuları hem özel olarak hem de kamuoyu Beyaz Saray Sözcüsü Jen Psaki, bugünkü basın toplantısında, aralarında ABD’nin de olduğu 10 ülkenin büyükelçisinin işadamı Osman Kavala’nın serbest bırakılması yolundaki ortak çağrısı sonrasında yaşanan diplomatik krizi değerlendirdi; G-20 zirvesinde yapılması planlanan Biden-Erdoğan görüşmesi hakkında açıklamalarda bulundu. İki ülke ilişkilerini ilgilendiren hemen her konuyu kamuoyu önünde gündeme getiriyoruz. Türkiye ortak çıkarları ilgilendiren konularda birlikte çalışmaya devam edeceğimiz bir ülke ve NATO müttefiki” ifadelerini kullandı

Basın toplantısında G-20 zirvesi kapsamında ABD Başkanı Joe Biden ve Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın görüşüp görüşmeyeceği de gündeme geldi.

Beyaz Saray Sözcüsü Jen Psaki, “Programda yerimiz var. Programa başka ikili görüşmeler için son şeklini vermek üzere çalışıyoruz. Bildiğiniz gibi Haziran ayındaki ilk yurtdışı seyahatinde Türkiye Cumhurbaşkanı ile görüşmüştü. Önümüzdeki günlerde uçakta Başkan’la birlikte seyahat edecekler için daha fazla bilgi verebilmeyi umuyoruz” dedi.

Psaki, Ulusal Güvenlik Danışmanı Jake Sullivan’ın uçaktaki basın mensuplarına açıklama yapmasının planlandığını da belirtti.

 

Özetleyelim:

 

10 Büyükelçinin Kavala mektubunun arkasında Amerika’nın var olduğunu biliyoruz. Hatta, sayının daha da artması için çalışmalar yapılıyor.

 

Bu şu demektir:

 

Geri adım atılmış gibi görünse de bundan sonraki süreç önemlidir. Amerika ve diğer müttefikleri bundan sonra nasıl adım atacak? Türkiye’yi köşeye sıkıştırma hesapları yapılacak. Hatta bu konudaki sıkıntıları başta ekonomik ve savunma alanları olmak üzere birçok alanda görebileceğiz. Çünkü dışarıdakilerin düşmanlıkları bitecek gibi görünmüyor.

 

İşte son gelişme:

 

Bir grup Kongre üyesi Başkan Joe Biden ve Dışişleri Bakanı Antony Blinken’a mektup yazarak Türkiye’nin F-16 talebinin reddedilmesi çağrısında bulundu.

Aralarında Yunan asıllı Kongre üyelerinin de bulunduğu 11 Kongre üyesinin imzasını taşıyan mektupta, “Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın Eylül ayında Türkiye’nin bir parti daha Rus S-400 füze savunma sistemi satın alacağını açıklamasının ardından, hasım ülke gibi davranmaya devam eden bir müttefike ABD üretimi uçak göndererek ulusal güvenliğimizden taviz veremeyiz” ifadeleri yer aldı.

Mektupta Trump yönetiminin Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın Rusya’dan ilk parti S-400 sistemini satın alma planını uygulamasının ardından resmi olarak Türkiye’yi F-35 programından çıkardığı hatırlatıldı, “Her iki siyasi partiye mensup Kongre üyelerinden oluşan grubun desteğiyle bu sağduyulu politika sizin yönetiminizde de devam etti” denildi.

Mektupta, “Türkiye’nin F-35 programına katılmak için 1,4 milyar dolar ödediği belirtildiğinden, Cumhurbaşkanı Erdoğan nakit para, planlanan F-35 sevkiyatı, yeni F-16 savaş uçakları ve mevcut F-16 filosu için modernizasyon ekipmanı şeklinde bu paranın tazmin edilmesini amaçlıyor” ifadelerine yer verildi.

 

 

Konu ile ilgili son not:

 

Cumhurbaşkanı,10 büyükelçinin Osman Kavala hakkında yaptığı çağrı sonrası gerilimi başlayan değerlendirdi. Erdoğan dış basında bazı gazetelerin "Erdoğan krizden kaçtı, geri adım attı" yorumları hakkında "Ben nasıl geri adım attım? Ben taarruzdayım. Benim kitabımda geri adım atmak yok" ifadelerini kullandı.

 

Erdoğan ayrıca, "Bizim atmış olduğumuz adım birilerine gövde gösterisi değil, sadece Türkiye’de görev yapmakta olan büyükelçilerin Türkiye’nin iç işlerine müdahil olmaması anlamındadır. Herhangi bir büyükelçi görev yaptığı ülkenin iç işlerine müdahale yetkisine sahip değildir" diye konuştu.

 

 

necdetbuluz@gmail.com

www.facebook.com/necdet.buluz