Semih Hocaoğlu


KAYIP-KAÇAKTAN SONRA SAYAÇ OKUMA BEDELİ

Özelleştirme adı altında, hepimizin yakından tanıdığı isimlere "tahsis" edilen elektrik enerjisi dağıtım işindeki uygulamalar ; beraberinde hukuk mücadelesi ve vatandaşı kolluk kuvvetleriyle karşı karşıya getiren kargaşa ortamını getirdi.


KAYIP-KAÇAKTAN SONRA SAYAÇ OKUMA BEDELİ

 

 

Özelleştirme adı altında, hepimizin yakından tanıdığı isimlere "tahsis" edilen elektrik enerjisi dağıtım işindeki uygulamalar ; beraberinde hukuk mücadelesi ve vatandaşı kolluk kuvvetleriyle karşı karşıya getiren kargaşa ortamını getirdi.

Ülkede mevcut 50.041.745 aboneye elektrik dağıtım işini üstlenen 21 dağıtım şirketinin çoğunun, hukuksuz ve sorumsuz uygulamaları sonucu ;

vatandaşa büyük bir mali külfet ve kaotik ortam yaratılırken, devlete de büyük maddi zararlar verilmekte.

Bu dağıtım şirketlerinin, devletin bir kuruluşu olan TEİAŞ'a ödemesi gereken borcunu ödemediğinden ; 2019 yılında 4 milyar lira kâr eden bu kuruluş, 2023 tarihi itibariyle 9 milyar lira zarar etmiş durumda.

Akıl almaz uygulamalarla vatandaştan elde ettiği haksız kazanca rağmen, ödemekle yükümlü olduğu meblağı ödemeyen bir mantıkla karşı karşıyayız.

TEİAŞ suskunluğunu sürdürüyor ama, büyük bir mağduriyet yaşamakta olan doğu ve güneydoğu insanı, tepkisini her geçen gün arttırmaya devam ediyor.

Senelerdir kayıp-kaçak argümanını kullanarak ; tüm bölge insanını cezalandırıp kayıp-kaçak tahsilatı yaptığı yetmezmiş gibi potansiyel elektrik hırsızı gösterip refüze etmesi de kabul edilir bir durum değil.

*Köylüler yolu trafiğe kapattı,

*Trafolar sökülmek isteniyor, engellemek isteyen kadınlar elektrik direklerine tırmandı,

*Köylüler DEDAŞ görevlilerini köye sokmadı, Jandarma müdahele etti,

*STK'ler uzun vadeli elektrik kesintileri ile ilgili basın açıklaması yaptı şeklindeki haberler gazete sayfalarından eksik olmuyor.

Bölgede kaçak elektrik kullanımı yok diyemiyoruz.

Mutlaka vardır.

Ancak birkaç aymazın yaptığı bu hareketi genele yayarak herkesi suçlamanın da kabul edilecek bir yanı yok.

Bu işi yapanı yakalayıp gereken cezayı vermek, böylelikle işin kaynağını gününde kurutmak, ilgili kurumun görevi iken ; kolaya kaçmak suretiyle haksız ve hukuksuz uygulamalarla genele yansıtmak bu günkü sancılı dönemi doğurdu.

Kişinin kullanmadığı elektrik bedelini ödeme durumunda bırakılması, ancak akıl tutulması ile izah edilebilecek traji komik bir olaydır.

Bir restoranda girip yemek yiyorsunuz. Hesap ödemede sizden iki yemek bedeli istenmesinin nedenini sorduğunuzda ;

"karşı masada yemek yiyen birkaç kişi hesap ödemeden kaçtığı için, onların yemek bedelini de diğer masadakilerden alma durumundayız" ifadesiyle örtüşen bir uygulama biçimi bizim DEDAŞ'çıların.

Doymak bilmiyor diye bir deyim var ya...Aynı durum vaziyetlerini yaşamakta olanlar ;

kayıp-kaçak komedisi yetmezmiş gibi, ardından "sayaç okuma bedeli" diye bir garabet daha türettiler.

Yaptığım araştırmada ;

bu uygulamanın tüm şirketlerde değil, bazı dağıtım şirketlerinde olduğunu gördüm.

Gerçekten izahı mümkün olmayan bir tahsilat kalemi.

Ne demek sayaç okuma bedeli yahu?

*Sen bu adamı sayaç okuma elemanı olarak işe almadın mı?

*İşe aldığın adama ücret ödemekle mükellef değil misin?

*Bu ücreti abonelerden tahsil etmek ne kadar hukuki, ne kadar etik?

*Bugün sayaç okuma bedeli derken, yarın başka işlerin bedelini de vatandaştan tahsil etme düşünceniz var mı?

Bazı elektrik dağıtım şirketlerinin ;

hiçbir hukuki dayanağı olmayan, hiçbir mantıkla izah edilemeyen ;

kayıp-kaçak ve sayaç okuma bedeli gibi iki ucube uygulama, neyle ifade edilebilir diye çok düşündüm. Bu garabete uyan tek uygun tarif ;

hak edilmemiş kazanç anlamına gelen "haraç" oldu.

Bütün detaylarıyla yazmak istediğimde, zamanın yetmeyeceği bu konu ile ilgili merak ettiğim birkaç soruyla yazıyı bitireyim diyorum :

*Aynı uygulamayı 21 dağıtım şirketinin tümü neden yapmıyor?

*İllerdeki su dağıtım şirketleri ile doğalgaz dağıtım şirketleri de sayaç okuma bedeli diye bir tahakkuk biçimini neden uygulamıyor

 

 

SEMİH HOCAOĞLU-MARDİN