Keşke İnsanlar Virüslerden, Vebalardan, korktuğu kadar Allah’tan Korksaydı!
Çin’in Wuhan kentinde ortaya çıkan ve kısa sürede Dünya’nın birçok yerinde küresel salgın haline dönüşen coronavirüs başta Avrupa kıtasında olmak üzere yayılmaya ve can almaya devam ediyor.
Bundan bir hafta önce ülkemizde de ortaya çıkan coronavirüs Yetkililerce yapılan son açıklamaya göre 17. Mart itibarıyla vaka sayı 47’ye ulaşmıştır. Tedbir amaçlı insanların toplu olarak bir araya gelebileceği sinema, gösteri merkezi, konser salonu, nişan, düğün salonu, çalgılı, müzikli lokanta, kafe, gazino, birahane, taverna, kahvehane, kıraathane, kafeterya, kır bahçesi, nargile salonu, internet salonu, her türlü oyun salonları, her türlü kapalı çocuk oyun alanları (AVM ve lokanta içindekiler dahil), çay bahçesi, dernek lokalleri, lunapark, yüzme havuzu, hamam, sauna, kaplıca, masaj salonu, Sivil toplum kuruluşlarının genel kurulları, eğitimleri, Cuma ve cemaatle kılınan diğer vakit namazları, taziyeler vb. Faaliyetler genelge ile yasaklandı.
İnsanlar öylesine paniklemiş ki uzun süre karantinanın devam edebileceği korku ve endişesiyle bazı metropol AVM’ lerde makarna gibi gıda ürünlerinin bulunduğu rafların boşaltıldığını Televizyonlardan izliyoruz.
Çin’de ortaya çıkan coronavirüsün kimi bilim adamlarına göre Çinli insanların aykırı beslenme kültüründen kaynaklı yarasa ve bir tür yılan çeşidini yemek olarak tükettikleri için bulaşıcı virisün ortaya çıktığı şeklinde açıklamalar ne kadar gerçekçi? Oysa Çinliler asırlardır bu aykırı yiyecekleri tüketiyor.
Coronavirüs denen bu illeti nedeniyle 15 Mart itibarıyla dünya genelinde hayatını kayıp eden insan sayısı 5 bin 833’tır.
Şimdi Sıkı durun 2020 yılı yalnız ilk iki ay Ocak ve Şubat’ta Soğuk algınlığı, Sıtma, Trafik kazaları, Sigara, HİV/AIDS ve kanserden dolayı hayatını kayıp eden insan sayısı İki milyondan fazladır. Arzu eden internetten araştırabilir.
Dünya, var olduğundan bu yana Çeşitli Veba ve Virüs hastalıkları Küresel çapta yayılmış ve milyonlarca insanın ölümüne sebep olmuştur;
özellikle Avrupa kıtası salgın hastalıklardan nasibini fazlasıyla alan yerlerden biri olmuştur. Kara veba 1629’da İtalya’da, 1665’te İngiltere’de patlak vermiş, dünya genelinde 75 milyon can almış. 1826-1837 Kuzey Amerika, Avrupa, Rusya ve Polonya da koleradan milyonlarca can kaybı. 1853-1854 Birleşik Krallık‘ ta 1 yılda 23 bin kişi hayatını kaybetti. 1883-1887 yıllarında ise Avrupa'da 250 bin kişi kolera nedeniyle öldü. 1918-1919. 20’inci yüzyılın en ölümcül vakası 25 ila 50 milyon arasında insanın ölümüne yol açan İspanyol gribi olarak tarihe geçti.1976 yılında ortaya çıkan HIV-AIDS, küresel olarak yayılarak yaklaşık 36 milyon kişinin hayatına mal oldu.
Tarih boyunca İnsanoğlunun başına gelen vebaların, virüslerin ve tüm felaketlerin sorumlusu yine insan olmuştur. Yüce Yaradan kâinat içerisinde insanı kusursuz yaratmış İnsan kendinden ve yaşamını sürdürdüğü Doğa’dan sorumludur. Ama İnsanoğlu Allah’a karşı nankördür, haindir ve korkaktır. (Allah’a karşı dürüst ve samimi olan azınlık hariç)
İnsanoğlu aklını başına almalı, Yaradan’a karşı haddi aşan nankörlüğünden ve acımasızlığından vazgeçmelidir.
Coronavirüs belki de bir uyarıdır. Bu gün gelinen nokta itibarıyla özellikle İslam coğrafyasında Güç sahibi idarecilerin çoğu Emperyalist patronların çıkarı uğruna zayıf ve güçsüz insanlara sınırsız zulüm uyguluyor ve neredeyse yaşam hakkı bırakmıyor, CORONA bunun sonucu olamaz mı?
Kendi elimizle yaktığımız, tahrip ettiğimiz doğanın içinde yaşayan milyonlarca dilsiz hayvanın ahı olamaz mı?
Çok su içiyor diye sözde medenilerin ülkesi Avustralya’nın keskin nişancıları tarafından katledilen 10 bin devenin ahı olamaz mı?
Helal, haram demeden, rüşvetle, yolsuzlukla sömürülen kul hakkının bir sonucu olamaz mı?
Hayâsızlığın, ahlaksızlığın, zinanın ve Lut kavminin helak oluşuna sebep olan sapıklığın Müslüman toplumu içinde sıradanlaşmaya ve meşrulaştırılmaya hızla zemin hazırlandığı bu dönemde sessiz kalan Coronavirüs sebebi olamaz mı?
İnsanoğlu Virüslerden, vebalardan, bela ve musibetlerden korktuğu kadar Allah’tan korksaydı, haddi aşmasaydı Belki de korktuğu hiçbir şeyle sınanmayacaktı…