Semih Hocaoğlu


KENTİNE YABANCI BİR ÜNİVERSİTE

Valiliklerin, belediyelerin ve üniversitelerin kendi bünyelerinde Basın ve Halkla İlişkiler diye bir birimleri var.


KENTİNE YABANCI  BİR ÜNİVERSİTE

 

Valiliklerin, belediyelerin ve üniversitelerin kendi bünyelerinde Basın ve Halkla İlişkiler diye bir birimleri var.

Bu birim, adından da anlaşıldığı gibi ; bağlı bulunduğu kurumla halkla ilişkileri sağlamak, basın ile her daim ilişki içinde olmak, yapılan çalışma ve etkinlikler konusunda basını bilgilendirmek, yapılacak çalışmalara davet etmek, kurum ile ilgili bilgilendirmelerde bulunmakla yükümlüdür.

Ancak ;

kurumunun ciddi manada bir çalıştayı, programlanmış bir çalışması olmaması durumunda, davet edilecek basın mensuplarının da pek yapacağı birşey olmayacağı gibi haklı düşüncesi sonucu, teamül halini almış şekliyle ; kendisine "etkinlik" diye sunulan, oysa haber niteliği bile taşımayan bilgileri allandırıp-pullandırıp internet aracılığıyla haber diye servis eder, yerel haber sıkıntısı çeken gazeteci arkadaşlar da balıklama atlayıp, noktasına-virgülüne dokunmadan, hatta zaman zaman aynı başlığı kullanarak okuyucularına sunar.

Basın ve Halkla İlişkiler Birimi sorumlusunun, çalıştığı kurumun yetkilisine " bu çiçek-böcek haberlerin yerine, kurumla ilgili ciddi, toplumsal ve akademik değer taşıyan çalışmaları içeren aktiviteler yapsak ta, öyle haberleştirsek" deme şansı olamayacağı için, kendisine haber diye verilen bilgileri haberleştirmesini yadırgamamız haksızlık olur.

Bu arada ;

bu şekliyle haber diye sayfalarda yerini almış bu bilgilerin toplumda nasıl karşılık bulduğunu, haklı ve haksız ne gibi tepkiler aldığını, konu ile ilgili değerlendirmelerin ne şekilde olduğunu takip etmek ve aldığı sonucu bildirmek gibi ikinci bir yükümlülüğü daha var ilgili görevlinin.

Örneğin ;

aynı yöntemin devam ettiğini gördüğümüz için, böyle bir değerlendirmenin yapılmadığı kanaatine vardığımız Mardin Artuklu Üniversitesinin akademik çalışmalarını(!) içeren ve birkaç yayın organında son zamanlarda yayınlanmış bazı haberlerin, toplumda karşılık bulmadığını görmekteyiz.

* MAÜ'den glütensjz ürünler kafesi,

* Mezuniyette Gazze unutulmadı,

* MAÜ'den İsrail'in Rafah saldırısına protesto,

* Özcoşar'dan Filistin günleri,

* MAÜ öğrencilerinden Büyük Filistin günleri,

* Geleneksel çay-simit buluşması,

* Sütçü İmam Ünv. Rektöründen Özcoşar'a ziyaret,

* MAÜ öğrencilerinden Gazze izlenimleri,

* MAÜ'den iftar etkinlikleri,

* Rektör Özcoşar iftar dağıttı,

* MAÜ öğrencilerinden girişimcilik gezi programı,

* Gazzeli Akademisyene Cesaret Ödülü,

* Başarılı personele ödül vs.vs...

Bu haberlerin yayınlandığı sosyal medyanın birkaç hesabında takipçi ve okuyucunun ilgisi yok denecek kadar zayıf. Toplam 5-10 beğeni, 3-5 yorum ve 0 paylaşım.

Görüldüğü gibi ; haber değeri kazandırılmak istenen gelişmelerin büyük bir bölümü, Filistin halkı ve Gazze ile ilgili.

Kendine insanım diyebilen herkesin nefretle andığı, kınadığı, gözyaşı döktüğü bu insanlık dramını görmezden gelmek, tepki göstermemek bir insanlık ayıbıdır.

Bireysel ve sivil toplum inisiyatifi olarak protestolarda bulunmak da bir insani ve vicdani görev olmalıdır.

Ancak ; yapacak çok işi olan MAÜ gibi akademik bir kurumun gündemini sadece bu konuda sıcak tutmuş olması, akademik düzeyde bir eksikliktir.

Bu konu ile ilgili usulü çerçevesinde birşeyler söyleme ihtiyacı duyduğunda, "zamanında kuvayi milliye neyse şimdi de Hamas odur" söylemini geliştirenleri destekleyici açıklama yapanın ; diri diri yakılan çocuklara, okul ve hastanelerin bombalanmasına bütün dünya gözyaşı dökerken, 28 yaşındaki bir kızla yedinci evliliğini yapan Hamas lideri İsmail Haniye'ye söyleyecek bir çift sözü yok muydu?

Kan gölüne dönmüş bir yerde, çiçeği burnunda damadın (!) yedinci kez dünya evine girmiş olmasını kınayan bir açıklama ; Hamas'ı Kuvayı Milliye gibi gören açıklamaya destekleyici bir görüşten daha fazla haber değeri taşımakta oysa...

Üniversiteler arası başarı sıralamasındaki sonunculuktan kurtulabilme arayışında olmadığı gözlenen MAÜ ;

kendi doğruları içinde sıkışmış,

bireysel tercih ve çevresel yönlendirme doğrultusunda,

topluma mal edilme düşüncesinden uzak bir uygulama biçimiyle, o da yetmedi;

çalışmalarını adını tarihe yazdırmış bir kentten aldığı gerçeğini görmezden gelen bir tavır içinde sürdürme tercihinde.

Gerek idari ve gerekse akademik kadrosunun büyük bir bölümünde Mardin'in bulunmadığı MAÜ'nün ;

yakın geçmişte, Mezopotamya Çalışma Enstitüsü, Berlin Freie Üniversitesi, İspanya Universidad, Salamanca Üniversitesi, Şırnak Üniversitesi ile MAÜ işbirliği ile başlatılan Uluslararası 1.Turabdin Sempozyumu için protokol imzalanmasına rağmen, MAÜ son günlerde projeden çekildiğini açıklayarak Sempozyuma katılmaktan vazgeçti. Anlaşılmaz bu karar sonrası ; Midyat'ta adına yakışır şekilde yapılması gereken 1.Turabdin Sempozyumu, yurt içi ve yurt dışından 49 değerli akademisyen gelmesine rağmen yer yokluğundan yapılamadı. Beklenmedik bu gelişme sonrası ; içinde Mardin bulunmayan Mardin ile ilgili Sempozyum, ertesi gün Şırnak Üniversitesi'nin sahiplenmesiyle Şırnak'ta yapıldı.

Bünyesinde Yaşayan Diller Enstitüsüne bağlı Süryani Dili ve Kültürü Bölümü de bulunan MAÜ'nün bu projeden neden çekildiği sorusu cevabını hâlâ bulamamışken ;

MAÜ'nün Mardin'in büyük ölçüde kazanımları olacak bir başka projeye daha katılmadığı gerçeği ortaya çıktı.

DİKA'nın Mali Destek Projesi kapsamında ; Mardin Valiliği, İl Kültür ve Turizm Müdürlüğü ile Batman Üniversitesi işbirliğince hazırlanan, Mardin'in tarihi, kültürel ve sosyal yönünü 10 ilçesiyle ele alan 4 ciltlik, çok kapsamlı MARDİN İL KÜLTÜR ENVANTERİ" çalışmasında MAÜ yine yoktu.

MAÜ'nün bu çalışmanın içinde bulunması durumunda, önsöz yazması gerekecek Rektör İbrahim Özcoşar'ken, Batman Üniversitesi Rektörü Prof.Dr.İdris Demir yazdı önsözü.

Hem de ;

"Bilgiyi Enerjiye Dönüştüren Ruh" özdeyişiyle anlamlı bir mesaj vererek.

Projenin Bilimsel Danışmanlığını yapan Batman Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof.Dr.Gülriz Kozbe de yazma şansı bulduğu ikinci önsözde ;

"Geleceği inşa etmenin yolu geçmişten ders almak, insanlık tarihinde binlerce yıldır süregelen bir kısmında yer almaktan geçer" diye yazarken, kimlere ne demek istemiş acaba?...

 

SEMİH HOCAOĞLU-MARDİN